Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1852
KARAR NO: 2021/1115
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2015/841 (E) 2018/139 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde 29/08/2013 tarihinde meydana gelen kazada müvekkiline ait araçta değer kaybı oluştuğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle ayrıca hasarsızlık priminden kaynaklı zararının oluştuğunu belirterek şimdilik 20.000,00 TL değer kaybı bedeli ile yine şimdilik hasarsızlık priminden kaynaklı 5.000,00 TL zarar bedeli olmak üzere toplam 25.000,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçtiği olgusunun ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, değer kaybı nedeni ile 20.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 27/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hasarsızlık indiriminden dolayı kazanç kaybına dair istemin ise reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunun hüküm vermek bakımından yeterli olmadığını, Adli Tıp Kurumu tarafından seçenekli olarak düzenlenen raporda sigortalı aracın kırmızı ışıkta geçtiği yönünde bildirilen kanaate neden itibar edildiği hususunun açıklanmadığını, dosya kapsamında sigortalı aracın kırmızı ışıkta geçtiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığını, bir başka ifadeyle sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu olgusunun somut bir şekilde ispat edilemediğini, kaldı ki hangi sürücünün kırmızı ışıkta geçtiği hususunun tespit edilememesi durumunda tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi uyarınca her iki tarafa %50’şer oranında kusur verilmesi gerektiğini, somut olayda da böyle bir durumun söz konusu olduğunu, müvekkili tarafından davacının kasko sigortacısına araç hasarına ilişkin 14.794,00 TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla bakiye poliçe limitinin 10.206,00 TL olduğunu, işbu tutar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken poliçe limitini aşar şekilde karar verilmesinin hatalı olduğunu, değer kaybı hesabına ilişkin raporda da ne şekilde hesaplama yapıldığının belirsiz olduğunu, tamamen varsayıma dayalı olarak değer kaybı bedelinin belirlendiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı hasarsızlık indiriminden dolayı uğranılan zarar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince hasarsızlık indiriminden kaynaklı zarar talebinin tahsiline ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve bu karara yönelik istinaf başvurusunda bulunulmamış olması nedeniyle bu talebe konu dava yönünden kararın kesinleşmiş olduğu görülmektedir.Değer kaybına ilişkin verilen karar bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Her ne kadar ceza mahkemesince tesis edilen HAGB kararı hukuk hakimini bağlayacak nitelikte değil ise de, kaza anına ilişkin görüntüleri barındıran cd’nin zarar görmüş olmasından kaynaklı çözümünün yapılamadığı olayda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün soruşturma aşamasındaki kırmızı ışıkta geçtiğine dair ikrar teşkil eden beyanı ile ceza dosyası kapsamında yaralanan davacıya ait araçta bulunan müşteki/tanığın, davacıya ait aracın yeşil ışıkta, sigortalı araç sürücüsünün ise kırmızı ışıkta geçtiği yönündeki anlatımı tahtında, kırmızı ışıkta geçen tarafın, sigortalı araç sürücüsü olduğu hususunun anlaşılmakta olduğu ve mahkemenin bu yöne ilişkin kabul şeklinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmektedir.Öte yandan ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülerek hüküm vermek bakımından yeterli kabul edilmiştir. Davalı vekilinin ödemeye ilişkin savunmasının değerlendirilmesinde ise, ödemeye ilişkin itiraz teşkil eden savunmanın, hakkı sona erdirir nitelikte oluşu nedeniyle, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilmesinin usulen mümkün olduğu, davalı sigorta şirketinden celbedilen hasar dosyasında, davaya konu aracın ekspertiz raporu ve onarım faturalarının bulunduğu, istinaf aşamasında da davacıya ait aracın kasko sigortacısına yapılan toplu ödeme belgesi ve ekinde hangi hasar dosyaları üzerinden ödeme yapıldığını gösterir liste sunulduğu ve bu listenin son sayfasında, davalı sigorta şirketinden celbedilen … numaralı hasar dosyasından 14.794,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kaza tarihi itibarıyla maddi tazminat poliçe limitinin 25.000,00 TL olduğu, kasko sigortasına yapılan 14.794,00 TL ödeme düşüldükten sonra poliçe limitinden kalan kısmın 10.206,00 TL olduğu, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazında isabet bulunduğu görülmektedir. O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun poliçe limiti yönünden kabulüne, HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin ESASTAN KABULÜNE,2-İlk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,3-İstinafa başvuran tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 4-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, B)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla; Davanın KISMEN KABULÜNE; Değer kaybı nedeni ile 10.206,00 TL tazminatın dava tarihi olan 27/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hasarsızlık indiriminden dolayı kazanç kaybı ve değer kaybına dair fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,2-Karar ve ilam harcı 697,18 TL’den peşin alınan 426,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 270,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 235,50 TL tebligat ve posta masrafı, 212,00 TL Adli Tıp fatura bedeli olmak üzere toplam 1.647,50 TL’den davanın kabul edilen kısmı üzerinden (10206/25000) hesaplanan 672,58 TL ile peşin olarak ödenen 454,64 TL harcın davalıdan ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kabul ve reddedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi.08/07/2021