Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1888 E. 2021/142 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1888
KARAR NO: 2021/142
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2014/584 (E) 2018/338 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 05/05/2002 tarihinde … Sigorta AŞ tarafından trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilinin desteği olan …’nun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, uzun süre tedavi olduktan sonra da vefat ettiğini, kazanın gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, ve sigorta şirketinin iflas etmiş olması nedeniyle sorumluluğun …na ait olduğunu belirterek 18.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, destekten yoksun kalma zararının oluştuğu tarihten itibaren davanın süresi içerisinde açıldığı gerekçesiyle zamanaşımı savunmasının reddine, toplanan delillere göre davanın kabulüne, 18.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından zamanaşımına uğrayan davanın esastan incelenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında poliçenin varlığı, geçerliliği, kazanın oluşumu, kusur durumu, hesap ve hesaplama yöntemine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. İstinafa konu uyuşmazlık zamanaşımı noktasında toplanmaktadır. 2918 sayılı Yasanın 109. maddesinde, “Motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” denilmek suretiyle zamanaşımı süresi düzenlenmiştir. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Somut olayda, kazanın 05/05/2002 tarihinde gerçekleştiği, nüfus kaydına göre davacının desteği olan …’in vefat tarihinin ise 03/07/2011 tarihi olduğu, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan 20/09/2017 tarihli raporda, kişinin ölümüyle davaya konu trafik kazası arasında illiyet bağı kurulduğu, bir başka ifadeyle, vefat hadisesinin. 2002 yılında gerçekleşen davaya konu kaza nedeniyle husule gelmiş olduğunun tespit edildiği, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince uzamış zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, eldeki davanın ise 17/04/2012 (gerekçeli karardaki dava tarihi hatalıdır) tarihinde açıldığı, buna göre destekten yoksun kalma zararının meydana geldiği 03/07/2011 tarihinden itibaren davanın süresinde olduğu görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken bakiye 908,58 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2021