Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1869 E. 2021/304 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1869
KARAR NO: 2021/304
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2015/32 Esas – 2017/1011 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında tek taraflı ölümlü trafik kazasından kaynaklanan bakiye destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç sürücüsü …’ın araç hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı yönden gelen …’nun kullandığı kamyon ile çarpışmış söz konusu trafik kazasında davacının oğlu … ve eşi … ölmüştür. Davacının murisleri … plakalı araçta seyahat ettikleri anlaşılmıştır. Davacı uğradığı maddi zararların karşılanması açısından davalı sigorta şirketine müracaat etmiş, davalı sigorta şirketi müteveffa … için 14/12/2010 tarihinde 16.739,93TL, müteveffa … için 06/11/2014 tarihinde 72.260,63TL ödeme yapmıştır. Söz konusu ödemeler mahkememizce makbuz hükmende değerlendirilerek aktüer bilirkişi tarafından dava tarihi itibariyle güncellenmiş, güncellenme sonucunda davacının …’dan kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat alacağı kalmadığı aynı olayda vefat eden diğer müteveffa …’dan ise bakiye 10.492,11TL destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı anlaşıldığı” gerekçesiyle, “Davacının davasının kabulü ile; davacının 10.492,00 TL’nin ödeme tarihi olan 14/12/2010 tarihi temerrüt tarihi kabul edildiğinden bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffa … bakımından, 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesine göre 14/12/2010 tarihinde imzalanan ibranamenin üzerinden 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığından, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasında esas alınan müteveffanın aylık kazancının gerçeğe aykırı olarak tespit edildiğini, gelirinin belgelerle somut bir şekilde ispat edilmediğini ve tazminat hesaplamasında müteveffa …’ın aylık net gelirinin asgari ücretin 2 katı olarak hesaba alınmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, sürücü …’ın sevk ve idaresindeyken 13/03/2009 tarihinde tek taraflı kaza yapması neticesinde araçta yolcu olarak bulunan … ile …’ın vefat ettiği, davacının, müteveffa …’ın annesi ve müteveffa …’ın eşi olduğu; davacının, işbu davada müteveffa (oğlu) …’ın vefatından dolayı desteğini kaybetmesi nedeniyle bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflarca kabul edilen “İbraname” başlıklı 10/12/2010 tarihli belgeye göre, destek …’ın vefatı nedeniyle davacıya 16.739,93 TL ödeme yapıldığı ve işbu belgede, davacının, “ödenen tazminat nispetinde” davalıyı ibra ettiği belirtilmiştir. Bu durumda, işbu belgenin KTK’nın 111. maddesi kapsamında bir ibraname olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Bir başka deyişle, 10/12/2010 tarihli “ibraname” başlıklı belge, bir ödeme makbuzu niteliğinde olduğundan davalı vekilinin hak düşürücü süre yönündeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Mahkemece, müteveffa …’ın kaza öncesindeki aylık net kazancıyla ilgili yeterli ve gerekli araştırma yapılarak davacının, müteveffa …’ın vefatı nedeniyle talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı miktarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu minvalde dosyaya ibraz edilen 25/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda; desteğin aylık kazancının, kaza tarihindeki net asgari ücretin 2 katı olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama sonucunda davacının, davalı Sigorta Şirketi’nden talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 10.492,11 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin iddia ve itirazları da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 716,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,20 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 537,5 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/03/2021