Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2133 E. 2021/1177 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2133
KARAR NO: 2021/1177
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI: 2016/736 (E) 2018/542 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı
KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı olan müvekkili şirkete ait dava dışı …’ın yönetimindeki … plaka sayılı aracın, 12/6/2016 günü önünde seyreden … plaka sayılı aracın ani fren yapması, havanın yağışlı ve yolun kaygan olması sebebiyle bu araca arkadan çarparak maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, sürücü …’ın yardım edecek kimsenin bulunmaması sebebiyle can güvenliğinin tehlikeye girdiğini düşünerek kaza yerinden ayrıldığını, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporla kanında alkol bulunmadığının belirlendiğini, yapılan başvuruya rağmen kasko sigortacısı davalının araçtaki zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27/4/2018 günü sunduğu dilekçeyle talep sonucunu 27.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davaya konu tazminat talebinin Sigorta Genel Şartlarının A.5.10’uncu maddesi uyarınca teminat kapsamı dışında olduğunu, araç üzerinde rehin hakkı bulunan kurumun muvafakat alınmadan davaya devam edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 27.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğu kabul edilmekle beraber sürücünün alkollü olduğunun anlaşılmaması için olay yerinin kötü niyetle olarak terk etmesi hususunun değerlendirmeye tabi tutulmamasının hakkaniyete aykırı olduğunu, olay yerini terke ilişkin kanıt yükü kendisinde olan davacının olay yerinin haklı biçimde terkedildiğini, kazanın da alkolün etkisiyle meydana gelmediğine ilişkin kanıt ortaya koyamadığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, 22/05/2008 tarihli dilekçesinde davacı yanın davanın niteliğinin kısmi dava olduğunu ikrar ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularla ve ileri sürülen istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigortasına dayanılarak, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı istemine ilişkindir. Davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında 4/3/2016 günü akdedilen genişletilmiş kasko sigortası poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın, 12/2/2016 günü sürücüsü …’ın yönetiminde iken, aynı yönde önünde seyreden sünücüsü dava dışı …’nun yönetimindeki … plakalı araca çarparak hasara uğramasının ardından, sürücü …’ın olay yerini terk ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kasko sigortalı araç sürücüsünün kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kazada oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının (KAKSGŞ) A/1 maddesinden; aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması, gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu oluşan maddi zararların bütününün, kasko sigortasının teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Olay tarihinde geçerli olan KAKSGŞ’nin “. Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı A.5’inci maddesinin 10’uncu maddesinde, “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması ” durumu, araçta meydana gelen zararın kasko sigortası teminatı dışında kalması nedenlerinden biri olarak sayılmıştır. Somut uyuşmazlıkta ise; davacıya ait aracın sürücüsü dava dışı …’ın kolluklara anlatımında önünde seyreden kamyonetin aniden frene basması üzerene kendisinin de frene basmasına rağmen duramayıp önünde seyreden araca çarptığını, kendi olanakları ile araçtan indikten sonra üstüne yürüyen iki şahıs ile aralarında tartışma çıkması nedeniyle korkarak olay yerinden ayrıldığını ileri sürmüş ise de, kazaya karışan diğer araç sürücüsü …’nun kollukta seyir halinde bulunduğu sırada arkasından seyreden aracın çarpması nedeniyle idaresindeki aracın savrularak takla atıp, sol şarampole düştüğünü, kendi olanakları ile araçtan çıktığını, yanında yolcu olarak bulunan …’nin de camdan fırladığını, alkol kokan … plakalı araç sürücüsü ile aralarında tartışma olduğunu, kendi idaresindeki araca çarpan araç ile aynı model plakasını almadığı başka aracın gelerek diğer araç sürücüsünü olay yerinden götürdüğünü, daha sonra gelen ambulansın kendisini Avcılar Devlet Hastanesine, arkadaşı …’yi Esenyurt Devlet Hastanesine götürdüğünü beyan etmesi; diğer araçta bulunan …’nin de kolluklarda benzer anlatımlarda bulunarak içinde bulundukları aracın çarpmanın etkisiyle karşı yöne geçerek, bariyerlere vurup takla attığı sırada ön camdan fırladığını, alkol kokan diğer araç sürücüsü ile aralarında tartışma olduğunu, kendilerine çarpan araç ile aynı model plakasının alamadıkları başka bir aracın olay yerine gelerek bu kişiyi alıp gittiğini bildirmesi karşısında; oluşa göre kazanın etkisiyle yaralandıkları anlaşılan dava dışı … ve …’nin kendisine saldırdığını beyan eden …’ın anlatımına itibar edilmesine olanak bulunmadığı gibi, adı geçen kişinin kendisini olay yerinden götüren aracın gelmesine kadar geçen süre içinde beklediği, böylece davacıya ait araç sürücüsünün KAKSGŞ’nin A.5’inci maddesinin, 10’uncu bendinde belirtilen zorunlu hal bulunmaksızın olay yerini terkettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir. ATK Kimya İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; olay yanında 16 saat 7 dk sonra koruyucu madde içermeyen tüpde gönderilen pıhtılı kan örneğinin analizi sonucu düzenlenen dava dışı …’ın kanında alkol (etanol, metanol) bulunmadığı belirtilmiş; yargılama aşamasında alınan aralarında nöroloji uzmanının bulunduğu bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda da aradan geçen zaman dikkate alınarak yapılacak hesaplamaya göre en fazla 2,4 promil alkollü olduğu varsayılabilecek …’ın yapılan hesaplamaya göre kaza anında alkollü olup olmadığını söyleme olanağının bulunmadığı belirtilmesine rağmen kazanın oluş saati ve şekli ile, hava koşulları göz önüne alındığında, alkolün etkisi olmadığında böyle bir kazanın meydana gelmesinin mümkün olduğunu belirtilmiştir. ATK Kimya İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapor dava dışı …’ın olay anında alkollü olmadığını kanıtlamaya yetmeyeceği gibi, bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora itibar edilmesine olanak bulunmamaktadır. Zira bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, alkolün, olay anında en fazla 2,4 promil alkollü olabileceği varsayılan dava dışı …’ın davranışları üzerinde etkisinin ne olacağı konusunda herhangi bir bilimsel açıklama da bulunulmaksızın, varsayıma dayalı bir biçimde, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Herhangi bir bilimsel açıklamaya yer vermeyecek biçimde varsayıma dayalı olarak düzenlenen rapora itibar edilmesine de yasal olanak bulunamamıştır. Somut uyuşmazlık, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığının ispat yükünün davacıya geçtiği, dosyaya toplanan kanıtlar ile hasarın teminat kapsamında kaldığı kanıtlanamamıştır. Bu durumda açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı tarafından davalı sigorta şirketine karşı açılan kasko sigortasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkin davanın reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin ödenen 170,78 TL karar ve ilam harcından mahsup edilerek, bakiye 111,38 TL karar ve ilam harcının talep halinde yatıran tarafa geri verilmesine, 3-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsil edilerek kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Gider avansında harcanmayan miktarın HMK’nin 333’üncü maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta Şirketi tarafından sarfedilen posta ve tebligat gideri 23,50 TL, istinaf başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere toplam 121,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek, davalı … Sigorta Şirketi’ne verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesi, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/09/2021