Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2145 E. 2021/658 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2145
KARAR NO: 2021/658
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2017/458 Esas – 2018/150 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 54.maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı Güvence Hesabının sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde kaza tarihi itibariyle geçerli bir sigorta poliçesi bulunmayan araçların vermiş olduğu zarara ilişkin olup, böyle bir aracın varlığı ve kazaya sebebiyet verdiğini kanıtlanması davacı zarar görene aittir. Ancak mevcut delil ve belgeler çerçevesinde ceza soruşturması kapsamında yapılan tespit ve incelemeler çerçevesinde zarara geçerli bir Karayolları ZMMS poliçesi bulunmayan başka bir aracın sebebiyet verdiğine dair delil bulunmadığı, bu konuda yaklaşık değil tam bir ispatın gerektiği ancak davacının davasının ispatlayamadığı” gerekçesiyle, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 13/08/2016 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü …. olan … plakalı motosiklete, arkadan gelen ve plakası tespit edilemeyen bir aracın çarptığını ve müvekkilinin yaralandığını, plakası tespit edilemeyen aracın olay yerinden kaçtığını, müvekkilinin hastanedeki tedavisinden sonra hastane polisine bilgi verdiğini, ancak emniyet müdürlüğüne gitmesi gerektiğini düşünemediğini, bu nedenle kaza yeri terk tutanağı düzenlenemediğini, davalı …’nın meydana gelen zarardan sorumlu olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Davacı taraf her ne kadar, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı motosiklete, 13/08/2016 tarihinde plakası tespit edilemeyen bir aracın arkadan çarpıp kaçtığını iddia etmişse de; motosiklet sürücüsü ile motosiklette yolcu olan davacı ve diğer müştekilerin olaydan yaklaşık 4-5 ay sonra aynı gün ifade vermeleri ve Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2017 tarih ve 2017/1097 Soruşturma-2017/915 Karar sayalı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu trafik kazasının, davalı …’nın sorumluluğunu doğuracak şekilde, plakası tespit edilemeyen bir aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarptığı şeklinde gerçekleştiğinin, davacı tarafça ispatlanamadığı kanısına varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/04/2021