Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1982 E. 2021/1016 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1982
KARAR NO: 2021/1016
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2018
NUMARASI : 2016/401 (E) 2018/344 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı … şirketine trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plaka sayılı servis aracının, … plakalı araca çarparak 26/01/2014 tarihinde meydana getirmiş oldukları trafik kazasında, servis aracında yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını belirterek 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 15.100,97 TL sürekli iş görmezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde, sigortalı araca ait zorunlu taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı sorulmuş olmasına rağmen bu konuda Valiliğe müzekkere yazılmadığı, eksik incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı, zira aracın zorunlu taşımacılık sigortasının bulunması halinde sorumluluğun öncelikle o sigorta poliçesi üzerinden karşılanacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinafa konu uyuşmazlık davalı … şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan servis aracının taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı, giderek sorumluluğun öncelikle taşımacılık sigortasından karşılanması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun (mülga 14/4/2016-6704/17 md.) 17. maddesinde, şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılarının, kalkış noktasından varış noktasına kadar meydana gelecek kazalar sonucu yolcunun ölümü ve yaralanmasından dolayı sorumlu olacağını, 18. maddesi ise bu zararların teminat altına alınması için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının yaptırılması gerektiğini hüküm altına almıştır. Ayrıca bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 64. maddesi gereği yolcu taşımacılığı yapan taşıyıcıların Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.Anılan Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre de, meydana gelen zararın öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanacağı, ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta tazminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulacağı düzenlenmiştir. Bahse konu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortasıcısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş sıralı bir sorumluluğu esas almıştır. (Yargıtay 17 HD 2012/17899 E. 2014/6690 K sayılı kararı; Yargıtay 11.HD 2012/14734 E. : 2012/17369 K. sayılı kararı;aynı daire 2016/20012 E. 2019/394 K. ve benzer nitelikteki kararları) Karayolu Taşıma Kanunu’nun 2/3. maddesinde ise il sınırları içerisindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların düzenlenmesi il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklere, belediye sınırları içerisindeki şehiriçi taşımalar belediyelere, bu Kanuna göre düzenlenecek yönetmelik esasları dahilinde bırakılabilir.İşbu yapılan açıklamalara göre kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZTMSS’sı genel şartlarının B:8 maddesine göre zorunlu karayolu taşımacılık sigortası yapılma zorunluluğunun bulunduğu hallerde sorumluluk öncelikle bu sigortaya ait olacak, limit aşımı durumunda ise trafik sigortasının ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortası sorumlu olacaktır.Somut olayda, iller arası bir taşımacılık faaliyeti söz konusu olmayıp, kaza İstanbul İl sınırları içerisinde şehir içi servis taşıma işi gerçekleştirilirken meydana gelmiştir. Bu durumda sözü geçen yasanın 17. ve 18. maddelerinde düzenlenen şekilde bir taşıma faaliyeti söz konusu değil ise de, yasanın 2/3. maddesi uyarınca valilik veya belediye tarafından işbu şehir içi taşımacılık faaliyetine ilişkin zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğu bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir. Bu konuda, İstanbul Valiliği (21/05/2021 tarih E-47909374 -16908-(62405)-202..24 sayılı) ve Büyükşehir Belediye Başkanlığınca (10/06/2021 tarih E-20980289-210.01-2021.671873) verilen cevap içeriklerine göre şehir içi taşıma faaliyetlerine ilişkin zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğuna dair bir kararın bulunmadığı anlaşılmaktadır.O halde, trafik kazasından kaynaklanan zarardan doğrudan doğruya aracın trafik sigortacısı olan davalı … şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla istinaf başvurusunda isabet bulunmamaktadır.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/3. maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.024,65 TL istinaf karar harcından peşin alınan 258,00 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 766,65 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar tarihi itibariyle dava değeri (15.000,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 24/06/2021