Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2213 E. 2021/885 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2213
KARAR NO : 2021/885
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2018
NUMARASI : 2016/684 (E) 2018/20 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 04/06/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, olaya davacının kendi kusuruyla neden olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; sürücü davala …’in yönetimindeki … plakalı aracın çarptığı müvekkilinin yaralanmasına ilişkin Adlî Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğuna dair rapor bulunduğu gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi hükümlerinin kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davalı sürücü …in 8/3/2015 günü saat 14:00 sularında seyir halinde bulunduğu yönetimindeki işleteni de olduğu … plakalı otomobille, o sırada yola giren davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Somut olayda öncelikle tartışılması gereken hukuki sorun, davalı sürücü …’in kusurlu olup olmadığına ilişkindir. Dosyaya eklenen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının… numaralı soruşturmasında; davalı sürücü …’in seyir halinde iken adını polis merkezinde öğrendiği …’nun aniden yola atladığını, çocuğu görür görmez frene basmasına rağmen duramadığını söylemiş; … adındaki kişi ise yolun aşağı yönüne bakan 10 yaşlarındaki kız çocuğunun aracın bulunduğu yukarı yöne bakmadan aniden yola atladığını, panik halinde “…” diye bağırdığını, aracın sağ tampon tarafıyla çocuğa çarptığını söylemiş; kolluk tarafından düzenlenen “Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağı” içeriğinde ise aracın sağ dikiz aynasının kırık vaziyette olduğu belirtilmiştir.Toplanan kanıtlardan, özellikle kolluk tarafından düzenlenen tutanağa göre otomobilin sağ dikiz aynasının kırılmasından; trafik kazasının, davacı yaya …, davalı sürücü … … plakalı otomobille geçmekte iken kural dışı hareketiyle beklenmedik biçimde aniden araç yoluna girmesi nedeniyle meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda; davalı sürücü …, sürücülerin hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunda olduklarına ilişkin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 52/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/a,b maddelerine; karayolunda araçların kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde saygısızca sürülmesinin yasak olduğuna dair aynı Kanunun 73’üncü maddesine; sürücülerin özel amaçlarla keyfi veya kasıtlı davranışlarda bulunmak suretiyle yaya veya araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal etmek veya tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunmaları ve araç sürmelerinin yasak olduğuna dair anılan Yönetmeliğin 145/e maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle davalı sürücü … %25 oranında kusurlu ileri sürülmüş ise de davalı sürücü … hangi fiilleriyle 2918 sayılı KTK ve Karayolları Trafik Yönetmeliğine aykırı davrandığı açıklanamamıştır. Kaldıki raporda trafik kazasına davacı yaya …’nun, kural dışı hareketiyle beklenmedik biçimde aniden araç yoluna girmesi nedeniyle meydana geldiği de vurgulanmıştır. Bu itibarla davacı yayanın beklenmedik davranışıyla trafik kazasına neden olduğunun anlaşılması karşısında, herhangi bir trafik kuralına aykırı davrandığı sübut bulmayan davalı sürücü … kusursuz olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 2918 sayılı KTK’nin 85’inci maddesinin son fıkrası ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51 ve devamı maddeleri uyarınca kusuru bulunmayan davalı sürücü ile motorlu aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin zarar tazminatından sorumluluklarının bulunmadığının anlaşılması karşısında, davacının yaralanmasına ilişkin Adlî Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulundan rapor alınmasının sonuca etkisi bulunmadığı gibi davacıda saptanan yaralanmaya ilişkin bulgulara göre Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilimdalı öğretim üyeleri tararfından düzenlenen rapor da yeterli olduğundan davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nin 333’üncü maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, maddi tazminat yönünden HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere, manevi tazminat yönünden ise HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/06/2021