Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/171 E. 2020/31 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/171
KARAR NO: 2020/31
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2017
NUMARASI : 2014/455 Esas – 2017/571 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 26/07/2012 tarihinde, davalılardan … kullandığı … plakalı aracın, davacı … ve … kızı, davacı … annesi olan müteveffa … çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini belirterek davacı … için 50.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan; 100.000 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahisilne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Şirketi davanın reddini talep etmiştir.Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; maktülün kazada asli kusurlu olduğu hususunun Marmara Ereğlisi Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/164 esas sayılı dosyasında bulunan rapor ile belirlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili davanın reddini istemiştir.İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1217 esas sayılı dosyası üzerinden … ve … bakımından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulmuş; dava dosyasının eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, asıl ve birleşen destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kısmen kabulüne, davacı … için 30.991,77 TL, … için 34.893,10TL ve … için 33.021,02 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline; davacı … için 20.000,00TL, davacı … için 10.000,00TL ve davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline ve Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili; manevi tazminatın düşük takdir edildiğini, faiz başlangıç tarihine yanlış hükmedildiğini, davacı … bakımından hükmedilen tazminat tutarının doğru olmadığını, KGM yönünden verilen ret kararının hatalı olduğunu; Davalı … ve … vekili; müvekkili araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, tazminat şartlarının oluşmadığını, bu talebin kabul görmemesi durumunda kusur durumunun tam olarak belirlenmesi gerektiğini, buna ilişkin yapılan araştırmanın yetersiz olduğunu, kendileri tarafından yapılan hasar başvuru tarihi esas alınması gerekirken başka bir tarihin esas alındığını; Davalı sigorta şirketi vekili; araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduklarını, gerek eldeki dava dosyasında ve gerekse ceza dosyasında alınan kusur raporlarında araç sürücüsüne tali ve asli kusur olmak üzere farklı oranlarda kusur izafesinde bulunulduğunu, araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olmadığı ortada iken tazminatın tamamına hükmedilmesinin anlaşılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.İlk Derece Mahkemesince, desteğin kusurunun mirasçılara yansıtılamayacığı gerekçesiyle kusur durumu tam olarak tespit edilmeden %100 kusur oranı üzerinden yapılan hesaplama esas alınarak karar verilmiş ise de, bu kabul şekli doğru olmamıştır. Şöyle ki; 2918 sayılı KTK’nın 91/1. maddesi: “İşletenlerin, bu Kanun’un 85’inci maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” hükmünü amirdir. Kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK’nın 86/1. maddesi uyarınca da, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır. Desteğin kusurunun mirasçılara yansıtılamayacağı kuralı, sigortalı araç sürücüsü veya işletenin mirasçılarının, kendi trafik sigortacısına yönelttikleri destekten yoksun kalma tazminatı talepleri bakımından geçerlidir. Somut olayda destek şahsı yaya konumunda olup bu kuralın uygulanabilme kabiliyeti bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince alınan 22.10.2015 tarihli raporda, davacıların desteği olan … tali, sigortalı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğu kanaatinde bulunulmuştur.Davalı sigorta şirketi vekili tarafından ibraz edilen Adli Tıp Kurumunun 12.06.2015 ve 02.12.2014 tarihli kusur raporlarında ise benzer kusurlu eylemler izafe edilmiş olmasına rağmen kusur durumu bakımından yukarıdaki bilirkişi raporunun tam aksi yönde görüş bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, ceza dosyası aslı veya onaylı örneği dosya arasına alındıktan sonra, İTÜ Karayolları Kürsüsünden yahut Karayolları Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin önceki ve ceza dosyasındaki kusur raporları ile tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli denetime elverişli ve çelişkileri giderici rapor alındıktan sonra davacıların desteğinin kusuruna isabet eden kısım üzerlerinde bırakılarak (taraf vekillerince hesaba ilişkin istinaf itirazında bulunulmamış olması nedeniyle) kesinleşen hesap raporu doğrultusunda bir karar verilmesi amacıyla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Davalılar vekillerinin ve davacılar vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının yatıranlara iadesine,5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-Davacılar vekilinin manevi tazminat ve sair istinaf itirazlarının, kararın kaldırılması nedenine göre, bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.14/01/2020