Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2017 E. 2021/299 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2017
KARAR NO: 2021/299
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2016/314 (E) 2018/519 (K)
DAVANIN KONUSU:Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 13/09/2013 tarihinde müvekkillerinin eşi ve babaları …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Ankara-İstanbul TEM otoyolunda Ankara istikametine seyir halindeyken … plakalı çekiciye (… dorse plakalı) arkadan çarpması sonucu ve akabinde meydana gelen zincirleme kaza sonucu …’ın vefat ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın sigortasının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacılar için şimdilik 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde talep edilen 3.000 TL maddi tazminatın her bir davacı için 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğunu beyanla dava değerini … için 173.142,21 TL, … için 33.505,20 TL, … için 43.352,59 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya davacıların murisinin tam kusuru ile sebebiyet verdiğini, 6098 sayılı TBK’nın 135. maddesi uyarınca alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden davanın reddinin gerektiğini, aynı kazada vefat eden …’nin dava dışı anne ve babasına 21.359 TL tazminat ödediklerini ve bu miktar için TBK 139. maddesi gereğince takas mahsup talepleri olduğunu, davanın açılmasına müvekkili sebep olmadığından temerrüdünün söz konusu olmadığını, faiz talebinin kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “Davanın kısmen kabulü ile davacı … için 158.224,97 TL, davacı … için 30.618,53 TL ve davacı … için 39.617,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının davacıların desteği sürücünün %100 tam kusuru ile meydana geldiğini, sürücünün kendi kusuru ile ölmesi nedeniyle davacıların tazminat talep hakkı bulunmadığını, davacılar bakımından alacaklılık ve borçluluk sıfatının birleştiğini, mahkemenin karara esas aldığı bilirkişi raporunda davacı eşin yeniden evlenme ihtimali hesaplanırken, kaza tarihindeki yaşının değil rapor tarihindeki yaşının esas alındığını, davalı … Hesabının sorumluluğunun kanundan doğması nedeniyle dava konusu olay nedeniyle temerrüdünün sözkonusu olamayacağını, faiz talebinin reddi gerekirken reeskont faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi kapsamında, TBK’nın 53/3. maddesi gereğince ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 13.09.2013 tarihinde davacıların desteği …’ın sürücüsü olduğu ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı otomobille dava dışı sürücü …’nın idaresindeki … plakalı çekiciye bağlı … plaka sayılı dorseye arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği anlaşılmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. TBK 53/3 maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Yargıtay HGK 2020/17-111 Esas 2020/422 Karar sayılı ilamında aracı kullanan işletenin tam kusuruyla meydana gelen kazada, işletenin ölümü nedeniyle talep edilen destek zararının, ölenin değil, üçüncü kişi durumundaki destek tazminatı isteklilerinin zararı olduğu, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden, destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmekle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Dosya ekindeki ceza dosyasında mevcut ruhsatname ve araç kiralama sözleşmesine göre kazaya neden olan … plakalı aracın maliki ve işleteni … Ltd. Şti olmakla mahkemece dava tarihinden itibaren reeskont faizine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olmakla, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da yerinde görülmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı eşin yeniden evlenme ihtimali belirlenirken rapor tarihindeki yaşı esas alınmıştır. Yargıtay 17. HD’nin yerleşmiş içtihatları gereğince; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin kaza tarihindeki yaşına göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin (AYİM) Evlenme İhtimali Tablosu esas alınarak belirlenmesi gerekir. Dolayısıyla, davacı eşin kaza tarihindeki yaşı gözetilerek evlenme ihtimali oranında tazminattan indirim yapılması gerekirken, bilirkişinin rapor tarihindeki yaşına göre evlenme ihtimali (yüzde 17) üzerinden yaptığı hesaplama doğrultusunda karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerindedir. Açıklanan gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 06/09/1989 doğumlu, kaza tarihinde 24 yaşında olan davacı eş …’nın AYİM tablosuna göre 21-25 yaş aralığı için eşin evlenme ihtimali %40 olarak belirtildiğinden, 18 yaşından küçük iki çocuğunun evlenme ihtimalini %5 oranında (toplamda yüzde 10) azaltacağı göz önüne alınarak evlenme ihtimali %30 olarak kabulü ile davacı eş için ‭155.456,14 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmetmek gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile davacı … için 155.456,14 TL, davacı … için 30.618,53-TL ve davacı … için 39.617,50-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 15.417,03 TL karar ve ilam harcından 51,25 TL peşin harç ile 844,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 14.521,78 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 51,25 TL peşin harç, 844,00 TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 4-Davacı tarafından karşılanan 1.383,80-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.249,25-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından karşılanan 120,00-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 11,67-TL’sinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 19.491,53 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.916,93 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 7-Gider avansından artan miktarın HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yolu başvurma harcı ile 54,65 TL posta gideri olmak üzere toplam 152,75 TL yargılama giderinin, davacılar tahsil edilerek, davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/03/2021