Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/223 E. 2019/658 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/223
KARAR NO : 2019/658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2017/2168 D.İş
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Hasar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 09/12/2019
İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 19/04/2017 gün 2017/İHK-1229 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Başvuran vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen genişletilmiş kasko sigorta poliçesi kapsamında teminat verilen … plaka sayılı aracın 23/05/2016 tarihinde karıştığı kazada hasar görmesi sebebiyle araçta meydana gelen hasarın tazmini amacıyla davalı sigorta şirketine başvurduklarını, ancak sovtaj bedeli ve kalan hasar bedelinin %20’sine tekabül eden kısmın ödendiğini, bakiye kısmın ise ödenmediğini belirterek eksik ödenen 35.600,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı vekili taraflar arasında düzenlenen poliçenin “muafiyet bilgileri” başlıklı bölümde yer alan kullanım şekli klozuna göre aracın kiralama hizmetlerinde kullanılıyor olması nedeniyle hasarın %20’sinden sorumlu olduklarını, bu bedeli de ödediklerini belirterek başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; aracın kaza esnasında kiralama işinde kullanıldığı yönündeki savunma ispatlanamadığından bahisle başvurunun kabulüne karar verilmiş, bu karara vaki itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından; taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesinin Kullanım Şekli Klozunda açıkça “… Sigortalı aracın kısa veya uzun süreli araç kiralama hizmetlerinde kullanılıyor olduğunun tespit edilmesi veya sigorta ettiren/sigortalı ruhsat sahibinin bu işlerle iştigal ettiğinin tespit edilmesi durumunda (…) her hasarın %80’i kendisi tarafından karşılanmak üzere…” ifadelerine yer verilmek suretiyle aracın kaza esnasında fiilen kiralık olarak kullanılmasının değil, kiralama işinde kullanılıyor olmasının esas alındığı, davalı sigorta şirketi tarafından aracın araç kiralama hizmetlerinde kullanıldığı veya ruhsat sahibinin bu işlerle iştigal ettiği olgusunu ispatladığı, bu durumda bakiye hasar tazminatının ilgili kloza göre (105.000,00 TL araç rayiç bedeli – 60.500,00 TL sovtaj bedeli – 8.900,00 TL bakiye hasar bedelinin %20’sine tekabül eden kısım) ödenmiş olması nedeniyle başvurunun reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından; aracın hasara uğramasıyla sonuçlanan kazanın meydana geldiği sırada kiralık olarak kullanılmadığı belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru, kasko sigortasından doğan bakiye araç hasar tazminatı istemine ilişkindir.-TTK’nın 1423/2 maddesi: “aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içerisinde itiraz etmemişse sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış sayılır” ; -Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.6. Muafiyetler başlıklı maddesi: “Sigorta poliçesinde, tespit olunan bir miktara veya hasar ile sigorta bedelinin belli bir oranına kadar olan zararın sigortacı tarafından tazmin edilmeyeceği kararlaştırılabilir. Bu şekilde belirlenen muafiyetler en az 14 punto büyüklüğünde harflerle poliçeye yazılır.” ;-Aynı genel şartların A.7. Sigorta Teminatına İlişkin Özel Belirlemeler başlıklı maddesi: “Sigorta poliçesi, sigorta konusu aracın belirli günlerde, belli mesafeler altında veya belli kişiler tarafından kullanılması ve benzeri durumlarda oluşacak zararları kapsayacak şekilde düzenlenebilir. Bu madde uyarınca sigorta teminatına ilişkin olarak yapılan belirlemeler en az 14 punto büyüklüğünde harflerle poliçeye yazılır.” ; C.11. Özel Şartlar başlıklı maddesi: “bu genel şartlara, sigortalı aleyhine olmamak üzere özel şart konulabilir. Sigortalıya özel şartlar ile sağlanan hasarsızlık indirimi ve diğer menfaatler tâbi olduğu şartlara poliçede yer verilir.” şeklindeki hükümleri içermektedir. Ayrıca anılan genel şartların A.5 maddesinde teminat dışı kalan haller sınırlı olarak sayılmıştır.Diğer taraftan TTK’nın 1282 maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın 1281 maddesi hükmü uyarınca da kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Somut olayda, Ticaret Odasından alınan davacı şirkete ait faaliyet belgesine göre, araç kiralama işiyle iştigal eden davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında akdedilen sigorta poliçesinin Kullanım Şekli Klozu başlıklı maddesi uyarınca sigortalı aracın araç kiralama hizmetlerinde kullanıldığının tespit edilmesi veya sigorta ettiren/sigortalı/ruhsat sahibinin bu işlerle iştigal ettiğinin tespiti halinde hasarın %80’i sigortalının kendisi tarafından karşılanmak üzere tazminat bedelinden indirileceği kararlaştırılmıştır. Gerek davacı şirkete ait faaliyet belgesi ve gerekse kasko sözleşmesine konu olan … plaka sayılı aracın kiralama işinde kullanıldığına dair davacı şirketin internet sitesine ait web sayfası çıktısı kapsamında aracın kiralama işinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, kolluk ifade tutanakları ve kazada yaralanan kişilerin kimlik bilgilerine göre araç, rizikonun gerçekleştiği esnada şirket sahibi … kullanımında olup yakınları ile birlikte Ankara’dan Konya’ya doğru seyir halinde iken gerçekleşmiş, giderek aracın kiralama işinde kullanılmadığı bir sırada rizikonun meydana geldiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözü geçen kullanım şekli klozunun taraflar arasında bağlayıcı olup olmadığı, bir başka ifadeyle, aracın kaza esnasında kiralama işinde kullanılmamış olsa bile aracın genel olarak kiralama işlerinde kullanılıyor olması ve/veya araç sahibinin bu işlerle iştigal ediyor olmasının muafiyet veya sigorta teminatına ilişkin özel belirlemeler kapsamında geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. TTK’nın 1423/2. maddesi uyarınca, araç kiralama işiyle iştigal eden davacı şirketin, sigorta sözleşmesindeki kullanım şekli klozuna itiraz etmemesi nedeniyle sözleşmenin bu hükmü taraflar arasında bağlayıcı hale gelmiştir. Poliçede kararlaştırılan kullanım şekli klozu, TTK hükümlerine ve yukarıda ifade edilen Kasko Sigortası Genel Şartlarının muafiyet ve sigorta teminatına ilişkin özel haller başlıklı maddelerine aykırı değildir. O halde, aracın kiralama işlerinde kullanılıyor olması veya sigorta ettirenin bu işlerle iştigal ediyor olması, ilgili sözleşme klozunun uygulanabilmesi bakımından yeterli olup bu hususun ispatlanmış olması karşısında, taraflr arasında ihtilaflı olmayan araç rayiç bedeli üzerinden sovtaj bedeli düşüldükten sonra kalan hasar bedelinin %20’si ödenmiş olmakla sigorta şirketinin sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğinin kabulü gerekmektedir.Bu durumda toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının İADESİNE,3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5- Duruşma açılmadığından taraf vekilleri için vekalet ücret tayinine yer olmadığına,Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.09/12/2019