Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1813 E. 2021/716 K. 17.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1813
KARAR NO: 2021/716
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2014/509 (E) 2018/223 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 17/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ’ye Karayolu Yolcu Taşımacılığı Ferdi Kaza Sigortası poliçesiyle sigortalı … plakalı otobüs ile yolculuk yapan davacının 19/09/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %70 oranında kalıcı sakatlık meydana gelecek biçimde yaralandığını belirterek, sakatlık oranına isabet eden 105.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kulakta meydana gelen işitme kaybı için ödeyeceği tutarın poliçe teminatı olman 150.000,00 TL’nin %10’u tutarındaki 15.000,00 TL olduğunu, davanın açılmasına neden olmayan müvekkili şirketin faiz ödeme sorumluluğunun bulunmadığı belirterek, 15.000,00 TL’yi kabul etmiş, bunun dışında kalan tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; 35.100,00 TL’nin 15.000,00 TL’ nin kabulü nedeniyle 26/10/2013 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikten davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; hangi organın hangi oranda sakat kaldığının belli olmamasına rağmen organların genel maluliyetteki oranları göze alınarak hesaplama yapıldığını, davalının kulak arızası için 15.000,00 TL’yi kabul ettiğini, HMK’nin 311’inci maddesi uyarınca kabul edilen bu kısım kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan göz için 12.750,00 TL; yüz için 21.000,00 TL, kulak için 15.000,00 TL olmak üzere 48.750,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. Can sigortası türünden olan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır. 25.03.2004 tarihli Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının (KYTZKFKSGŞ) A.3.2 maddesinde ” Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.” biçiminde düzenlenmiştir. Maluliyetlerin sayıldığı fıkranın ardında yer alan fıkrada ise “Yukarıdaki tabloda zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin oranı, daha az vahim olsalar bile, bunların önem derecelerine göre ve tabloda yazılı oranlara kıyasen tayin olunur.” denilmiştir. Somut olayda; davalı … Sigorta AŞ (Yeni Ünvan: … Sigorta AŞ), trafik kazasına neden olan aracın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza sigortacısıdır. Poliçe klozlarında maluliyet cetvelleri belirtilmiş, zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin oranı, daha az vahim olsalar bile, bunların önem derecelerine göre ve tabloda yazılı oranlara kıyasen tayin olunur denilmiştir. Buna göre; mahkemece, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden yada üniversitelerin tıp fakültelerinde görevli Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişilerden rapor alınarak, davacının maluliyetinin poliçe şartlarında ve klozlarında düzenlenmiş olan maluliyet cetvelinden hangisi kapsamında kaldığı belirlenmeli, değilse bunların önem derecelerine göre ve cetvelde yazılı oranlara göre kıyasen belirlenmesi gerekmektedir. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde, bir meblağ sigortası olan zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ’nin (Yeni Ünvan: … Sigorta AŞ) sorumluluğunun, tespit edilen sakatlık oranı ve Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre ödenmesi gereken meblağın, davacının yüz, göz ve kulağındaki yaralanmalarından kaynaklanan maluliyetinin Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden yada üniversitelerin tıp fakültelerinde görevli Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişiler marifetiyle KYTZKFKSGŞ uyarınca tespit ettirilerek belirlenmesi gerekirken, Adli Tıp Kurumu 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A.3.2 maddesi karşısında uygulanması olanağı bulunmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliğine göre düzenlediği raporda belirtilen maluliyet oranı esas alınarak bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen rapora dayanılarak hüküm kurulması doğru kabul edilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davalının istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmaması nedeniyle kazanılmış hakkının korunmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 4-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Davacı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2021