Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/180 E. 2019/695 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/180
KARAR NO : 2019/695
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI : 2015/1237 Esas – 2017/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Destekten Yoksun Kalma Tazminatı)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/06/2009 tarihinde karşı tarafın % 100 kusuruyla meydana gelen trafik kazasında …. plakalı aracın, müvekkilinin desteği yaya … çarparak ölümüne sebep olduğunu, davalının kazaya sebep olan aracın ZMS sigortacısı olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 26.055,92 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın kaza tarihinde ZMSS poliçesiyle kendilerine sigortalı olduğunu ancak sigortalı araç sürücüsüne izafe edilecek bir kusur olmadığı için karşı tarafın tazminat talep hakkı olmadığını, öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile 26.055,92 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin kusur tespiti yaptırmadığını, kendilerinin kusur oranında sorumlu olduğunu ve araç sürücüsünün kusursuz olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 05/06/2009 tarihinde davalıya ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün kullanımında olan …. plakalı kamyonun yaya …. çarpması neticesinde ölüm meydana geldiği dosya kapsamı ile sabittir. Davalıya sigortalı aracın sürücüsü hakkında açılan ceza davasında sürücünün kusursuz olduğuna ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporu esas alınarak beraatine hükmedilmiş ve anılan karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece, yaya olan desteğin kusuru gözetilmeksizin destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yaptırılarak aktüer bilirkişiden rapor alınmış ve buna göre hüküm kurulmuş, davalı sigorta şirketinin sigortalısının eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün kazanın oluşumundaki kusuru oranında tazminat sorumluluğu bulunduğu gözden kaçırılmıştır. Dosyada, ceza yargılamasında alınan ve yukarıda sözü edilen kusur raporu mevcuttur. Bu rapora göre davacının desteğinin olayda tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı ifade edilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. md. gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Bu durumda mahkemece, kesinleşen ceza dosyası celp edilerek hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu, trafik kaza tespit tutanağı ve ATK raporunda sözü edilen (ceza mahkemesince alınan) 04/03/2010 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmek suretiyle somut uyuşmazlıkta davalının savunmaları da dikkate alınarak desteğin kazanın oluşumunda kusuru bulunup bulunmadığı alınacak bilirkişi raporuyla belirlenmeli, ATK’nın kusur raporunun aksine davalı sigortalının sürücüsü … olayda kusurlu olduğunun belirlenmesi halinde aradaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Ulaştırma Mühendisliği bölümünde görevli bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınmalı ve sonuçta davalı sigortalısının kusursuz olduğu sonucuna ulaşıldığı takdirde davanın reddine; kusurlu bulunması halinde ise kusur oranı esas alınarak aktüer bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. Perpa/İstanbul Şubesinin 05/12/2017 tarih ve … numaralı 57.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş.’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019