Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1701
KARAR NO: 2020/4472
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2018
NUMARASI: 2017/325 (E) 2018/217 (K)
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/04/2012 tarihinde gerçekleşen kazada, davalılardan …’in sevk ve idaresinde bulunan diğer davalıların işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletin çarpıştığını, kaza sonucu müvekkilinin sol ayağından yaralandığını şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan; 25.000 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile kaza tarihinden işleyecek yasal faizle birlikte 3.500 TL’nin davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiline; maddi tazminat davasının ise maddi tazminat talebine verilen kesin süre içerisinde açıklık getirilmediği, talebi aşar tutarın ıslah harcının yatırıldığına dair belgenin ibraz edilmediği, ıslah dilekçesinin bilirkişi raporundaki sonuca atıf yaptığı, bu dilekçe ile talep sonucuna, süresi içerisinde ve doğruca açıklık getirildiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle HMK 119. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili; 26/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda maddi tazminat talebine açıklık getirilerek kalem kalem talepte bulunulmuş olmasına ve bilahare, yeniden maddi tazminat talebine açıklık getirilmiş olmasına rağmen talebe süresi içerisinde açıklık getirilmediğinden bahisle verilen açılmamış sayılma kararının doğru olmadığını, kaldı ki bu konuda usule uygun oluşturulmuş bir kesin sürenin de söz konusu olmadığını, maddi tazminat talepleri çok net bir şekilde dosyaya sunulmuş olmasına, ıslah harcı da yatırılmış olmasına rağmen 2013 yılından bu yana devam eden maddi tazminat davasında verilen bu kararın hakkaniyetle bağdaşmadığını, takdir edilen manevi tazminatın da davacının yaşamış olduğu acı ve ızdırabı dindirecek nitelikte olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 119. maddesinde, verilecek süre içerisinde talep sonucunun açıklanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği düzenlenmiştir. Davacı taraf davasını, davaya konu kaza nedeniyle gerçekleşen maddi zararlarının tazmini amacıyla açmış, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde, sürekli işgöremezliğe ilişkin durumun, bilirkişi raporuyla ortaya çıkacağı açıkladıktan sonra kaza nedeniyle davacının 6 ay çalışamadığı, güç ve efor kaybına uğradığı ve tedavi aşamasında harcama ve masraflarda bulunulduğu belirtilerek talepte bulunulmuştur. Mahkemece, 13/10/2017 tarihli celsede, davacı vekilinden 2 haftalık kesin süre içerisinde maddi tazminat talebine açıklık getirilmesinin istenilmesi üzerine davacı vekili tarafından 26/10/2017 tarihli dilekçe verilmiştir. Sözü geçen dilekçede, maddi tazminat talebine, geçici işgöremezlik, belgeli tedavi gideri ve belgesiz tedavi gideri olmak üzere sırasıyla 1.051,69 TL, 408,75 TL ve (3.200,00 TL + 1.200,00 TL) 4.400,00 TL şeklinde açıklık getirilerek, maddi tazminat talebi 5.860,44 TL üzerinden ıslah edilmiş, aynı gün -eksik olmakla birlikte- ıslah harcı yatırılmıştır. Bunu müteakip mahkemece 08/01/2018 tarihli celsede, maddi tazminat talebine tam olarak açıklık getirilip getirilmediğinin celse arasında değerlendirilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından bu ara karar üzerine 12/01/2018 tarihli dilekçe ile yeniden maddi tazminat taleplerine ıslah dilekçesinde olduğu gibi açıklık getirilmiş ve ayrıca son celsede de bu hususlar tekrar edilmiştir. Davacı vekili tarafından daha önceden verilen 12/04/2016 ve 03/11/2016 tarihli rapora yönelik itiraz dilekçelerinde de geçici işgöremezlik zararı ve belgeli tedavi gideri yanında belgesiz tedavi gideri talebinde bulunulduğu beyan edilerek maddi tazminat talebi açıklanmıştır. Az yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere, davacı vekili tarafından 12/04/2016 ve 03/11/2016 tarihli dilekçeler ile maddi tazminat talebi açıklanmış olmasına rağmen bu konuda usule aykırı bir şekilde tazminat talebine açıklık getirmesi hususunda 13/10/2017 tarihli celsede süre verildiği, bunun üzerine davacı vekili tarafından 26/10/2017 tarihli dilekçe ile talebe yeniden açıklık getirildiği, talebin ayrıca harcı yatırılmak suretiyle ıslah edildiği, bu dilekçenin mahkemece yetersiz görülmesi üzerine 08/01/2018 tarihli celsede tesis edilen 1 no’lu ara karardan sonra davacı vekili tarafından 12/01/2018 tarihli dilekçe ile yeniden talebe açıklık getirildiği halde yazılı gerekçelerle verilen karar usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Kaldı ki eksik ıslah harcının olması halinde bu konuda eksik harcın yatırılması hususunda süre verilmesi gerektiği ve harcın salt eksik yatırılmasının, usuli işlemin reddine gerekçe oluşturmayacağı ve verilen kesin sürenin sonuçlarının hatırlatılmaması nedeniyle kesin süreye bağlanan usuli sonuçların da doğmayacağının göz ardı edilmiş olması hatalı olmuştur. HMK’nın 353/1-a/5. maddesinde usule aykırı bir şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi nedeni olarak düzenlenmiştir. O halde, dosya kapsamına göre davacının davaya konu kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmasından kaynaklı belgeye bağlanması gerekmeyen (belgesiz) tedavi giderlerinin hesabına ilişkin bilirkişiden ek rapor alınarak 26/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusanda (varsa eksik harç da tamamlattırılarak) sonucuna göre karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararın kaldırılması nedenine göre manevi tazminata yönelik istinaf itirazları incelenmemiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/5. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-Maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin ilk derece mahkemesi tarafından tesis edilen kararın kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2021