Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1805 E. 2021/262 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1805
KARAR NO: 2021/262
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2013/288 Esas – 2018/214 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46 (6098 sayılı TBK’nın 54). maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın Kabulü ile 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ZMM sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 14/09/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Sigorta Şirketi’ne sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığı halde, müvekkilinin tazminattan sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2918 sayılı KTK’nın 86.maddesine göre müvekkilinin tazminattan sorumlu olmadığını, kazanın, dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’nun tam kusuru ile meydana geldiğini, müvekkili Sigorta Şirketi nezdinde sigortalı bulunan aracın hem işleteni, hem de sürücüsü konumunda bulunan …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, bilirkişi raporunda da, müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından davacının, müvekkilinden talep edebileceği bir zararının olmadığı yönünde mütalaa verildiğini, hükme esas alınan 04/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; davalının ZMS sigortacısı ve dava dışı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı motosiklet ile dava dışı …’nun sürücüsü olduğu … plakalı aracın 27/07/2008 tarihinde kaza yapmaları neticesinde, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, işbu davada davacının, … plakalı aracın ZMS sigortacısı olan davalı hakkında maddi tazminat (sürekli iş göremezlik) talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi ve Dairemizin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere; zorunlu mali sorumluluk sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK’nın 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 04/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın işleteni-sürücüsü …’ın kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Yine Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 06/04/2016 tarihli ve 2016/905 Esas – 2016/5717 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verilerek kesinleşen Yalova 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 03/12/2014 tarihli ve 2014/342 Esas – 2014/607 Karar sayılı kararında, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nun, yüksek promil alkollü olması, hatalı sollama yapması ve şerit tecavüzünde bulunması nedeniyle tam kusurlu olduğu ve eyleminin bilinçli taksir olarak nitelendirildiği anlaşılmıştır. Ayrıca İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde de, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsü …’ın, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı yönünde tespit yapılmıştır. Bu durumda, davalı … nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığından, davalı … Şirketinin sorumluluğundan söz edilemez. Bir başka deyişle, davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Davanın reddine, 2-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-)Gider avansından artan miktarın HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
B-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-)İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 36,10 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/02/2021