Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1717 E. 2021/128 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1717
KARAR NO: 2021/128
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI: 2017/477(E) 2018/213 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca 31/12/2015 tarihinde çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana getirdiğini, kaza neticesinde araçta ağır hasar oluştuğunu belirterek hasar bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, bilirkişi raporunda hesaplanan hasar bedelinden sovtaj bedeli ile dava öncesinde yapılan ödeme mahsup edildikten sonra kalan kısım üzerinden davanın kabulüyle 9.500,00 TL maddi tazminatın 17/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, denetime elverişli olmayan hesap raporuna dayalı karar verilmesinin hatalı olduğunu, karara esas teşkil eden kusur raporunda davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirtilirken kaza tespit tutanağında ise tali kusur verildiğini, ancak mahkemece kusura ilişkin bu çelişki giderilmeden karar verildiğini beyan ederek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında rizikonun poliçenin yürürlük süresi içerisinde gerçekleştiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İstinafa konu uyuşmazlık kusur ve tespit edilen hasar bedeline ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 19/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesine karşı alabileceği bir tedbir olmadığından dolayı kusurunun bulunmadığı, davalı tarafa trafik sigortasıyla sigortalı bulunan …/ … plaka sayılı TIR sürücüsünün ise aydınlatılmış yolda karlı ve buzlu zeminde seyrederken aracını yük ve teknik özelliğine görüş yol hava ve trafik durumuna göre ayarlamamış olması nedeniyle önünde kaza sebebiyle duran davacıya ait araca çarpması eyleminde tamamen kusurlu olduğu kanaatinde bulunulmuştur. Sigorta şirketi tarafından ibraz edilen hasar dosyasında mübrez kaza tespit tutanağında da tespit edilen kusur durumu, bilirkişi raporunda belirtilen kusur durumu ile birebir aynıdır. Zira 5 adet polis memurundan oluşan heyet tarafından tanzim edilen işbu tutanağın son sayfasında aralarında davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan aracın da bulunduğu araç sürücüsünün hızını aracın yük ve teknik özelliğine görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle kusurlu olduğu, aralarında davacı araç sürücüsünün de bulunduğu diğer araç sürücülerinin ise kusurunun bulunmadığı kanaatinde bulunulmuştur. Bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağına göre zincirleme trafik kazasına karışan araçlardan hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlayanlar kusursuz, aksine hareket eden araç sürücüleri ise kusurlu kabul edilmişlerdir. Mahkemece benimsenen kusur durumunda isabetsizlik olmadığı gibi davalı vekilinin itirazının aksine kusur durumuna ilişkin çelişki bulunmamaktadır. Hasara ilişkin yapılan değerlendirmede ise bilirkişi tarafından dava konusu kaza neticesinde perte ayrılması gereken araca emsal nitelikte bulunan araçların internet satış ilanları üzerinden rayiç piyasa değer tespitinde bulunulduğu, kaldı ki bilirkişi tarafından tespit edilen rayiç piyasa değeri ile sigorta şirketi tarafından hasar dosyası üzerinden tespit edilen rayiç piyasa değerinin aynı olduğu, dolayısıyla hasara ilişkin düzenlenen bilirkişi raporunun oluş, usul ve yasaya uygun olduğu görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken bakiye 485,94 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2021