Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1815 E. 2021/271 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1815
KARAR NO: 2021/271
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2018
NUMARASI: 2015/919 Esas – 2018/148 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının açmış olduğu maddi tazminat davasının tüm davalılar açısından feragat nedeniyle reddine, davacının davalı … ve davalı … A.Ş’ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 3.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı … A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,davacının davalı … AŞ.’ye karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili ile … AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen manevi tazminattan müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı sürücünün %25 oranında kusurlu bulunduğunu, kazanın meydana geldiği yerde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından herhangi bir uyarı levhasının bulunmaması nedeniyle müvekkiline daha düşük oranda kusur atfedilmesi gerektiğini, ATK’dan alınan maluliyete ilişkin rapora itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu belirtmiştir. Davalı … AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, Mahkeme tarafından eksik inceleme sonucu karar verildiğini, ATK tarafından verilen maluliyet raporuna ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, manevi tazminattan müvekkili şirket ile davalı sürücü …’in müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağının bulunmadığını, kazaya karışan aracın kayıt malikinin davalı … AŞ. olması nedeniyle kusursuz sorumluluğu bulunduğunu, davacının manevi tazminat hakkının bulunmadığını, Mahkemece hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirtmiştir. HMK 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosya kapsamından, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … AŞ.’nin kayıt maliki (kiralayanı), davalı … AŞ.’nin işleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı motosikletin 27/07/2015 tarihinde kaza yapması neticesinde, davacının yaralandığı; ATK raporuna göre davacıdaki yaralanmanın, maluliyetine neden olacak düzeyde olmadığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nin %75 oranında asli kusurlu, davacı sürücü …’un %25 oranında tali kusurlu olduğunun tespit edildiği; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda da belirtildiği üzere, davacı lehine 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, araç sürücüsü ve işleteni olan davalılar tarafından, işbu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, maluliyet raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, TBK’nnı 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun olduğu, dava dilekçesinde, manevi tazminatın her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin talep edilmesi karşısında Mahkemece, TBK’nın 61. maddesi gereğince manevi tazminatın her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinde ve davalılar arasında ZMS sigortacısı bulunduğundan, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinde isabet bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekillerinin istinaf başvurularındaki itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekili ve … AŞ. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 204,93 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 102,68 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 102,45 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … AŞ.’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-Davalılar … ile … AŞ.’nin istinaf başvuruları nedeniyle sarfettikleri yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/02/2021