Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1979 E. 2021/356 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1979
KARAR NO : 2021/356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI : 2016/964 (E) 2018/238 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
KARAR TARİHİ: 17/03/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, … plakalı motosikletin 10/09/2014 günü karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda davacının desteği olan sürücü . …’ın vefat ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik desteğin annesi … için 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 30.479,31 TL’ye yükseltmiştir.Davalı … şirketi cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın davalı şirket nezdinde 22/09/2013-2014 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sakatlanma halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin kaza tarihinde 268.000 TL ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, KTK 86. m. gereğince araç işletenin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün olmayacağını, kaza haksız fiilden kaynaklandığından uygulanması gereken faizin de yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “Davanın kabulüne, 30.479,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek (25/08/2016 ) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; sürücünün kendi kusuruyla meydana gelen ölümü sebebiyle davacı lehine tazminata hükmedilmesinin doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacağını, destekten yoksun kalan davacının sigorta ilişkisi bakımından üçüncü kişi konumunda olduğunu, desteği olan işletenin ölümü sebebiyle uğradığı zararın yansıma yoluyla zarar olduğunu, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan davalı sigortacının sorumluluğunun işletene teb’an ve onun sorumluluğu ile sınırlı olması nedeniyle onun eyleminden sorumlu olduğu sürücünün kusurlu davranışı sonucu ölmesi karşısında işletenden istenemeyecek tazminatın onun bu sorumluluğunu temin eden sigortacıdan istenemeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın hatalı olduğunu ve hesaplanan tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazası sonucu davacı desteğinin ölümü nedeniyle ve zarar gören 3. kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.6098 sayılı TBK’nın 53/3. maddesinde; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ölüm halinde uğranılan zararlardan biri olarak açıklanmıştır.Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır.Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. TBK 53/3 maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Davacı desteğinin, davalıya 22/09/2013-22/09/2014 tarihleri arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın sürücüsü iken 10/09/2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada kendi kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava konusu kazanın, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden önce gerçekleştiği, Yargıtay HGK 2020/17-111 Esas 2020/422 Karar sayılı ilamında aracı kullanan işletenin tam kusuruyla meydana gelen kazada, işletenin ölümü nedeniyle talep edilen destek zararının, ölenin değil, üçüncü kişi durumundaki destek tazminatı isteklilerinin zararı olduğu, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden, destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmekle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Davalı vekili aktüer bilirkişi raporu yönünden somut istinaf sebebi sunmadığı gibi yargılama aşamasında da aktüer raporuna yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu hususun davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Bu bağlamda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.082,04 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 556,41 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.525,63 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/03/2021