Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1853 E. 2021/679 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1853
KARAR NO: 2021/679
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2018
NUMARASI: 2015/487 Esas – 2018/44 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Dava, Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, kazanın meydana 13/05/2005 gününden itibaren davanın açıldığı 13/05/2015 tarihine kadar geçen sürede 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109’uncu maddesi aracılığıyla Türk Ceza Kanununun da ön görülen 5 yıllık zamanaşımı geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; ön inceleme duruşmasında 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle zamanaşımı def’inin reddine karar verildiğini, olayda zamanaşımının geçmediğini, bedensel zararlarda zamanaşımının olay tarihi yada tazminat sorumlusu ile zararın öğrenildiği gün değil, süreli sakalığa ilişkin raporun ortaya çıktığı ve öğrenildiği tarihin olduğu, verdikleri dilekçenin bedel artırım dilekçesi olarak kabul edilmesine ve tutanaklara geçirilmesine rağmen neden ıslah dilekçesi olarak nitelendirildiğinin anlaşılamadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 109’uncu maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini için kaza gününden itibaren iki yıllık zamanaşımı öngörülmüş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanunu’nun öngördüğü ceza zamanaşımının (sürücü, işleten veya diğer sorumlular için fark gözetilmeksizin) uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sadece eylemin aynı zamanda suç oluşturması yeterli olup, ayrıca fail hakkında mahkûmiyet kararı ile sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı gerekmemektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.06.2015 gün ve 2014/17-2198 (E) – 2015/1495 (K), 16.09.2015 gün ve 2014/17-116 (E) – 2015/1771 (K) sayılı kararlarıyla da aynı ilkeler benimsenmiştir. Somut uyuşmazlıkta; dava dosyasına getirtilen belgelerin incelenmesinden, dava dışı sürücü …’nin yönetimindeki … plaka sayılı aracın davacı yaya …’a çarparak yaralanmasına neden olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; 13/05/2005 günü meydana gelen ve o tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 459’uncu maddesine uyan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu oluşturan olay için, aynı maddede öngörülen cezasının üst sınırına göre, anılan Kanunun 102’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında öngörülen dava zamanaşımının 5 yıl olduğu gözetildiğinde, olayın meydana geldiği 13/05/2005 gününden, davanın açıldığı 13/05/2015 tarihine kadar geçen sürede 5 yıllık zamanaşımının dolduğu, davalı vekilinin 25/05/2015 günü tebliğ olunan dava dilekçesine karşı iki haftalık süre içinde 03/06/2015 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımını def’ini ileri sürdüğünün anlaşılması karşısında zamanaşımının geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesine isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu konuya yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemeştir. Davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olduğundan, davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/04/2021