Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2046 E. 2021/439 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2046
KARAR NO: 2021/439
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2014/2021 Esas – 2017/871 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında tek taraflı ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı itibariyle; huzurdaki davada talep edilen tazminatın destekten yoksun kalma tazminatı olduğu, davacının işleten, davalının trafik sigortacısı olduğu, dava konusu araca ilişkin poliçenin zarar sigortası olduğu, trafik sigortalarının pasif zarar sigortası olması sebebiyle üçüncü kişilerin uğradığı zararlandan doğan sorumluluğun üstlenildiğini, kural olarak davacı eşin her hangi bir indirim yapılmaksızın talep hakkı olduğu ancak somut olayda davacının Zorunlu Trafik Sigortasına konu aracın aynı zamanda işleteni olduğu, Karayolları Trafik Kanunu 85/1 maddesine göre işletenin oluşan zararlardan sorumlu olduğu ve yine kaza tarihinde yürürlükte bulunan genel şartların A.3 maddesinin B bendinde işleten tarafından ileri sürülücek tazminat taleplerinin teminat dışı bırakıldığı, Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 29/11/2012 gün 2012/14651 -13312 esas sayılı ilamında aynen “Davacı … tek taraflı kazada hayatını kaybeden …’nun eşidir. Davacının bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesinde bir engel yoktur ne var ki davacı aynı zamanda aracın işletenidir. Davalı … kazaya neden olan aracın trafik zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olup Genel Şartlar’ın A.3-b maddesinde açıkça, işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğu düzenlenmiştir. O halde burada davacının, davalı … şirketinin akidi ve araç işleteni olarak, sigorta şirketi yönünden üçüncü kişi olduğu söylenemez. Mahkemece davacı … tarafından açılan davanın reddine karar vermesi doğru olup..” yönünde karar verildiği, dinlenen tanık beyanlarında da somut olarak bu hususun aksini ispat edecek ifadelere yer verilmediği, tanığın duyum tanığı olduğu anlaşıldığından emsal içtihatlar uyarınca davacının talebinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut olayda, müvekkilinin, işleten sıfatına haiz olmadığını ve zarar gören 3. kişi konumunda bulunduğunu, kaza yapan aracın gerçek sahibi ve işleteninin, müvekkilinin eşi … olduğunu, aracın trafik sicil kayıtlarında müvekkilinin üzerine kayıtlı olduğunu ancak aracın fiili ekonomik hakimiyetinin bütünüyle … üzerinde olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı ve davacının trafik tescil kayıtlarına göre işleteni-maliki olduğu … plakalı motosikletin, sürücü …’nun sevk ve idaresindeyken 09/02/2014 tarihinde tek taraflı kaza yapması neticesinde, davacının eşi (sürücü) …’nun vefat ettiği, davacının işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu hususlar, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, yukarıda da belirtildiği üzere, davacı, trafik tescil kayıtlarına göre kaza yapan motosikletin maliki-işletenidir. Ayrıca davacı … sözleşmesinin tarafıdır. Bu durumda, 2918 sayılı KTK’nın yukarıda açıklanan madde hükümlerine göre ZMS sigortacısının, işletene düşen hukuki sorumluluğu üzerine alması ve somut uyuşmazlıkta davacının aracın işleteni ve sigortalısı olması nedeniyle, Mahkemece, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olduğundan, davacı vekilinin istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili i ile Hazineye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama gidernin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/03/2021