Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1950 E. 2021/371 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1950
KARAR NO: 2021/371
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2018
NUMARASI: 2016/957 Esas – 2018/165 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/08/2016 tarihinde, müvekkilinin işleteni olduğu … pkakalı ticari taksiye, davalı … AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’nın maliki ve davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı kamyonetin çarptığını, kaza sonucunda müvekkilinin aracında maddi hasar oluştuğunu ve aracın sürücüsü ile araçta bulunan yolcuların yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun davalı sürücüde olduğunu, müvekkiline ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, müvekkili tarafından zararın karşılanması için davalı Sigorta Şirketi’ne başvurulduğunu ancak başvurusunun sürüncemede bırakıldığını ve müvekkilinin, 15/09/2016 tarihine kadar ticari taksisini kullanamadığını, kazanç kaybına uğradığını, aracın 7/24 çalışması nedeniyle müvekkili tarafından sigortalanan …’in maaş ve sigorta primlerinin tam olarak yatırıldığını, fakat bu süreçte kazanabileceği gelirlerin elde edilemediğini, davalıların bu zararların tümünden sorumlu olduğunu, müvekkiline ait aracın tamiri için gerekli malzemelerin onarım ve işçilik giderlerinin, doğacak KDV’nin, otopark, değer ve amortisman kaybının tüm davalılardan karşılanması gerektiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, tüm davalılardan (Sigorta Şirketi’nin poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla) avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, KTK’nın 97. maddesi gereğince gerekli belgelerle müvekkili şirkete başvuru yapılmadığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, huzurdaki davaya konu, çalışanlar için ödenen sigorta primleri, maaşlar, kazanç ve gelir kaybı ile otopark ücretinin, dolaylı zarar olması nedeniyle ZMSS teminatı dışında bulunduğunu, tek taraflı, yokluklarında yaptırılan değer kaybına ilişkin ekspertiz raporunun taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, faiz başlangıcı ve faiz oranına ilişkin talebi kabul etmediklerini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve …’ya, dava dilekçesi usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalılar cevap haklarını kullanmamışlardır. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; dava ve ıslah dilekçesine göre 2.500,00 TL kazanç kaybı alacağının kaza tarihi olan 06/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, dava ve ıslah dilekçesine göre 8.000,00 TL hasar tazminatının davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 06/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek, davalı … Sigorta A.Ş den ise 31/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının otopark ücreti, değer ve amortisman kaybı, çalışanlar için ödenen sigorta pirimi ve maaşına yönelik alacak taleplerinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm tesis edildiğini, bilirkişi raporunda, aracın kazadan önceki rayiç bedelinin 13.000,00 TL olarak belirlendiğini ancak delil olarak sunulan benzer nitelikteki aynı marka araçların en düşük bedelinin 24.500,00 TL, en yüksek bedelinin 26.750,00 TL olduğunu; bilirkişi tarafından davacıya ait aracın kaza öncesindeki değerinin 13.000,00 TL olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca pert olan araç için 8.000,00 TL belirlenmesinin hakkaniyete ve gerçeğe aykırı olduğunu, yine bir taksi plakası sahibinin günlük kazancının 250,00 TL olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, İstanbul gibi bir şehirde taksilerin 24 saat çalıştığını, 12 saat bir şoför, 12 saat başka bir şoför tarafından kullanılan ticari taksi şoförlerine yevmiye olarak 250,00’şer TL verildiğini, toplam 500,00 TL belirlenmesi gereken günlük kazanç kaybının 250,00 TL olarak belirlenmesi ve ayrıca 10 günlük sürenin takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık ZMSS kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 28/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; kaza tarihinde 441.133 km’de olan davacıya ait 2012 model … Marka … niteliğindeki aracın kaza nedeniyle pert olduğu, aracın kaza öncesindeki rayiç bedelinin 13.000,00 TL, hasarlı hali sovtaj değerinin 5.000,00 TL, araçtaki gerçek hasar miktarının (13.000-5.000) 8.000,00 TL olduğu, davacının kaza tarihinden itibaren aynı marka ve model bir aracın temini, yasal işlemlerinin yapılması ve trafiğe çıkarılabilir hale gelmesi için 10 iş gününe ihtiyaç duyacağı, davacının kaza tarihi itibariyle 7/24 iki vardiya halinde çalıştığı dikkate alındığında, günlük net kazanç kaybının 250,00 TL ve toplam kazanç kaybının 2.500,00 TL oluştuğu; tamir için serviste bekleyen araç için otopark ücreti ödenmesi söz konusu olmayacağından davacının otopark ücreti talebinin yerinde olmadığı, çalışanların primlerinin normal şartlarda davacı tarafından zaten ödeneceğinden, davacının bu prim ödemelerini davalılardan talebinin yerinde olmadığı, davacının, davalılardan talep edebileceği araç hasarı zararının 8.000,00 TL olduğu, araç pert total olduğundan araçta bir değer kaybının oluşmadığı; davacının, davalılar … ve …’dan talep edebileceği kazanç kaybı zararının 2.500,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanısına varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/03/2021