Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/218 E. 2019/698 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/218
KARAR NO: 2019/698
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/08/2017
NUMARASI : 2017/3666 Esas – 2017/3666 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maluliyet Tazminatı
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili başvuru dilekçesinde; müvekkili … 21/02/2012 tarihinde … nolu araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin % 59 oranında sürekli maluliyeti oluştuğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin içinde bulunduğu aracın ZMSS poliçesini yapan şirket olduğunu, davalıya müracaata rağmen ödeme yapılmadığını, fazlaya ilişkin saklı kalmak üzere 15.100,00 TL maluliyet tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili 22/03/2017 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ederek 90.733,58 TL’ye yükseltmiştir.Davalı sigorta şirketi cevabında; davacı tarafa Tahkim Komisyonu kararı ile 74.269,00 TL ödeme yapıldığını, davacı talebi hakkında kesin hüküm bulunduğunu, bu sebeple kesin hüküm itirazında bulunduklarını, verilen kararda da fazlaya ilişkin bir hakkın bulunduğunun hüküm altına alınmadığından davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti karar ve gerekçesinde; davacının talebinin maluliyet artışına ilişkin olduğunu, kesin hüküm itirazı yerinde olmadığını, önceki kararın bu başvuru bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, önceden ödenen tazminatların da güncellenmiş değeri hesaplanarak bilirkişi raporu alındığını, taraflara tebliğ edildiğini, bilirkişi raporu doğrultusunda 95.592,03 TL sigorta şirketine başvuru tarihinden, 8 iş günü sonunda 09/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile tahsiline karar vermiştir. Sigorta şirketi yapmış olduğu itiraz başvurusunda hükme esas alınan maluliyet raporunun yönetmelik ve şartlara uygun olmadığını, kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağını göstermediğini beyan ederek itiraz etmiştir.İtiraz Hakem Heyeti kararında; sigorta şirketinin cevap dilekçesinde kesin hüküm sebebiyle davanın reddi gerektiği savunmasında bulunulduğunu, maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının bu aşamaya kadar dile getirmediğini, hesap bilirkişisi raporunun tebliği sonrasında da rapora karşı bir itirazda bulunmadığını, bu aşamada maluliyet raporuna karşı itirazlarının dinlenemeyeceğini belirterek itirazların reddine karar vermiştir.Sigorta şirketi istinaf dilekçesinde; eksik incelemeye dayalı maluliyet raporuna göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, kendilerinin sunmuş olduğu Medikal eksper raporu ile davacının sunmuş olduğu raporun arasında çelişkiler olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacı vekili başvuru dilekçesinde müvekkilinin meydana gelen trafik kazasından dolayı malul kaldığını iddia ederek tazminat talebinde bulunmuşsa da, davalı sigorta şirketinin beyanlarında ve dosya kapsamından uyuşmazlık hakkında kesin hüküm niteliğinde sigorta tahkim komisyonunun 2014/3740 ve 17/11/2014 tarihli kararı olduğu, hatta bu karar hakkında davacı vekili tarafından Fethiye İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamların icrası yoluyla takibe geçildiği, davacı vekilinin inceleme konusu başvurusuna ilişkin talebinin ise sonradan gelişen bir maluliyet artışına ilişkin olmayıp, önceki maluliyete dair farklı kurumlardan farklı maluliyet oranları gösterir rapor alınmasından kaynaklı bir talep olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının aynı trafik kazasından kaynaklı maluliyetine ilişkin tazminat talebinin kesin hükme bağlanması sebebiyle yeniden dinlenmesi mümkün olmayacağından, davalı sigorta şirketinin istinaf taleplerinin kabulüyle, kararın kaldırılarak kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, gerekçenin düzeltilmesi amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının KALDIRILMASINA,Buna göre; 1-Davanın reddine, 2-6728 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesi gereğince başvuru dilekçesindeki miktar dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen vekalet ücretinin 1/5’i olan 2.079,42 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,B-İSTİNAF TALEBİ BAKIMINDAN :1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,3-Davalı tarafça yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcı ile 43,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/12/2019