Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2079 E. 2021/556 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2079
KARAR NO: 2021/556
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2014/528 (E) 2018/183 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici işgöremezlik tazminatı, tedavi ve bakıcı gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; “Davalı … şirketi ile ilgili açılan davanın reddine, 8.490,00 TL iş görmezlik, 3.750,00 TL tedavi gideri, 10.766,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 23.006,00 TL’nin davalılardan … Sigorta ile ilgili dava tarihi ve davalılardan … ve … ile ilgili 10/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak davacıya …’ye verilmesine, 5.000,00 TL. …, 2.000,00 TL’er …, … ve … için ayrı ayrı toplam 11.000,00 TL’nin … ve … 10/03/2013 tarihinden itibaren bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye istemin reddine ” karar verilmiştir. Mahkemece 23/05/2018 tarihli tashih kararıyla hüküm kısmının üç nolu bendinin “-… avans faizi ile birlikte…” şeklinde tashihine, 6/C bendinin “….davalılardan … A.Ş hariç diğer davalılardan alınmasına, davacılara verilmesine” şeklinde tashihine, dokuz nolu bendinin “-Davacı tarafından yapılan 2.700,85 TL yargılama giderleri+1.375,75 TL Adli Tıp Kurumu rapor ücretleri olmak üzere toplam 4.076,60 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.041,97 TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta A.Ş, … ve …’tan alınmasına davacılara verilmesine” şeklinde tashihine, 10 nolu bendinin “davalı … tarafından yapılan 19,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 14,14 TL yargılama giderinin davacılardan alınmasına, işbu davalıya verilmesine” şeklinde tashihine, zuhulen oluşturulan hüküm kısmının oniki nolu bendinin yok sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ile davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin engelli olduğu için kazadan normalden daha fazla etkilendiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının müvekkillerinin manevi acısını hafifletecek düzeyde olmadığını, az olduğunu, araç sadece resmi şekilde devredilebildiğinden ve kiralama ilişkisi resmi kayıtlarda görülemeyeceğinden uzun süreli kira sözleşmesi ile işletenin değiştiğinin müvekkilleri tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bu nedenle davalı … lehine yargılama gideri ve ilam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dava tarihinin 23.12.2013 olmasına rağmen gerekçeli kararda 18.09.2014 olarak yazıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 76. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/289 E. sayılı dosyasında İTÜ’den alınan kusur raporu ile İstanbul ATK’dan alınan kusur raporunun birbirinden farklı olduğunu, iş bu dosyadan alınan bilirkişi heyeti raporunda ise davalı aleyhine olan İTÜ’den alınan bilirkişi raporuna iştirak edildiğini, bilirkişi heyeti raporunda kusur tespitinin hatalı olduğunu, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, davacının zaten özürlü ve malul olduğunu, kazadan dolayı bir maluliyetinin bulunmadığını, kaza olmasaydı da herhangi bir işte çalışamayacağını, dolayısıyla 14 aylık tedavi süresince işgöremezlik tazminatı ve kazadan kaynaklı maluliyeti olmadığından bakıcı gideri hesabı yapılamayacağını, davacılar kendisini aynı vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat bakımından 2.180 TL vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken toplam 8.180 TL vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ceza davasında alınan bilirkişi raporunda davacının asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının park halindeki araçların arasından aniden çıktığını, müvekkilinin trafiğin yoğun olması sebebiyle manevra alanının bulunmadığını, davacının kaldırımda değil, araçların arasında yürüdüğünü, davacının kazadan dolayı oluşan herhangi bir maluliyetinin bulunmadığını, maluliyete dayalı iş gücü kaybının bulunmaması nedeniyle tazminat talebinin reddi gerektiğini, trafik kazalarına bağlı yaralanmalarda tedavi giderlerinin SGK’ca karşılanması nedeniyle maddi tazminat talebinin ve hukuki bir mesnedi bulunmayan manevi tazminat talebinin ve maluliyeti olmadığından bakıcı gideri talebinin reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Mahkemece alınan 02/05/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda, kazanın, davalı sürücü …’ın yönetiminde bulunan … plakalı minibüsü ile yolun sağında park halinde bulunan araçlara tutunarak gitmekte olan engelli yaya davacı …’ye aracın ön sağ yanı ile çarpıp düşürmesi ve daha sonra aracının ön sağ tekerleği ile davacının ayağını çiğnemesi şeklinde meydana