Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1951 E. 2021/598 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1951
KARAR NO : 2021/598
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2014/1395 (E) 2018/203 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın 15/08/2014 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle araçta bulunan müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 10.000,00 TL manevi tazminatın ise araç işleteni olan davalı şirketten tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … AŞ vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, geçici iş göremezlik bedeli olan 668,27 TL ile sürekli iş göremezlik bedeli olan 16.612,77 TL maddi zarar olmak üzere toplam 17.281,04 TL zarardan %20 müterafik kusur mahsubu ile 13.825,00 TL maddi tazminatın 1.000,00 TL’sinin olay tarihinden, 12.825,00 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur durumunu kabul etmediklerini, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası üzerinden alınan kusur raporunun hükme esas alınmasının usule aykırı olduğunu, rapora yönelik itirazlarının değerlendirilmediğini, öncelikle keşif yapılarak mümkün görülmez ise tanıklar dinlendikten sonra itirazlarının değerlendirildiği bir bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerektiğini, davacının çalışma izni bulunmayan bir kişi konumunda olduğunu, bu nedenle asgari ücret karşılığı çalıştığı farz edilerek hesaplama yapılmasının kabul edilemez olduğunu, davacının maluliyet oranının gerçeği yansıtmadığını, yaralanma BTM ile giderilebilir iken maluliyet verilmesinin doğru olmadığını, Azerbaycan geçim standartlarının. hesaplamada baz alınmamasının hatalı olduğunu, hatır taşımacılığı nedeniyle indirim yapılmadığını, davacının kusurunun bulunması, hatır taşıması yapılması, talimatlara aykırı bir kullanım olması göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminatın haksız ve fahiş hükmedildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacının, davalı tarafın işleteni bulunduğu aracın sürücüsü olan … alkollü olduğu bir halde hızını görüş yol ve hava durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadan sevk ve idaresindeki otomobil ile direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı trafik kazasına sebebiyet verdiği, kazanın gerçekleşme biçimine göre araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı meselesinin tespit ve tayininin uzmanlık gerektiren bir yanının bulunmadığı, kazanın oluş şekline göre davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün, gerçekleşen kazada kusurlu olduğuna ilişkin kabul şeklinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, araç sürücüsünün kusuruna bağlı olarak sorumluluğu bulunan araç işleteni olan davalının, 2918 sayılı KTK’nun 85, 88 ve 6098 sayılı TBK’nın 61 ve 62. maddeleri uyarınca haksız fiilden dolayı meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğu ve araçta yolcu olarak bulunup kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan davacının, sözü geçen yasanın 163/1. maddesi uyarınca zararı dilediği borçludan talep edebileceğinden, araç sürücüsünün kusurunu azaltacak nitelikte başka bir etkenin kazanın gerçekleşmesinde rol oynayıp oynamadığı hususunun, sonuca etkili olmadığı karşısında, davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Davacı yaralanmasının kazadan hemen sonra BTM ile giderilebilecek nitelikte olduğunun tespit edilmiş olması, kalıcı maluliyetin tespit edilebilmesi için belli bir zaman aralığına ihtiyaç duyuluyor olması nedeniyle, maluliyet raporunu çürütecek nitelikte bir itirazı nedeni olmayıp; dosya kapsamında geçerliliği konusunda şüphe uyandıracak bir bilgi ve belge bulunmayan Adli Tıp Kurumu’nun kalıcı maluliyete ilişkin raporunun hükme esas alınmış olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Uygulamada bir kimsenin hayatını idame ettirebilmesi için en azından asgari ücret üzerinden geliri olduğu kabul edilip zarar buna göre hesaplanmaktadır. Davacının yabancı uyruklu olup çalışma izni olup olmamasının, işbu fiili karineyi çürütecek nitelikte bir olgu değildir. Yine davacı yabancı uyruklu olsa dahi ülkemizde gerçekleşen zararının TL üzerinden giderilmesini istemek hakkına sahiptir. Bununla birlikte tarafların eğlenmeye gitmek amacıyla yola çıkmaları, hatır taşıması niteliğinde değildir. Yine, davacının alkollü olduğunu bildiği kişinin aracına binmesi nedeniyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış olup; hali hazırda Yargıtay ilke kararlarına göre azami hadden indirim yapılmış bulunmaktadır.Manevi tazminata ilişkin yapılan değerlendirmede ise, maluliyet oranı, caydırıcılık ilkesi, iyileşme süresi, kaza tarihindeki paranın alım gücü, hak ve nesafet ilkesi doğrultusunda yapılan değerlendirmede davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksek değildir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.285,93 TL istinaf karar harcından peşin alınan 317,60 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 968,33 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, objektif dava birleşmesi teşkil eden maddi ve manevi tazminat davasında davalı aleyhine hükmedilen miktarlar ayrı ayrı gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2021