Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1900 E. 2020/3931 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1900
KARAR NO: 2020/3931
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2017
NUMARASI: 2016/477 (E)- 2017/1029 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı … tarafından sigortalı … plakalı aracın elektrik kablolarının şase yapması sonucu 30.03.2015 tarihinde çıkan yangında kullanılamaz hale geldiğini, yangın oluşumunun aracın yapısı ve tesisattaki bir kısım devrelerden kaynaklanmış olabileceğinin belirlendiğini belirterek sigortalıya ödenen 88.687,00-TL nin rücuen davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile soltaj bedeli düşüldükten sonra kalan 78.245,00-TL araç bedelinin avans faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır. Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, imalat hatası nedeniyle zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmektedir. 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Somut olayda, davacı …’nin kasko sigortalısı ve sigorta ettiren olan gerçek kişiye halef olarak açmış olduğu eldeki davada, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkiye bakıldığında, davanın hukuki sebebinin tüketici işlemi niteliğindeki alım satım sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu, sigorta şirketinin, tüketici konumundaki gerçek kişi davacıya halef olarak 6502 sayılı yasanın 8 ve devamı maddelerinde belirtilen ayıplı maldan sorumluluk hükümlerine istinaden eldeki davayı açtığı görülmektedir. Buna göre; Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru talebinin değişik gerekçe ile KABULÜNE, 2- İlk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4- Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353 maddesi gereğince kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2020