geldiği, meskun mahal içi olan kaza yerinde yolun iki yönlü trafiğe açık, zemini asfalt, her iki yanında yaya kaldırımı bulunduğu, davalı sürücünün görüşe açık yolda, sağ kenarda park halinde bulunan araçlara tutunarak yürümekte olan davacı yayaya yaklaşırken yavaşlaması yanında durumuna göre korna uyarısında bulunup yolun imkan verdiği ölçüde davacının uzağından geçecek ve davacı yayayı sürekli kollayarak ilerlemesi gerekirken sebepsiz yere davacıya çok yakın şekilde geçiş yaparken sağ yanına gereken dikkati vermemesi sonucu aracının ön sağ yanı ile çarpması neticesinde davalı sürücüye % 75 oranında asli kusur izafe edildiği, davacı …’nin ise yaya kaldırımından yürümesi gerekirken engelli oluşu sebebiyle buradan gidemediği ve bu sebeple taşıt yolu üzerinden, kenarda park halindeki araçlara tutunarak yürümek zorunda kaldığı kabul edilecek olsa da bu sırada arkasından gelen araçlara karşı dikkatli ve tedbirli davranıp duruma göre gerektiğinde yana çekilmesi gerekirken bu davranışı göstermediği için % 25 oranında kusur izafe edildiği, İstanbul Anadolu 76. Asliye Ceza Mahkemesince İTÜ’den seçilen heyetten alınan ve davalı sürücüyü asli, davacı yayayı tali kusurlu kabul eden 12/02/2016 tarihli kusur raporuna olayın oluş şekline göre iştirak olunduğunu, buna karşılık ATK’dan alınan ve davalı sürücüyü tali, davacı yayayı asli kusurlu kabul eden 09/02/2015 tarihli kusur raporuna, davacı yayanın davalıya ait aracın önüne yani yolun içine doğru enine bir hareketi olmayışı nedeniyle iştirak olunamadığını, davalı sürücünün hiçbir harici etken yok iken sırf kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği sonucu kenardan park halindeki araçlara tutunarak gitmekte olan ve gerilerden fark edebileceği davacı yayanın üzerine gidip ona çarpmasının asli kusurlu sayılması için yeter sebep olduğunu tespit eden 02/05/2017 tarihli bilirkişi raporunun oluş, usul ve yasaya uygun olduğu, hüküm vermek bakımından yeterli bulunduğu anlaşılmakla davalılar … ve … vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkemece ATK Genel Kurulundan alınan 08/12/2016 tarihli raporda, davacının davaya konu trafik kazasına bağlı yaralanması fonksiyonel araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 14(on dört) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş olup, 14 ay üzerinden geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dosya kapsamında SGK’nın sorumluluğunda bulunmayan belgesiz tedavi giderlerinin tespiti için doktor bilirkişiden alınan rapora göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalılar … ve … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı …’ın trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararı nedeniyle tedavisinin devam ettiği 14 aylık geçici işgöremezlik dönemi için doktor bilirkişiden alınan rapora göre %100 malul sayıldığı ve bakıcı ihtiyacı tespit edildiği anlaşılmakla davalılar … ve … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. Davacının ve davalıların dosya kapsamından anlaşılan ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, davalı sürücü …’ın dosya kapsamından anlaşılan kusurunun ağırlığı ve olayın meydana geldiği tarihe göre, davalılar … ve … AŞ aleyhine hükmolunan manevi tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin ve davalılar … ve … AŞ vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiğinden davalı … AŞ vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.(Yargıtay 17.HD 25/03/2021 tarih, 2020/3068 E. ve 2021/3268 K) Davacı vekili dava tarihinin 23.12.2013 olmasına rağmen karar başlığında dava tarihinin 18/09/2014 olarak belirtildiğinden bahisle istinaf talebinde bulunmuş ise de bu hususun tashih kararıyla düzeltilebilecek nitelikte olduğu, mahkemenin 31/05/2018 tarihli tashih kararıyla dava tarihini bu kez 23/12/2014 olarak tashih etmiş olduğu, mahallinde her zaman düzeltilebilir bir hata olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacılar, haksız fiil faili ile birlikte aracın işleteni sıfatıyla … AŞ’ye karşı, diğer davalılar ile birlikte müteselsil sorumlu olduğu iddiasıyla dava açmış, Mahkemece bu davalının araç işleteni olarak sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılarak davanın bu davalı yönünden taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine aykırı olmayıp bu konuda tarafların da bir itirazı olmamakla birlikte, bu davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Zira, kazaya karışan araç trafik sicilinde davalı … AŞ adına kayıtlıdır. 