Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1906 E. 2021/362 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1906
KARAR NO: 2021/362
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2014/1560 Esas – 2017/1161 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/09/2013 tarihinde, müvekkilinin desteği (eşi) …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile seyir halindeyken, arkasından gelen kırmızı brandalı bir tırın, motosikletine çarpması nedeniyle motosikletin şarampole yuvarlandığını ve …’ın hastanede hayatını kaybettiğini, olaydan hemen sonra, trafik polisi ekiplerince tutulan kaza tespit tutanağında her ne kadar müvekkilinin desteğinin dengesini kaybederek trafik kazası geçirdiğinden tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, daha sonradan alınan görgü tespit tanık ifadelerinde, arkasından gelen kırmızı brandalı bir tırın motosikletine çarparak, motosikleti şarampole attığının tespit edildiğini, müvekkilinin bu olay nedeniyle destekten yoksun kaldığını, meydana gelen zarardan davalı …’nın sorumlu olduğunu iddia ederek, HMK’nın 107. maddesi kapsamında fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı tarafa başvuru tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebep olduğu bildirilen … plakalı motosikletin, … Sigorta AŞ. nezdinde ZMSS poliçesi bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddialarının soyut ve gerçek durumla uyuşmadığının savcılık soruşturma dosyası ile sabit olduğunu, davacının zararının, plakası tespit edilemeyen bir aracın kazaya sebep olmasından kaynaklandığının somut delillerle ispatlanamadığını, müvekkili kurumun sigorta şirketi olmadığını 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nin 16. maddesi gereğince ödediği bedelleri kazaya sebep olan sorumlulardan rücu hakkına sahip olduğunu, bu nedenle olayda alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini, kaza sonucu davacıya, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, faiz istemi, başlangıç tarihi ve yargılama gideri isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Sigortacılık Kanunu’nun “…” başlıklı 14.maddesinin 2/b fıkrası ve … Yönetmeliği’nin 9/b.maddesi gereğince; kaza tarihinde sigortalı olan … plakalı motorsiklet ile tek taraflı trafik kazası yaparak vefat eden desteği nedeniyle davacının …’na davasını yöneltilemeyeceği” gerekçesiyle “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/2217 soruşturma sayılı dosyasında, kaza anını görüntüleyen herhangi bir kameranın olmadığının tutanak altına alındığını, tanık …’in vefat etmeden önce kazanın nasıl olduğunu gördüğü ve kırmızı brandalı bir tırın motosiklete çarparak kaçması sonucunda kazanın çift taraflı meydana geldiğini anlattığını, Jandarma ile yapılan görüşmede, MOBESE kamerasından kırmızı brandalı bir kamyonetin geçtiğinin ifade edildiğini, kazanın, plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle meydana geldiğini, dolayısıyla …’nın sorumlu olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava ve uyuşmazlık 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi kapsamında TBK’nın 53/3 maddesi gereğince ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, dava konusu kazanın, plakası tespit edilemeyen kırmızı brandalı bir tırın, davacının desteğinin sürücüsü olduğu motosiklete çarpması nedeniyle meydana geldiğini iddia etmiştir. Davalı taraf ise olayın motosiklet sürücüsünün tek taraflı kaza yapması nedeniyle meydana geldiğini, bir başka deyişle olayda kırmızı brandalı bir tırın bulunmadığını iddia etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, olayın oluş şekli noktasında toplanmaktadır. Kaza nedeniyle düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, davacının desteğinin sürücüsü olduğu …pkalalı motosikletin dengesini kaybetmesi nedeniyle devrilmiş olduğu, olayda iddia edildiği gibi ikinci bir aracın bulunmadığı tespit edilmiştir. Yine davaya konu trafik kazası edeniyle Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/22217 soruşturma sayılı dosyasında davacı tarafın iddiaları gerekli ve yeterli şekilde araştırılmış ve bu araştırma sonucunda düzenlenen Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğünün 08/10/2013 tarihli ekspertiz raporunda, olay yerinde bulunan parçalar ve materyalin tümünün … plakalı motosiklete ait olduğu, başkaca bir araca ait olmadığının tespit edilmesi üzerine 02/06/2014 tarihinde bahse konu ölüm olayının gerçekleşmesinin, ölenin kendi dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle gerçekleştiği, 3. kişilere atfedilebilecek suç teşkil eden bir eylemin bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmiştir. Bu durumda, trafik kazası iddia edildiği gibi plakası tespit edilemeyen kırmızı brandalı bir tırın sebep olduğu, bir başka deyişle çift taraflı bir trafik kazasının gerçekleştiği davacı tarafça ispat edilemediğinden, İlk Derece Mahkemesince de bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi oy birliği ile karar verildi.18/03/2021