Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2043 E. 2019/430 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO : 2019/2043
KARAR NO : 2019/430
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 09/11/2016 gün 2016/İHK-2972 sayılı kararı)
TARİHİ: 02/12/2016
NUMARASI : 2016/4440 D.İş
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 09/11/2016 gün 2016/İHK-2972 sayılı kararının incelenmesi başvuran vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Başvuran vekili dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 20/07/2010 tarihinde karıştığı trafik kazasında yaya olarak zarar görüp %98 oranında malul kalan müvekkili … için bakıcı gideri talebinde bulunmuştur. Talebini ıslahen 131.002,97 TL’ye artırmıştır. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; başvurana maluliyetten kaynaklı bakıcı gideri olarak 37.683,00 TL ödeme yaptıklarını, bununla birlikte 78.891,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının da ödendiğini, tedavi giderlerinin yeni genel şartların A.5. maddesi uyarınca sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığını, yapılan ödeme nedeniyle tazminat yükümlülüklerinin sona erdiğini, bununla birlikte başvuranın taraf olduğu Çay Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/106 E. Sayılı dosyasının beklenmesi gerektiğini, bu dosya üzerinden Adli Tıp Kurumundan alınan 06/01/2016 tarih ve 19610 sayılı raporda maluliyet oranının %59 olarak belirlendiğini belirterek başvurunun reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan yargılama neticesinde 11/07/2016 tarih, 2016/19295 karar sayılı karar ile sözü geçen Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun heyet raporu olmadığı, bu nedenle başvuran tarafından ibraz edilen Özürlü Sağlık Kurulu raporunun esas alınması gerektiğini belirterek yapılan hesaplama neticesinde belirlenen 131.002,97 TL bakıcı giderinin davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir.Bu karara sigorta şirketi vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 09/11/2016 tarih 2016/İHK-2972 sayılı karar ile başvuran tarafından ibraz edilen %59 maluliyete ilişkin sözü geçen Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilip almış olduğu 07/11/2016 tarihli raporda, bakıcı ihtiyacına ilişkin açıklama olmadığından bahisle sürekli iş göremezlik zararının 18.547,27 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle bakiye iş göremezlik tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. İtiraz Hakem Heyetinin bu kararına karşı başvuran (davacı) vekili; İtiraz Hakem Heyeti tarafından alınan bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, esas yönünden de kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Yine bu karara karşı davalı vekili; başvurunun konusunun bakıcı giderine ilişkin olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatının başvurunun konusu olmadığını, hakem heyetinin talep dışına çıkarak karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili sözü geçen İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı ayrıca tavzih talebinde bulunmuş, İtiraz Hakem Heyeti tarafından da 08/12/2016 tarihinde tavzih talebinin kabulü ile bakıcı gideri alacağı kalmadığından bahisle başvurunun reddine karar verilmiştir. Tavzih kararına karşı da başvuran (davacı) vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.1-Tavzih kararına yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Somut olayda başvurunun kısmen kabulüne karar verilip dosyadan el çekildikten sonra tavzihen başvurunun reddine karar verilmiştir.Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. Hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, somut olayda olduğu gibi, verilen hükmün tavzihen değiştirilmesi mümkün değildir. Hakim karar verip dosyadan el çektikten sonra tavzih yolu ile hükümde unuttuğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/2 maddesinde “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” denilmek suretiyle bu hususa açıklık getirmiştir.Bu durumda tavzih işleminde yanılgıya düşülerek hükmün tavzihen değiştirilmesi doğru olmayıp bu yöne ilişkin başvuran vekilinin istinaf başvurusu yerindedir.2- Asıl hükme karşı istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Başvuru, davalı … şirketi nezdinde sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında yaya …’ın yaralanarak malul kalması neticesinde talep edilen bakıcı giderine ilişkindir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından talep dışına çıkılarak sürekli iş göremezlik tazminatına karar verilmiş olması doğru olmayıp öncelikle bu yöne ilişkin davalı vekilinin istinaf başvurusu yerindedir.Somut olayda başvuranın gerçekleşen kazada yola birden bire çıkmak kuralını ihlal ettiğinden asli; sigortalı araç sürücüsü ise tali kusurludur. Esasen bu yöne ilişkin taraflar arasında ihtilaf yoktur. (Adli Tıp Kurumunun 16/11/2011 tarih, 4959 sayılı raporu)Öte yandan başvuran taraf Tarsus Devlet Hastanesinden aldığı %98 maluliyet oranına ilişkin rapora istinaden bakıcı gideri talebinde bulunmuş, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından da bu rapor esas alınarak bakıcı gideri hesaplaması yapılmıştır. Davalı vekili tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyetine yapılan itiraz sonrasında da %59 maluliyete ilişkin Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen 16/12/2011 tarihli rapora istinaden raporda bakıcı ihtiyacı belirtilmediğinden bahisle sadece tedavi dönemine ilişkin hesaplama yapıldığı ve bu hesaplama sonucunda da daha önceden ödenen tazminat bedelinin mahsubundan sonra bakıcı zararının kalmadığı gerekçesiyle bakıcı gideri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş, yukarıda ifade edildiği üzere, talep dışına çıkılarak bakiye iş göremezlik tazminatı hesaplanmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan Tarsus Devlet Hastanesince tanzim edilmiş bulunan özürlü sağlık kurulu raporu kaza tarihi olan 20/10/2010 tarihinde yürürlükte bulunan 11/10/2008 tarih 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmemiştir. Bu nedenle Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından bu raporun esas alınması doğru olmamıştır. Her ne kadar İtiraz Hakem Heyeti tarafından rapora yönelik itiraz kabul edilerek sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin Çay Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada alınan 06/01/2016 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporun benimsenmesi doğru ise de, bu raporda başvuranın sürekli şekilde bir başkasının bakımına ihtiyacı olup olmadığı hususunda açıklık bulunmamasından ötürü bu eksiklik giderildikten sonra bir değerlendirme yapılarak karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır. O halde adli tıp ana bilim dalı bulunan bir üniversiteden sözü geçen Adli Tıp Kurumu raporundaki maluliyet oran ve derecesi doğrultusunda başvuranın bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, var ise süreklilik arz edip etmediği, süreklilik arz ediyor ise günlük kaç saat bakıcı ihtiyacı bulunduğu konusunda heyet raporu alınıp itirazlar değerlendirildikten sonra bakıcı ihtiyacı olduğu sonucuna varılırsa (günlük 8 saat bakım ihtiyacı varsa asgari ücretin tamamı; 4 saat belirlenirse asgari ücretin yarısı; 2 saat belirlenirse asgari ücretin 1/4’ü üzerinden hesaplama yapılaması ve hesaplanan bedelin maluliyete oranlanmaması gerektiğine dikkat edilerek) sonucuna göre karar verilmesi amacıyla İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun yeniden görülmesi için dosyanın hakem heyetine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A)1-Başvuran (davacı) vekilinin tavzih kararına karşı istinaf başvurusunun KABULÜNE, İtiraz Hakem Heyetinin 08/12/2016 tarihli tavzih kararının KALDIRILMASINA,B)1- Taraf vekillerinin asıl hükme yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi uyarınca yukarıda tarih ve numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti KARARININ KALDIRILMASINA,3-Tahkim başvurusunun yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN HAKEM HEYETİNE GÖNDERİLMESİ AMACIYLA SAKLAMA KARARINI VEREN MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.11/11/2019