Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/187 E. 2019/696 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/187
KARAR NO: 2019/696
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2017
NUMARASI : 2014/1564 Esas – 2017/725 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/08/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin maluliyetinin oluştuğunu, maluliyet sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.500,00 TL maddi,40.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahisiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ayrı ayrı cevap dilekçesi ve beyanlarında; davanın reddini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince; davalı ZMSS şirketine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminata ilişkin taleplerin kısmen kabulüyle 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ile davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı … mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde; kazanın oluşumunda araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, dosyada mevcut Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesinden alınan daimi maluliyet raporunda % 24 maluliyet oranı tespit edilmiş olmasına rağmen, Adli Tıp Kurumundan alınan maluliyet raporunda maluliyetin bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş olması karşısında her iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmesinin ve buna ilişkin taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takdir edilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmana karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işleten ….şirketi vekili istinaf dilekçesinde; davacının herhangi bir maluliyeti oluşmadığını ve kendilerine atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını beyan ederek manevi tazminata ilişkin taleplerin husumet ve esas yönünden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet sebebiyle maddi manevi tazminat talebine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davalı …. şirketi vekili istinaf dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadıklarını beyan etmiş ise de, davalının sorumluluğu kusura dayalı bir sorumluluk olmayıp KTK’dan kaynaklı bir aracın işletilmesi sebebiyle sorumluluk niteliğinde olduğundan, davacının, trafik kazasından kaynaklı yaşamış olduğu acı, üzüntü ve tedavi süresince yaşamış olduğu sıkıntılar değerlendirilerek manevi tazminata hükmedilmesi yerinde olup davalının bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değil ise de; Davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu, davalı sürücü …’un sevk ve idaresinde bulunan aracın 19/08/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı aracın Adli Tıp Raporuna göre belirlenen % 85 kusur oranıyla kazaya sebebiyet verdiği ve kaza neticesiyle davacının maluliyeti oluştuğu, davacının yargılama sırasında da vefat etmiş olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Maluliyet sebebiyle tazminat (maddi-manevi) taleplerinde maluliyetin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde yöntemince tespit edilmesi gerekmekte olup davacıya ait maluliyet raporlarından Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nce düzenlenen 25/08/2014 tarihli (kaza tarihinin 19/08/2013 olduğu nazara alındığında kaza tarihinden bir yıl sonra alınmış olup % 24 özür oranı olduğunu belirleyen) rapor ile hükme esas alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 02/05/2016 tarihli raporda trafik kazasından kaynaklı maluliyet bulunmadığına ve (iyileşme süresinin) geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğine ilişkin raporu arasındaki çelişki giderilmemiştir. Durum böyle olunca, manevi tazminat miktarının belirlenmesi için önemli ölçülerden olan maluliyet durumu ile ilgili olarak dosyanın üniversitelerin Adli Tıp Kürsüsüne gönderilip kaza tarihindeki maluliyetin belirlenmesine ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun olacak ve yukarıda sözü edilen raporlar da irdelenerek çekişkiyi giderecek şekilde yeni rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden, Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararının niteliği itibarıyla davalı vekilinin istinaf başvurusu da kabul edilerek dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1- Davalı … Ltd. Şti. vekilinin ve davacılar vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için taraflarca yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/12/2019