Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2106 E. 2021/523 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2106
KARAR NO: 2021/523
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2016/77 Esas – 2017/1090 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık TBK’nın 53 ve 56. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacı … tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 8.059,75 TL [destek …’in vefatı nedeniyle] destekten yoksun kalma tazminatı ile 2.500,00 TL cenaze ve defin masrafı olmak üzere toplam: 10.559,75 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan 30/05/2013 olay tarihinden itibaren davalı …’den 22/01/2016 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılar tarafından davalılar … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için [… yönünden 25.000,00 TL … yönünden 15.000,00 TL olmak üzere toplam:] 40.000,00 TL, davacı … için 7.000,00 TL, davacı … için 7.000,00 TL ve davacı … için 7.000,00 TL olmak üzere toplam: 61.000,00 TL manevi tazminatın 30/05/2013 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı … vekili, davalı … ile davalı … istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davalı … tarafından istinaf başvurusu yapılırken, istinaf harçlarının yatırılmadığı görülmüş ve Mahkemece, istinaf harçlarının verilen kesin süre içerisinde yatırılması amacıyla davalıya usulüne uygun olarak 01/06/2018 tarihinde ihtarname tebliğ edilmiş ancak istinaf harçlarının yatırılmaması üzerine Mahkemece 12/07/2018 tarihli ek karar ile, HMK’nın 344. Maddesi gereğince davalı …’ın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ve ek karar davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından ek karara karşı herhangi bir istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; vefat eden …’nın, davacı …’ın gelini olduğunu ve davacı …’a baktığını, vefat olayı nedeniyle davacı …’ın destekten yoksun kaldığını, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece kusura yönelik bir değerlendirme yapılmadan, kaza tespit tutanağı ve adli tıp raporu esas alınarak sürücünün kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müteveffa …’nın vefatı nedeniyle müteveffanın oğlu olan davacı için hesaplanan destekten yoksun kalma miktarının fahiş olduğunu, müteveffanın gelirinin, titizlikle araştırılmadan bir geliri olup olmadığı dahi belli değilken var olduğu varsayımıyla, asgari ücretten belirlemeler yapılmasıyla yüksek oranlı destekten yoksun kalma tazminatı tespit edilmesinin kabul edilemeyeceğini, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından 30/05/2015 tarihinde, davalı …’nin ZMS sigortacısı, davalı …’un maliki ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile dava dışı sürücü …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan … (davacı …’ın oğlu) ile … (davacı …’ın gelini, diğer davacıların kardeşi)’ın vefat ettiği, davacıların bu vefat olayları nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-)Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Davacı vekili her ne kadar, vefat eden …’ın, davacı …’ın gelini olduğunu, kendisine baktığını ve destek ilişkisinin olduğunu iddia etmiş ise de; davacı … (kayınvalide) ile müteveffa … (gelin) arasında desteklik ilişkisi olduğunu ispatlayacak herhangi bir delil ibraz edememiştir. Bu minvalde Mahkemece, destekten yoksun kalma tazminatının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. B-)Davalı …’un istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 09/12/2015 tarihli raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, müteveffaların yolcu olarak bulundukları … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu mütalaa edilmiştir. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 18/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davacı …’ın, gelini müteveffa …’nın ölümü sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinin mevcut delil durumuna göre oluşmadığı; müteveffa …’ın ölümü sebebiyle, babası davacı …’ın uğradığı destekten yoksun kalma zararının 7.678,98 TL ve defin ve cenaze giderinin ise 2.500,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporlarının yapılan incelemesinde, raporların HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından davalının bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir. Davalının manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna yönelik iddia ve itirazlarına gelince; kazanın oluş şekli, davalı sürücünün tam kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varıldığından davalının bu yöne ilişkin iddia ve itirazları da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekili ile davalı …’un istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.888,25 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.257,96 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 3.630,29 TL karar ve ilam harcının davalı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davacı … ile davalı …’un istinaf başvuruları nedeniyle sarfettikleri yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.08/04/2021