Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2180 E. 2021/1517 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2180
KARAR NO: 2021/1517
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2018
NUMARASI: 2017/13 (E) 2018/429 (K)
DAVANIN KONUSU: Rücuen tazminat
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kasko sigortası poliçesine istinaden sigortalıya ödenen tazminatın TTK’nın 1472.maddesi kapsamında zarar sorumlusu olduğu iddia edilen davalı servisten rücuen tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; on binlerce kilometre yapan aracın davalı servisteki onarımından sonra 10 km’lik deneme sürüşünde yanmasının üretim hatasına bağlandığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının enjektör değiştirilmesine rağmen, enjektör geri dönüş oringlerini değiştirmesi gerekirken değiştirmediğini, özenli işçilikle çalışmadığını ve sızan yakıtın yangına sebep olduğunu, BK 579. maddesi uyarınca garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğu ağırlaştırılmış sorumluluk olduğundan bu madde çerçevesinde ispat yükünün yer değiştirdiğini ve davalının aracın kendi kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple yandığını ispat etmesi gerektiğini, bu ispata rağmen bu tür yerleri işletenlerin kusuru olmasa dahi saklama ücretinin 10 katıyla sorumlu olacağını, ispat yükü açısından kararın hatalı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından davacıya kasko sigortalı … plakalı aracın onarım için davalı servise teslim edildiği, onarım sonrasında servis çalışanı tarafından 27/02/2016 günü yapılan test sürüşü esnasında sigortalı olan aracın yandığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince makine ve elektrik mühendisi ile sigorta eksperinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan kök raporda, araçta meydana gelen yangının elektrik tesisatı kaynaklı ve aracın üreticisinin sorumluluğunda değerlendirilmesinin uygun olacağı, bununla birlikte yangının meydana getirdiği harabiyet nedeni ile elektrik tesisatının net olarak hangi parçasından kaynaklı çıktığının belirlenmesinin mevcut bilgiler ile mümkün olmadığı, davalının vermiş olduğu servis hizmeti nedeni ile bu yangından dolayı kusurlu ve sorumlu tutulmasının teknik olarak mümkün görülmediği tespit edilmiştir. Mahkemece dava konusu araç üzerinde keşfen inceleme yapılmak suretiyle aynı bilirkişi kurulundan alınan ek raporda; kök rapordaki görüşlerine uygun olarak ağır harabiyet nedeniyle motor kaputu altındaki bölümde başlamış olduğu kanaati oluşan yangının kuvvetle muhtemel olarak elektrik tesisatı kaynaklı olduğu, ancak kesin çıkış nedeninin yangının oluşturduğu ağır harabiyet nedeniyle net olarak ortaya konulamayacağı, olaya müdahale eden ve aracın yanma sonrasındaki ilk durumunu değerlendiren itfaiye ekiplerinin hazırlamış olduğu yangın raporundaki değerlendirmenin de benzer yönde olduğu, dosya içerisindeki mübrez bilgi ve belgelerden aracın yaklaşık 70 km/saat seyir halindeyken kaporta altından çıkan dumanlar nedeniyle yangının başlamış olduğunun anlaşıldığı, iddia edildiği gibi yakıt bağlantısındaki o-ringden kaçak yaparak akan yakıtın yüksek sıcaklıkta parçalara sirayet ederek yangını başlatmış olsaydı kaçak nedeniyle oluşan yakıt hattındaki basınç kaybı nedeniyle motorda dikkati çeken bir performans düşüklüğü, çekiş kaybı yaşanarak kendisini göstereceği, araç yakıtının motorin olmasına ek olarak bu yakıtın buharlaşma ve alevlenerek tutuşma sıcaklıkları ile alevlenmesi için gerekli yakıt hava karışımı da dikkate alındığında öncelikle yoğun bir yakıt buharı oluşmasının gerektiği, bu buharın kaporta altından duman değil ancak su buharına benzer bir sis şeklinde dışarıya sirayet etmesine ek olarak oluşan bu yakıt hava karışımının havalandırma kanalları vasıtasıyla sürüş kabininde yoğun yakıt kokusu hissedilmesine neden olacağı, somut olayın bu şekilde gerçekleşmediği tespit edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek raporunun da ayrıntılı, gerekçeli ve karar vermek için yeterli olduğu, yangının aracın motor kısmındaki elektrik tesisatından kaynaklı olarak çıktığı, davalının vermiş olduğu servis hizmeti nedeni ile kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili tarafından yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2021