Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1804 E. 2019/244 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1804
KARAR NO: 2019/244
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/01/2017
NUMARASI: 2014/1531 Esas- 2017/19 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Ölüm Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’in eşi, … ve …’in babaları destek …’in, 29/06/2013 tarihinde davalı …Ltd.Şti.’nin maliki, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMS Sigortacısı ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı kamyonetin geri geri gelerek çarpması neticesinde hayatını kaybettiğini, davacıların bu ölüm nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı; davacılar için 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri; davacı … için 125.000,00 TL, davacı … ile … için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve …Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen olayda asli kusurun davacıların desteği …’de olduğunu, manevi tazminat talebinin yüksek olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacıların manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacıların destekten yoksun kalma taleplerinin yerinde olmadığını, davalı araç sürücüsünün %75 kusur oranına göre davacı …’e 76.902,17 TL, davacı …’e 3.899,90 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, davacı …’den ibraname alındığını, müvekkilinin sorumluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince: “davanın kabulü ile, … için 12.289,06 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve …, …, … için 1.300,00 TL cenaze ve defin masrafları olmak üzere toplam 13.589,06 TL’nin kaza tarihi olan 29/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak ve faizin dava tarihinden itibaren işlemesi kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile temlik alan davacıya verilmesine, … için 40.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili ile bu davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar …Ltd.Şti. vekili ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı …’ın istinaf için gerekli harç ve masrafları kesin süre içerisinde yatırmadığı gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesince 30/04/2018 tarihli ek karar ile HMK’nın 344/1 maddesi gereğince davalı …’ın istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek karar usulüne uygun davetiye ile davalı vekiline tebliğ edilmiş ve bu ek karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusu yapılmamıştır. Davalı …Ltd.Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; 18/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda sürücü …’ın %65, davacıların miras bırakanı …’in ise %35 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirildiğini, kusur raporuna itirazlarının reddedildiğini, asli kusurun müvekkiline yüklenmesinin hatalı olduğunu, hesap bilirkişisinden alınan raporda müteveffa …’in emekli olduğu ancak en az asgari ücret ile çalışabileceği kabul edilerek kazanç durumunun hesaplandığını ve bu kazanç üzerinden davacıların aktif ve pasif devre zararlarının tespit edildiğini, SGK’dan gelen ve dosyada mevcut bulunan 18/03/2016 tarihli evrak incelendiğinde, müteveffa …’in iş ve meslekte kazanma gücünden %60 oranında kaybının olduğu ve malulen emekli olduğunun açık ve net bir şekilde görüldüğünü, bu haliyle müteveffanın yeni bir işyerinde çalışmasının mümkün olmadığını, malulen emekli olduğu için zaten emekli maaşı aldığını, ayrıca ölümden sonra davacılara ölüm aylığı bağlandığını, yapılan hesaplamalarda bu hususların hiç dikkate alınmadığını, defin ve cenaze giderlerinin belediyeler tarafından karşılandığı açıkça belirtilmesine, davacıların tarafından da bu masraflara ilişkin hiçbir belge sunulmamasına rağmen bu giderler yönünden de davanın kabulünün hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığını, davacı … için talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat talebi reddedildiğinden bu miktar yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, reddedilen 135.000,00 TL manevi tazminat miktarı üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53. ve 56/2 maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 29/06/2013 tarihinde, davalı … A.Ş’nin ZMS sigortacısı, davalı …Ltd.Şti.’nin maliki ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, davacıların desteği yaya …’e çarparak ölümüne neden olduğu, davacıların bu ölüm nedeniyle bakiye destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağı, 25/10/2013 tarihli kusur bilirkişi raporu, 18/01/2016 tarihli kusur bilirkişi raporu, 06/06/2016 tarihli bilirkişi ek raporu, İstanbul 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/288 Esas – 2014/134 Karar sayılı dosyasındaki Adli Tıp Kurumu İhtisas Trafik Dairesinin 31/12/2013 tarihli raporu, olayın oluşu ve kusur oranları açısından birbiri ile örtüşmektedir. Ayrıca İstanbul 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/288 Esas – 2014/134 Karar sayılı kararı ile davalı (sürücü) …’ın mahkumiyetine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 26/11/2015 tarihli, 2015/1715 Esas – 2015/18370 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Dolayısıyla davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarından olup süregelen yargısal uygulamalar da bu yöndedir. Bu itibarla, davalı vekilinin “müteveffanın yeni bir işyerinde çalışmasının mümkün olmadığı, malulen emekli olduğu için zaten emekli maaşı aldığı, bu nedenlerle davacıların destekten yoksun kaldıklarının kabul edilmesi olanağının bulunmadığı” şeklindeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Yine, meydana gelen olayın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile dosyadaki tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanısına varılmıştır. Başka bir deyişle, davalı vekilinin manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin, davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat ve tüm davacılar için reddedilen manevi tazminat miktarları yönünden vekalet ücreti verilmemesine yönelik itirazına gelince; davacı … için talep edilen 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı reddediğinden davalı …Ltd.Şti. lehine AAÜT gereğince 1.000,00 TL maktu vekalet ücreti ve her bir davacı yönünden reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücreti verilmesi gerekmektedir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerindedir. Yukarıdaki açıklamalar ve tespitler çerçevesinde davalı …Ltd.Şti vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın Kısmen Kabulü ile, … için 12.289,06 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve …, …, … için 1.300,00 TL cenaze ve defin masrafının kaza tarihi olan 29/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak ve faizin dava tarihinden itibaren işlemesi kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile temlik alan davacıya verilmesine, 2- Davacı … için talep edilen (1.000,00 TL) destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, 3- Davacılar … için 40.000,00 TL, … için 25.000,00 TL ve … için 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili ile bu davacılara verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre maddi tazminat yönünden tahsil edilmesi gereken 928,26 TL’den peşin yatırılan 63,10 TL karar harcının mahsubu ile 865,16 TL’nin davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre manevi tazminat yönünden tahsil edilmesi gereken 6.147,90 TL’den peşin yatırılan 3.846,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.301 TL karar harcının sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 6- Maddi tazminat nedeniyle davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti 800,00 TL, karar harcı 4.011 TL, posta ve tebligat masrafı 381,50 TL olmak üzere toplam 5.192,50 TL yargılama giderinin davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak) tahsili ile temlik alana verilmesine, 7-Manevi tazminat nedeniyle davacılar tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 8-Temlik alan davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat nedeniyle 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken tahsili ile temlik alan davacıya verilmesine, 9- Davacı … yönünden reddedilen maddi tazminat miktarı dikkate alınarak AAÜT gereğince, 1.000,00 vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı …Ltd.Şti.’ye verilmesine, 10-Manevi tazminat nedeniyle davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.950,00 TL vekalet ücretinin sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 11- Manevi Tazminat Bakımından; davalı …Ltd.Şti. vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca 9.950,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 12-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı …Ltd.Şti. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı …Ltd.Şti. tarafından yapılan 90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 175,70 TL’nin davacılardan tahsili ile davalı …Ltd.Şti.’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca her bir ihtiyari dava arkadaşı için dava değerleri itibarıyla kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/10/2019