Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/173 E. 2019/548 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/173
KARAR NO : 2019/548
KARAR TARİH: 22/11/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2017
NUMARASI : 2016/22 Esas – 2017/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde trafik sigortası ile teminat altına alınan, diğer davalı tarafın maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın, park halinde bulunan müvekkiline ait … plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkiline ait aracın hasara uğradığını, müvekkilinin Almanya’da yaşadığını, Almanya’da yaptırdığı araç hasar tespiti neticesinde araçta 6.455,55 Euro hasar bedeli, 650 Euro değer kaybı,175 Euro 3 günlük kira bedeli tespit edildiğini, ayrıca bu tespit için ekspertiz firmasına 873,46 Euro ekspertiz bedeli ödendiğini, ekspertiz raporunun tercüme edildiğini, tercüme masrafı olarak 885,00 TL, noter masrafı olarak da 1027,66 TL ödendiğini belirterek 8154 Euro ve 1912,66 TL bedelin, kaza tarihinden itibaren işleyecek döviz kuruna uygulanan kanuni faiz ve diğer masraflar için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı …. cevap dilekçesinde özetle; yurtdışında yapılan tespitleri ve bundan kaynaklanan masrafları kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, dava konusu taleplerin ZMSS teminatı kapsamında olmadığını, haksız fiilin gerçekleştiği yerde geçerli para birimi üzerinden tespit yapılması gerektiği yönünde Yargıtay kararlarının olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik taraf vekillerince ileri sürülen itirazlar değerlendirmeksizin 04.02.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı davacı ve davalılar vekillerince ayrı ayrı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersizliğinden bahisle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Dava konusu kazanın, davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortası ile sigortalı bulunan diğer davalı tarafa ait … plaka sayılı aracın, park yerinden harekete geçtiği sırada arka tarafını kontrol etmemiş olması nedeniyle arka tarafta park halinde bulunan davacı tarafa ait yabancı plakalı araca çarpması şeklinde gerçekliştiği ve davalının, nizami park halinde bulunan araca çarpma kuralını ihlal etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Esasen kusur durumuna ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan zarar hesabına ilişkin bilirkişi raporunun incelenmesinde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/3870 karar sayılı kararına atıfla, hasarın yabancı para birimi üzerinden hesaplanması gerektiği açıklanmış olmasına rağmen yabancı para birimi üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı bir şekilde olay tarihi itibariyla satış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrildiği, hasarlanan parçaların kalem kalem parça tutarlarının belirtilmediği, hasarlanan parça tutarlarının ne şekilde tespit edildiğinin, hangi bilgi ve belgelere dayalı olarak hesap yapıldığının açıklanmadığı, davacı tarafından Almanya’da yaptırılan ekspertiz işlemi neticesinde düzenlenen raporda belirtilen hasar tutarının, hangi gerekçelerle fazla bulunduğu rapor içeriğinden anlaşılamadığı gibi ülke şartlarından bahsedilmiş ise de hangi ülke şartları ve neye istinaden değerlendirme yapıldığının belirtilmediği, değer kaybına ilişkin yapılan değerlendirmenin de soyut ve afaki olduğu, ekspektiz bedelinin 873,46 Euro olarak mı yoksa 873,46 Türk Lirası olarak mı makul görüldüğünün anlaşılamadığı, bilirkişi raporunun bu haliyle hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.O halde, Yargıtay 17. HD 2015/9275 E 2018/3896 K. sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararlarında vurgulandığı üzere, Almanya’da yaşayan davacı zararının yabancı para birimi üzerinden doğmuş olmasına ve TBK’nın 83/son maddesi uyarınca zararının yabancı para birimi üzerinden karşılanmasını talep edebilecek olmasına göre yeni bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınarak hasar ve değer kaybı ile araç mahrumiyet zararının, ekspertiz gideri bakımından Euro üzerinden olay günündeki davacı zararının hesaplanarak alınacak rapora yönelik itirazlar da değerlendirildikten sonra (hasar ve değer kaybı yönünden yabancı para birimi üzerinden; yargılama gideri teşkil eden ekspertiz gideri bakımından karar tarihindeki doviz kuru üzerinden TL’ye çevrilerek ve diğer yargılama giderleri bakımından ise yerli para birimi üzerinden karar verilmesi gerektiğine dikkat edilerek) sonucuna göre karar verilmesi amacıyla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.Kabule göre de; hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde bilirkişi raporuna yönelik taraf vekillerince ileri sürülen itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmaksızın karar verilmiş olması, noter ve tercüme masrafı ile ekspertiz giderinin yargılama giderlerine eklenerek haklılık oranında paylaştırılması gerekirken hesaplanan tazminata ilave edilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİNE,4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvuran taraflara iadesine,5- Davalı …. Anonim Şirketi tarafından icranın geri bırakılması amacıyla sunulan teminat mektubunun İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca bu davalıya iadesine,6- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 22/11/2019