Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1940 E. 2019/284 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1940
KARAR NO: 2019/284
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2017
NUMARASI: 2014/926 Esas – 2017/187 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Tarfik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.’nin ZMS Sigortacısı, davalı …Ltd.Şirketinin işleteni-maliki, davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı çekici ve … plakalı römorkun 08/02/2014 tarihinde, müvekkillerinin içinde bulunduğu … plakalı araçla birlikte 7 araca çarparak meydana getirdiği kaza neticesinde, müvekkili …’in eşi ve müvekkili …’in annesi …’in vefat ettiğini, karşı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/285 Esas -2014/417 Karar sayılı kararı ile, sürücü davalının bilinçli taksirle ölüme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, yine kaza neticesinde 4 yaşındaki müvekkili …’in yoğun bakımda kaldığını, tedavisinin devam ettiğini, annesini kaybetmesi nedeniyle anne şefkati ve sevgisinden mahrum durduma düştüğünü, her iki müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla müvekkili … için 250,00 TL, müvekkili … için 250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 08/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, müvekkili … için 60.000,00 TL, müvekkili … için 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2014 tarihinen itibaren işleyecek ticari faizi lie birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ltd.Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı çekici ve … plakalı römorkun müvekkili şirkete ait olduğunu, aracın tüm bakımlarının zamanında ve eksiksiz yerine getirildiğini, müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini; Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı oluduğunu, kaza sonrasında davacılar tarafından yapılan başvuru üzerine müvekkili tarafından tazminat hesaplamasının yaptırılarak, davacı eş … için 84.026,77 TL, davacı çocuk … için 35.990,71 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/09/2014 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu idida ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı …’e usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap hakkını kullanmamıştır. İlk Derece Mahkemesince; “davacıların destekten yoksunluk tazminatı davalarının kabulü ile davacı … için 97.821,53 TL, davacı … için 12.230,45 TL destekten yoksunluk tazminatının, davalı … ve … Ltd.şti. yönünden kaza tarihi 08/02/2014 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise 25/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müteselsilen tahsiline, davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden 20.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd.şti.’nden 08/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı …Ltd.Şirketi vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminat tutarlarının çok düşük olduğunu, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden davalı …Ltd.Şirketi vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı …Ltd.Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ceza mahkemesi kararının Yargıtay temyiz incelemesinde olduğunu, henüz kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının yüksek olduğunu, olay haksız fiilden kaynaklandığından avans faize hükmedilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, bilirkişi tarafından evlenme olasılığının %25 olarak belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu hususun istinaf dairesince belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53/3. ve 56/2.maddeleri kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı … AŞ’nin ZMS Sigortacısı, davalı …Ltd.Şirketi’nin maliki ve işleteni, davalı …’in sürücüsü olduğu aracın 08/04/2014 tarihinde … plakalı araç ile birlikte birden fazla araca çarpması sonucu ölümlü ve yaralamalı trafk kazasının meydana geldiği, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in eşi ve …’in annesi …’in vefat ettiği, davacıların bu vefat olayı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/285 Esas – 2014/417 Karar sayılı kararı ile, kazanın bilinçli taksir ile meydana geldiği kabul edilerek, davalı (sürücü) …’in mahkumiyetine karar verilmiştir. Başka bir deyişle davalı (sürücü) …’in kırmızı ışıkta durmayarak asli ve tam kusurlu şekilde kazayı meydana getirdiği kabul edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince aldırılan 04/08/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre de, meydana gelen kaza da … plakalı araç sürücüsü davalı …’in %100 oranında kusurlu olduğu, diğer araçların sürücülerin kusursuz oldukları tespit edilmiştir. Ceza dosyasında alınan rapor ile hukuk dosyasında alınan bilirkişi raporları birbirleri ile örtüşmektedir. Dolayısıyla, HMK’nın 165/1.maddesi kapsamında kusur yönünden ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını gerektiren bir husus bulunmamaktadır. Başka bir deyişle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Yine, kazaya karışan aracın niteliği (çekici) ve davalı işletenin ticari bir şirket olması nedeniyle ticari faize hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmayıp bu husustaki istinaf itirazı isabetli değildir. Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hükme dayanak yapılan 17/11/2016 tarihli aktüerya raporunda davacı …’in evlenme olasılığı %25 olarak değerlendirilmiştir. Davalı …Ltd.Şirketi vekili bu oranın Dairemizce belirlenmesi gerektiğini belirtmiş ise de Mahkemece davacı eşin evlenme olasılığı belirlenirken Yargıtay 17. HD’nin yerleşik içtihatları doğrultusunda eşin yaşı, 18 yaşından küçük çocuk sayısı ve ekonomik durumu gibi etkenler değerlendirilerek kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemeler esas alınarak davacı eş …’ın rapor tarihindeki yaşının 31 olduğu, AYİM tablosuna göre evlenme ihtimalinin %30 olduğu ve 18 yaşından küçük çocuğu (diğer davacı) bulunduğu gözetilerek çocuk sebebiyle %5 indirim yapıldığında davacı eşin evlenme ihtimalinin %25 olduğu gözetilmiş ve hesaplanan tazminattan bu oranda indirim yapılmış olmakla rapora bu yönüyle yapılan itirazın dayanaksız olduğu değerlendirilmiştir. Mahkemece reddedilen manevi tazminat miktarı nedeniyle davalı …Ltd.Şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Başka bir deyişle, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarının çok düşük olduğuna, davalı …Ltd.Şirketi vekilinin manevi tazminat miktarının yüksek olduğuna yönelik istinaf iddia ve itirazlarına gelince; olayın oluş şekli, sürücü/davalının asli ve tam kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına uygun düşmediği ve hakkaniyetle bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, davacı vekilinin manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf iddia ve itirazları yerinde, davalı …Ltd.Şirketi vekilinin itirazı ise yerinde değildir. Bu minvalde, takdiren her bir davacı lehine ayrı ayrı 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanısına varılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ve tespitler çerçevesinde; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarlarının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm oluşturulmasına, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davalı …Ltd.Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A-Davalı … Ltd.Şti. istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine, B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarlarının düzeltilmesi amacıyla kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm oluşturulmasına, Buna göre; 1-Davacıların destekten yoksunluk tazminatı davalarının kabulü ile davacı … için 97.821,53 TL, davacı … için 12.230,45 TL destekten yoksunluk tazminatının, davalı … ve …Ltd.Şirketi yönünden kaza tarihi 08/02/2014 tarihinden, davalı Sigorta Şirketi yönünden ise 25/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müteselsilen tahsiline, 2-Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı yönünden ayrı ayrı 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …Ltd.Şirketinden 08/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Maddi tazminat bakımından alınması gereken 7.517,65 TL karar harcından daha önce yatırılan 34,15 TL peşin ve 374,18 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.109,32 TL karar harcının davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Yürürlükteki AAÜT gereğince maddi tazminat talebi yönünden hesap edilen 11.554,16 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 5-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 5.464,80 TL karar harcından peşin yatırılan 377,45 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.087,35 TL’nin davalılar … ve …Ltd.Şirketinden alınarak Hazineye gelir kaydına, 6-Manevi tazminat yönünden AAÜT uyarınca hesap edilen 9.150,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Ltd.Şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine, 7-Reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince hesap 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … Ltd.Şti.’ne şirketine verilmesine, 8-Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 411,60 TL peşin harç ve 374,18 TL ıslah harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 9-Davacılar tarafından yapılan 2.322,50 TL yargılama giderinden kabul-ret oranına göre 1.918,62 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 10-Kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN; 1-Alınması gereken 10.250 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.879,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.370,60 TL’nin davalı … Ltd.Şti.nden alınarak Hazineye gelir kaydına, 2-Davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yatırdıkları istinaf karar harcının Mahkemesince iadesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … için hükmedilen maddi tazminat yönünden kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık; diğer hükümler bakımından HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 24/10/2019