Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1767 E. 2021/196 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1767
KARAR NO: 2021/196
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2018
NUMARASI: 2015/1276 (E) 2018/103 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.06.2015 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı araç ile müvekkiline ait bulunan … plaka sayılı aracın çarpışması nedeniyle araçta oluşan şimdilik 1.000,00 TL değer kaybı tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile, 4.000,00TL araç değer kaybı tazminatının davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 24/06/2015 tarihinden itibaren davalı … yönünden ise dava tarihi olan 31/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, araçta herhangi bir boyalı parça olmamasına rağmen boyalı parçalar olduğu bildirilerek bir sonuca varıldığını, dava konusu kaza, arkadan çarpma şeklinde meydana gelmiş olup; hasarlanmanın, motor kaputunda değil bagaj kapağında gerçekleştiğini, ancak bilirkişi raporunda motor kaputundan bahsedildiğini, aracın ön tarafından hasar gördüğü düşünülerek rapor hazırlandığını, tamponun da değer kaybına sebep olacağı tespitinde bulunulduğunu, oysa ki plastik parçaların değer kaybına sebebiyet vermeyeceğini, hasarın sadece bagaj kapağında gerçekleştiğini, sigorta poliçesinin göz önünde bulundurulmadığını, sorumluluk oranlarının belirtilmediğini, bilirkişi raporunda farklı tutarlarda değer kaybı hesaplanmış olmasına rağmen çeişki giderilmeden karar verildiğini, kazadan sonra aracın karıştığı diğer kazalardan kaynaklanan değer kaybının bu davaya katılmaya çalışıldığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 61 ve 62. maddelerinde düzenlenen müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Aynı yasanın 162 ve 163. maddelerine göre müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, borcun tamamından sorumludur. 163/1. maddesinde, “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir” demekle zarar göreninin, zararını nasıl ve ne miktarda talep edebileceği gösterilmiştir. İşbu yasal düzenlemelere göre araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olan davalıların meydana gelen zarardan müteselsilen sorumluluğu söz konusu olup alacaklı borcun tamamını dilerse hepsinden dilerse de tamamından talep edebilir. Müteselsil borçlulardan biri tarafından borcun tamamının ödenmesi durumunda borç sona erer. Buna göre dış ilişkide alacaklıya karşı sorumluluk oranları söz konusu değildir.Buna yönelik istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Dosyada mübrez bilirkişi raporunda iki farklı hesaplama yöntemine göre hesaplama yapılmaya çalışıldığı, ilk hesaplamada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarında öngörülen değer kaybı hesabına ilişkin hesaplama formülünün kullanıldığı, raporun bir bölümünde motor kaputu hasar gördü denilirken değer kaybı hesabında ise bagaj kapağı ve arka tampondan bahsedildiği, buna göre hangi parçaların hasar gördüğü anlaşılamazken; genel şartlar ekinde bulunan değer kaybı hesaplaması başlıklı bölümün teminat dışı kalan haller başlıklı kısmın 1. maddesinde belirtildiği üzere, tampon değişiminin, değer kaybı oluşturması mümkün olmamasına rağmen, tampon değişimine değer kaybı verildiği, diğer yandan raporda boyalı parçalardan bahsedildiği ancak hangi parçanın boyandığı belirtilmediği gibi bu hususun hasar dosyası kapsamından da anlaşılamadığı, ikinci hesaplama yönteminde ise Yargıtay tarafından kabul edilen hesaplama yönteminin benimsendiği ancak buna ilişkin değerlendirme yapılırken de hasarsız ikinci el piyasa değeri ile araç onarıldıktan sonraki ikinci el piyasa değeri araştırılmadan soyut olarak değer bildirildiği, araçta oluşan değer kaybının araçtaki hasarla doğru orantılı olması gerektiği, ne var ki aracın toplam onarım bedelinin KDV’siz 8.356,38 TL olduğu, hasar gören değişen en önemli parçanın arka kamera olduğu ve -değer kaybı oluşturmayacak-bu parça bedelinin KDV’siz 3.216,85 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu parça çıktıktan sonra neredeyse araç onarım bedeli kadar değer kaybı verildiği, bunun gerekçelerinin ise açıklanmadığı, mahkemece de işbu hüküm vermek bakımından yetersiz bilirkişi raporuna yönelik itirazlar da dinlenilmeden hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek karar verildiği görülmektedir. O halde, poliçe başlangıç tarihi itibariyle Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilen fark kriterine göre hesaplama yaptırılarak aracın, kaza tarihinde serbest piyasa koşullarına göre hasarsız haldeki 2. el değerinin somut verilere dayalı olarak belirlenmesi ve aracın tamir edilmesinden sonra, aracın yaşı, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alındığında yine serbest piyasa koşullarında 2.el değerinde ne kadarlık bir azalma olacağının tespit edilmesi amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti veya bir başka bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla HMK 353/1-a-6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Daval … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-Kararı istinaf etmeyen davalılar yönünden oluşan kesinleşme halinin yeniden verilecek kararda GÖZETİLMESİNE, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 11/02/2021