Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1821 E. 2021/475 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1821
KARAR NO: 2021/475
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2018
NUMARASI: 2016/994 (E) 2018/113 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.07.2011 günü davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın, karşıdan karşıya geçmek için yola çıkmış olan …’ya çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini belirterek müteveffanın anne ve babası olan davacılar için şimdilik 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan tahsiline ve yine müteveffanın anne, baba ve kardeşleri olan davacıların tümü bakımından uğranılan manevi zararlar karşılığı olmak üzere baba … için 100.000,00 TL, anne … için 100.000,00 TL, kardeş … için 30.000,00 TL, kardeş … için 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, benimsenen kusur durumu ve aktüer rapor doğrultusunda davacı anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulü ile davacı … için 7.824,82 TL, davacı … için ise 11.695,13 TL tazminatın kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 45.000,00 TL, davacı … için 55.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan hüküm tesis edildiğini, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, müvekkilinin yerleşim yeri Samsun olup davanın burada açılması gerektiğini, yetki ve göreve yönelik itirazlarının değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, gerçekleşen kazada yola kontrolsüzce atlayan müteveffanın tam kusurlu olduğunu, müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, kaldı ki ağır kusur nedeniyle illiyet bağının da kesildiğini, müteveffanın ebeveynleri olan davacıların da bakım ve gözetim sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmemiş olduklarını, mahkemece bu hususların dikkate alınmadan karar verildiğini, kabul edilen kusur durumunun doğru olmadığını, manevi tazminatın haksız ve fahiş miktarda hükmedildiğini, elem ve ızdırabın giderilmesinden ziyade zenginleşmeye sebebiyet verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Açılan somut davada davalılar arasında zorunlu mali mesuliyet sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup, asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2017 gün ve 2016/15755-2017/8206 sayılı kararı benzer nitelikteki diğer kararları). Bu nedenle göreve ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Diğer yandan haksız fiilden kaynaklanan davalarda HMK 16. maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Dava, davacıların yerleşim yeri mahkemesinde açıldığına göre yetkiye yönelik itirazda da isabet bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilirkişi raporları, ceza dosya içeriği ve diğer bilgi ve belgelere göre davalı araç sürücüsü …’in kaza mahalline gelirken yüksek süratle seyrettiği, geçiş üstünlüğünün kendisinde olduğu gerekçesiyle 3 şeritli yol üzerinde karşıdan karşıya geçmekte olan anne baba ve çocuklardan oluşan kişileri gördüğü halde hızını azaltmadığı, seyir yönüne göre taşıt yolunun solundan sağına geçmek isteyen yayayı gördüğünde yayanın emniyeti için aracının kornasını çalarak uyarı ve ikazlarda bulunmadığı, geçişini tamamlamak üzere olan yayaya çarpmamak için gerekli manevraları yapmadığı karşısında mahkemece benimsenen kusur durumunda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, anne babanın gözetim yükümlülüğüne ilişkin ihmalinin, davalı araç sürücüsünün kusurunu izale edecek bir sebep teşkil etmediği, kesinleşen ceza dosyası kapsamında daha önceden hız sınırı ve diğer trafik ihlallerinden dolayı birçok trafik cezasının bulunduğu ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaate ulaşılamadığı gerekçesiyle davalı araç sürücüsünün teşdiden cezalandırılmasına karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, kusura yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, manevi tazminat bakımından ise takdirinde, caydırıcılık ilkesi, kazanın gerçekleşme biçimi, olayın özellikleri, tarafların mali ve sosyal durumu ve hakkaniyet ilkesine uygun bir değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olmasına göre bir ömür boyunca 10 yaşındaki kızlarının vefatı nedeniyle acı ve ızdırap çekecek olan davacı anne-baba ve kardeşler bakımından hükmedilen manevi tazminat tutarları yüksek değildir. O halde davalı vekilinin usul ve yasaya uygun bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 9.667,22 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.085,00 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 7.582,22 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı yönünden objektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda davalı aleyhine hükmedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021