Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1836 E. 2021/308 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1836
KARAR NO: 2021/308
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2015/874 Esas – 2018/231 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ile TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 10.629,67-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 196.902,55 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere, toplam 207.532,22 TL maddi tazminatın davalılar … ve … tarafından olay tarihi olan 04/05/2015 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihi olan 03/09/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, davalı …nın sorumluluğu olay tarihindeki Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçi limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair taleplerinin reddine, açılan manevi tazminat davasının kabulü ile; 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04/05/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin son maaş bordrosuna göre brüt maaşının 3.866,70 TL, net maaşının ise 2.600,00 TL olduğunun tespit edilmesine rağmen karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda müvekkilinin gerçek zararının aylık net 2.500,00 TL olarak hesaplanmasının hatalı olduğunu, bu yönde yaptıkları itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Kurumu raporunda da belirtildiği gibi müvekkilinin kaza nedeniyle uzun bir süre çalışamadığını, 06/04/2017 tarihinde uzun yol şoförü olarak, … Limited Şirketi’nde aylık 3.636,82 TL brüt maaş ile işe başladığını; Yargıtayın yerleşmiş içtihatları gereğince bilinen ücret varken farazi ücret üzerinden hesaplama yapılamayacağını, müvekkilinin, kaza tarihindeki bilinen net ücretinin 2.500,00 TL olduğunu, Mahkeme tarafından 13/09/2017 tarihli ara kararı gereğince çalıştığı işyerine yazılan yazıya, 15/11/2017 havale tarihli cevabında müvekkilinin aylık son gelirinin brüt 3.866,70 TL, net ücretinin ise 2.733,31 TL olduğunun bordrolarla birlikte dosyaya ibraz edildiğini, müvekkilinin kaza ve karar tarihindeki gerçek geliri resmi belgelerle tespit edilmesine rağmen, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar … ile … için ayrı ayrı 24.617,43’er TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her iki davalı için tek vekalet ücreti verilmesi gerektiğini; kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkemece yapılan tazminat hesabı neticesinde, 12/07/2017 tarihli dilekçeleriyle taleplerini, … yönünden teminat limitleri ışığında, sürekli iş göremzlik talebi yönünden 290.000,00 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden 26.574,18 TL’ye çıkardıklarını, … yönünden toplam taleplerini 316.574,18 TL’ye çıkardıklarını; Mahkemece, kısmen kabul ile 207.532,22 TL maddi tazminatın davalı …’nın poliçe limitleri ile tahsiline karar verildiğini ve … yönünden 109.041,96 TL’lik taleplerinin reddedildiğini, … lehine reddedilen 109.041,96 TL maddi tazminat miktarı yönünden karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, toplam tazminat bedeli üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin, kafa travmasına bağlı geliştiğinin çok açık olduğunu ve … plakalı aracı kasksız olarak kullandığını, bu nedenle olayda müterafik kusur olduğunu ve tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini; müvekkili kurumun manevi tazminatlardan sorumlu olmamasına rağmen, Mahkemece müvekkilinin manevi tazminatın ferilerinden sorumlu tutulduğunu; işbu dava açılmadan önce davacı tarafın müvekkili kuruma başvuru yapmadığını, bu nedenle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince başvuru şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davalı …’ün maliki, davalı …’un sürücüsü olduğu ve ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı aracın, 04/05/2015 tarihinde kaza yapmaları neticesinde, davacının yaralandığı, davacının bu yaralanma nedeniyle, işbu davada maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu ve Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İşbu dava 03/09/2015 tarihinde açılmış, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde, davacı tarafın dava öncesinde sigorta şirketine (…’na) başvuru zorunluluğu ise davanın açılmasından sonra 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun ile getirilmiştir. Bu durumda, davacı tarafın, dava öncesinde davalı …’na başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/06/2020 tarih ve 2019/5285 Esas-2020/3489 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “Hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususlarına dikkat edilmelidir.” Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, karara dayanak yapılan 06/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının aylık kazancının net 2.500,00 TL, brüt gelirinin 3.497,00 TL ve bu miktarın asgari ücreti oranının ise 2,745 olarak dikkate alındığında davacının geçici iş göremezlik tazminatının 26.574,18 TL, maluliyet tazminatının ise 492.081,36 TL olmak üzere toplam talep edebileceği maddi tazminatın 518.655,56 TL olduğu; aylık kazancının net 1.000,00 TL, brüt maaşının 1.398,78 TL ve asgari ücrete oranının 1,098 olarak kabul edilmesi durumunda, davacının geçici iş göremezlik tazminatının 10.629,67 TL, maluliyet tazminatının ise 196.902,55 TL olmak üzere talep edebileceği toplam maddi tazminatın 207.532,22 TL olduğu mütalaa edilmiş ve iki ihtimalli rapor düzenlenmiştir. Mahkemece, ikinci ihtimal dikkate alınarak karar verilmiştir. Dosyada bulunan … AŞ.’nin 19/10/2015 havale tarihli yazısına göre, davacının 11/04/2015 tarihinde ismi geçen firmanın Gebze Şubesinde dağıtım şoförü olarak işe başladığı,1.000,00 TL net artı asgari geçim indirimi olarak ücret aldığı, bunlara ek olarak kilometre başına yakılan yakıta oranlı olarak prim aldıkları, bu gelirler de dahil edildiğinde davacının ayda 1.000,00 TL ile 1.500,00 TL ek kazancının olduğu belirtilmiştir. Yine davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 27/09/2017 tarihli dilekçenin ekinde yer alan, … Limited Şirketi yazısında davacının 06/04/2017 tarihinde işe başladığı, aylık brüt maaşının 3.781,17 TL olduğu belirtilmiş ve buna ilişkin maaş bordrosu dosyaya ibraz edilmiştir. Bu durumda, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yukarıda anılan ilamı doğrultusunda, Mahkemece, davacının hesap tarihine (06/02/2016) kadarki gelirini gösteren belgelerin davacının çalıştığı işyerinden ve SGK’dan temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine (06/02/2016) kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden hesap tarihine kadar işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde (06/02/2016) bilinen son gelirinin uygulanması, anılan raporlara davacının itiraz etmediği gözetilerek, 06/02/2016 tarihindeki asgari ücrete ilişkin verilerin kullanılarak ve 06/02/2016 tarihli rapordaki aktif ve pasif dönem hesabındaki miktarları aşmayacak ve davacı vekilinin, 22/09/2016 tarihli dilekçesinde, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplamasında müvekkilinin ortalama aylık gelirinin 2.250,00 TL olarak dikkate alınması gerektiği yönündeki talebi de tartışılıp bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hesap içeren bilirkişi raporuna göre ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının, bu yönden kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kabule göre de; reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden, ret sebebi ortak olan davalılar … ile … lehine, AAÜT’nin 3/2. maddesi gereğince tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı 24.617,43’er TL vekalet ücretine hükmedilmesi ve yine davalı … lehine, reddedilen maddi tazminat miktarı olan 82.467,78 TL (290.000,00 teminat limiti-207.532,22 TL kabul edilen miktar) üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanması gerekirken tüm tazminat üzerinden hesaplama yapılması, harç ve yargılama giderleri bakımından maddi ve manevi tazminat hükümleri için ayırım yapılmaksızın hakkında manevi tazminata hükmedilmeyen davalı …nın da manevi tazminattan kaynaklanan yargılama giderleri ile harçtan sorumlu tutulması yerinde olmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-Davalı … tarafından icranın geri bırakılması talebi kapsamında sunulan teminat mektubunun İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/03/2021