2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı araç işletenini kesin olarak gösteren bir karine değil ise de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğinde olup aracın dava dışı bir şirkete uzun süreli kiraya verildiğini ve dolayısıyla işletenin kayıt maliki olmadığını dava açmadan (ve kayıt maliki bu yönde bir savunmada bulunmadan) bilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla, hakkında işleten sıfatıyla dava açılan ve taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilen bu davalı lehine/davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde bir uygulama olmamış, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalılar … ile … Anonim Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, B-1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 2-Davalı … AŞ ile ilgili açılan davanın reddine, 3- 8.490,00 TL iş görmezlik, 3.750,00 TL tedavi gideri, 10.766,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 23.006,00 TL’nin davalılardan … Sigorta’dan dava tarihinden; davalılardan …’dan ve …’tan 10/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte alınarak davacı …’ye verilmesine, 4-Davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL ve davacı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …’dan ve …’tan 10/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazla istemlerin reddine, 5-Hakkında açılan dava reddedilen davalı … AŞ lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Maddi tazminat bakımından, peşin alınan 426,95 TL maktu harç+27,35 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 454,30 TL harcın, alınması gereken 1.571,53 TL nispi karar ve ilam harcından mahsubu ile kalan 1.117,23 TL karar ve ilam harcının davalılar … Sigorta, … ve …’dan müteselsilen tahsili ile Hazineye irat olarak kaydedilmesine, 7- Maddi tazminat bakımından, davacı … vekille temsil edildiğinden, AAÜT gereğince hesaplanan 2.760,72 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Sigorta, … ve …’dan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 8-Dava açılırken davacı tarafından yatırılan 24,30 TL. başvurma harcı+ 426,96 TL peşin harç+ 7,50 TL vekalet harcı+ 27,35 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 486,11 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Manevi tazminat yönünden: 9-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 751,41 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan tahsiline, Hazine adına irat kaydedilmesine, 10-Davacı … davasını vekille takip ettiğinden, AAÜT’ye göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … ve …’tan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 11-Davacı … davasını vekille takip ettiğinden, AAÜT’ye göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … ve …’tan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 12-Davacı … davasını vekille takip ettiğinden, AAÜT’ye göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … ve …’tan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 13-Davacı … davasını vekille takip ettiğinden, AAÜT’ye göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … ve …’tan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 14-Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden; davalılar … ve … vekille temsil edildiklerinden, ilk derece mahkemesi kararı tekrar edilmek suretiyle, AAÜT 10/2. maddesi ve toplamda reddedilen miktar göz önüne alınarak 8.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine, 15-Davacılar tarafından yapılan 1.943,25 TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre hesaplanan 194,32 TL’nin davalılar … ve …’tan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 16-Davalı .. şirketi tarafından yapılan 19,00 TL yargılama giderinin 3,60 TL’si davacıdan alınmasına, işbu davalıya verilmesine, 17-Diğer davalılar yargılama gideri yapmadığından, yargılama gideri konusunda lehine karar verilmesine yer olmadığına, 18-T.C.Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığına ait 16/09/2015 tarihli … fatura nolu 612,75 TL ve 16/01/2017 tarihli, … fatura nolu 763,00 TL miktarlı Adlı tıp kurumu rapor ücretleri davacılar tarafından yatırılmadığından, işbu ücretlerin davacılardan tahsili amacıyla, ilgili Vergi dairesi müdürlüğüne harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, 19-HMK’nın 333.maddesi gereğince artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
C-İSTİNAF BAŞVURUSU BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının iadesine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.322,94 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.161,46 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.161,48 TL karar ve ilam harcının davalılar … ile … Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talebinde bulunan tarafların istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/04/2021