Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1957 E. 2021/223 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1957
KARAR NO: 2021/223
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2017
NUMARASI: 2015/281 Esas – 2017/1132 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 53/3. ve 54. maddeleri kapsamında ölümlü ve yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve güç kaybı tazminatı istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın … Sigorta A.Ş. yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın … Sigorta AŞ. yönünden kabulü ile; 50.917,06 TL maluliyet, 23.208,92 TL destekten yoksun kalma bedeli olmak üzere toplam 74.125,98 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile adı geçen davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın kazaya karışması neticesinde, sigortalı araç sürücüsü …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğunu, dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın 08/12/2008 tarihinde kaza yapması neticesinde, davacı …’ın eşi (desteği) ve davalı … Sigorta AŞ. nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın vefat ettiği ve aynı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’ın yaralandığı; davacının, işbu davada, eşi …’ın vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalma, kendi maluliyeti nedeniyle ise güç kaybı tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. 08/12/2008 tarihinde gerçekleşen davaya konu kaza nedeniyle desteklik ilişkisi ve tazminatın hesap ve yöntemine dair bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İstinafa konu uyuşmazlık, desteğin tam kusuruyla meydana gelen trafik kazasında ölümünden kaynaklı olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edilip edilemeyeceği, bir başka ifade ile rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacının talebine dayanak olan kaza, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun ve 6704 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile değişik 2918 sayılı Kanun’un 92. maddesindeki değişiklik tarihinden önce, 08/12/2008 tarihinde meydana gelmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı, somut olayda uygulanması gereken B.K’nın 45/2. maddesinde düzenlenmiş olup “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklindedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6267 (E), 2020/6402 (K) sayılı 03/11/2020 tarihli kararında ve benzer nitelikteki kararlarında da ifade edildiği üzere; “Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II maddesine dayanarak uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Borçlar Kanunu’nun 45/III maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.’nın 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E.-411 K. sayılı ilamı). Davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdiği zarar; sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez. Şu hale göre; sürücü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, desteğinin kusurunun olması, davacının hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır. Davacının üçüncü kişi konumunda ve talep edilen tazminatın miras hukukundan ayrı olduğu Mahkemenin kabulünde olduğu gibi, sürücünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanun’da ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacının talebi, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak, sürücü desteğin tam kusurlu olması, onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nın 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nın 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında; davacının zarar gören üçüncü kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, davalı … Sigorta AŞ.’nin zarardan sorumlu olduğu, davalının ödeme yapması halinde de davacılara rücu imkanının bulunmadığı hususları göz önüne alındığında; Mahkemece verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 5.063,55 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.266,00 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 3.797,55 TL karar ve ilam harcının davalı Axa Sigorta AŞ.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı … Sigorta AŞ.’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminat miktarı (74.125,98 TL) dikkate alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/02/2021