Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2054 E. 2021/738 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2054
KARAR NO : 2021/738
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 09/05/2018
NUMARASI : 2014/1185 (E) 2018/562 (K)
DAVANIN KONU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ait davalı … AŞ tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortalı olan davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın davacıların murisi … 23/01/2013 tarihinde çarparak ölümüne neden olduğu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla her bir davacı için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan her biri için ayrı ayrı 150.000,00 TL olmak üzere toplam 600.000,000 TL manevi tazminatın davalılar … tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya yaya geçidini kullanmayan ve ışık bulunan yerden geçmeyen maktulun neden olduğunu, talep edilen manevi tazminatın pek aşırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin dava açılmadan önce tam ve eksiksiz olarak ödendiğinden reddi gerektiğini, faiz başlangıcına ilişkin taleplerinin kabul edilemez olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının sübuta ermediğinden reddine, davacılar … tarafından açılan maddi tazminat davasının ıslah talebi kapsamında kısmen kabulüne, davacı … için 12.580,75 TL, davacı … için 2.713,99 TL, davacı … için 5.809,65 TL olmak üzere toplam 21.104,39 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle, davacılara verilmesine, hükmedilen tazminata davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt (ödeme) tarihi olan 10/04/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin ıslah talebinin reddine, davacılar tarafından davalılar … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … için 25.000,00 TL, … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL, … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iş bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmolunun manevi tazminat miktarının fazla olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacılar vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, müteveffanın anne ve babasının farazi destek payı ayırmanın yasal dayanağının bulunmadığını, anne ve babaya farazi destek uygulanmasında gerekli araştırma ve inceleme yapılmadığını, müteveffanın aylık gelirinin eksik hesaplandığını, pasif devre kazancının asgari ücret miktarınca hesaplanmasının da yasal dayanağı olmadığını, davacılara daha önceden sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi usulünün hakkaniyete uygun olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay’ın süreklilik kazanan uygulamalarına göre genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı çocukların anne ve babasına belirli bir düzeyine destek olacağını gösterir. Bu desteğin tutarı tarafların sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilir ise de, çocuğun hiç destek olamayacağı kabul edilemez. Destek mutlaka para veya maddi katkı biçiminde olmayabileceği gibi bunun dışında çeşitli hizmet ve yardımlar ile de destek olunabilir. Anne ve babanın belirli bir gelirinin olması ölenin desteğinden yoksun kalmadıkları sonucunu doğurmaz. Yargıtay’ın süreklilik taşıyan kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır.Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; işgücü kaybı nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği, Yargıtay’ın süreklilik kazanan içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dâhil edilemez. Somut olayda, kaza tarihinde 48 yaşında öğretmen olan davacının pasif dönemi 60 yaşında başlayacaktır. Hükme esas alınan bilirkişiler kurulu raporunda; ölen desteğin sağ olan anne ve babası için birer pay ayrılarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı; hesaba esas olan kazanç türünün ise öğretmen ve müdür yardımcısı olarak görev yapan ölen desteğin gelirinin, Bağcılar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bildirilen ek ders ücreti ve maaşı dikkate alınarak hesaplandığı; davalı sigorta şirketi tarafından ödenen miktarın işlemiş faizi ile hesaplanarak mahsup edildiği; pasif dönem zarar hesabının ise asgari geçim indirimsiz asgari ücret esas alınarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ölen desteğin anne ve babasına destek payı hesaplanmasında, ölen desteğin gelirinin belirlenmesinde çalıştığı kurum tarafından bildirilen miktarın esas alınmasında, davalı sigorta şirketi tarafından önceden ödenen tutarın güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsup edilmesinde, pasif dönem için asgari geçim indirimsiz asgari ücretin esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu konulara yönelen istinaf nedeni yerinde değildir. Davacılar vekili ile davalılar … vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf nedeninin incelenmesine gelince:6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 2’nci fıkrasına göre hâkim, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görenin veya ölenin yakınlarına uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalılar … ile … dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, ölen destek … %50, davalı sürücü …’ın %50 oranında kusurlu olduğuna ilişkin ceza yargılamasında alınan ve itibar edilen bilirkişi raporundan anlaşılan kusur oranlarına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalılar … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca esastan reddine,B-Davacılar … vekilinin destekten yoksun kalma tazminatı hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca esastan reddine,C-Davacılar … vekilinin manevi tazminat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre;1-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının sübuta ermediğinden reddine,2-Davacılar … tarafından açılan maddi tazminat davasının ıslah talebi kapsamında kısmen kabulüne, davacı … için 12.580,75 TL, davacı … için 2.713,99 TL, davacı … için 5.809,65 TL olmak üzere toplam 21.104,39 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile iş bu davacılara verilmesine, hükmedilen tazminata davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt (ödeme) tarihi olan 10/04/2013 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin ıslah talebinin reddine,3-Davacılar tarafından davalılar … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı için 30.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, …. için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, 4-Hükmolunan destekten yoksun kalma tazminatı miktarına göre Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.441,64 TL karar ve ilam harcından, destekten yoksun kalma tazminatına isabet eden ve peşin alınan 68,40 TL, ıslah harcı olarak alınan 114,00 TL olmak üzere toplam 182,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.259,24‬‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazine’ye irat kaydına, 5-Hükmolunan manevi tazminat miktarına göre Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 7.172,55‬ TL karar ve ilam harcından, manevi tazminata isabet eden ve peşin alınan 2.049,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,3‬ TL harcın davalılar …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazine’ye irat kaydına, 6-Davacılar tarafından peşin yatırılan 2.117,65 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, davalı … AŞ’nin 68,40 TL ile sorumlu tutulmasına, 7-Davacılar tarafından sarfedilen vekalet harcı ile başvurma harcı 31,80 TL, tebligat ve posta gideri 626,00 TL; bilirkişi ücreti 3.500,00 TL olmak üzere toplam 4.157,80 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 845,69 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,8-İstinaf kanun yolu kapsamında bulunmaması nedeniyle inceleme dışı kalan ilk derece mahkemesinin kararı uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine (AAÜT) göre belirlenen 2.532,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacılar …a verilmesine, 9-Manevi tazminat davasında kabulüne karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı … verilmesine,10-Manevi tazminat davasında kabulüne karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı … verilmesine, 11-Manevi tazminat davasında kabulüne karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı … verilmesine,12-Manevi tazminat davasında kabulüne karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davalılar …dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davalı …’a verilmesine,13- İstinaf kanun yolu kapsamında bulunmaması nedeniyle inceleme dışı kalan ilk derece mahkemesinin kararı uyarınca AAÜT gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı … tahsil edilerek, kendilerini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, 14-Manevi tazminat davasında reddine karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.500,00 TL vekalet ücretinin, davacı … tahsil edilerek, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar …’a verilmesine,15-Manevi tazminat davasında reddine karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davacı … tahsil edilerek, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar …’a verilmesine,16-Manevi tazminat davasında reddine karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davacı …dan tahsil edilerek, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar … verilmesine, 17-Manevi tazminat davasında reddine karar verilen miktar esas alınarak, dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davacı …dan tahsil edilerek, kendilerini vekille temsil ettiren davalılar …’a verilmesine, 18-Harcanmayan gider avansının, HMK’nin 333’üncü maddesi uyarınca hüküm kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa gire verilmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacılar … vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istek halinde ilk derece mahkemesi tarafından adı geçene iadesine,2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacılar … tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 47,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 145,10 TL yargılama giderinin, davalılar …’dan tahsil edilerek, davacılara verilmesine,3-İlk derece mahkemesince hükmolunun manevi tazminatın miktarına göre hesaplanan ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.781,7‬0 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.556,00 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 3.225,7‬0 TL istinaf karar ve ilam harcının davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, hazineye verilmesine,4-Davalılar … tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere; diğer hükümler yönünden ise HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/05/2021