Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/220 E. 2019/665 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/220
KARAR NO : 2019/665
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/08/2017
NUMARASI : 2017/3628 D.İş(Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 20/07/2017 gün 2017/İHK-2513 sayılı kararı)
DAVANIN KONUSU: Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
KARAR TARİHİ: 09/12/2019
İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 20/07/2017 gün 2017/İHK-2513 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran vekili dilekçesinde özetle; aleyhine başvurulan sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 31/08/2015 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde malul kalan müvekkili bakımından sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş; talebini 98.475,66,00 TL olarak ıslah etmiştir. Aleyhine başvurulan sigorta vekili özetle davacının %20 oranındaki maluliyeti ve TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesaplanan tazminatın ödendiğini, bu nedenle müvekkili şirketin bir sorumluluğunun kalmadığını belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyetince; maluliyet raporları arasındakiçelişkinin giderildiği rapor esas alınarak 98.475,66 TL tazminatın tahsiline dair verilen karara vaki itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince hükme esas alınan maluliyet raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Karara karşı, davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunun yetersiz nitelikte olduğunu, davalının üniversite hastanesi adli tıp ana bilim dalına sevk edilerek rapor alınmasına ilişkin taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığnı ve ayrıca vekalet ücretine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatının tahsiline ilişkindir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, maluliyet oranına ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Kazaya sebebiyet veren araca ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin tanzim tarihi 01.04.2015 olup bu tarih, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından öncedir. TTK’nın 1425/3. maddesi uyarınca genel şartlarda sigortalı aleyhine yapılan değişikliklerin sigortalı bakımından geçerliliği bulunmadığına göre maluliyet raporunun yeni genel şartlar gereğince Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre alınması gerekmemektedir. Poliçe tarihi itibariyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarında da kabul edilen yerleşik uygulamaya göre maluliyet oranının hesabında 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe giren Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda da hükme esas alınan 24.02.2017 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi adli bilirkişi kurulu tarafından tanzim edilen raporda, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınmış olup raporda usul ve yasaya aykırılık teşkil eden bir hususa rastlanılmamıştır. Davalı tarafın dayandığı ve tek bir adli tıp uzmanı tarafından tanzim edilen medikal raporun, heyet halinde verilen rapora üstün tutulması da mümkün değildir. Bu nedenle bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.2-Vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazının değerlendirilmesi;5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine 13/06/2012 tarihli ve 6327 sayılı Kanun’un 58.maddesi ile eklenen 17. fıkrasında, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeye uygun olarak da yukarıda belirtildiği gibi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde “Tarifenin 3. kısmına göre, nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin 1/5’ine hükmedilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu maddelerde “talebi reddedilenler” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü Sigorta Tahkim Komisyonunun önüne gelen tek bir talep vardır. O da, sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerin talebidir. Tahkim Komisyonuna talepte bulunan sigortalının talebine cevap veren ve karşı gerekçelerini ileten sigortacının bu anlamda “talebi kabul edilen” veya “talebi reddedilen” olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret” başlıklı 17. maddesine göre, tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde değildir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının İADESİNE,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.09/12/2019