Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/17 E. 2019/50 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO : 2019/17
KARAR NO : 2019/50
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİC. MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2014/1315 Esas – 2017/632 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/10/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TTK 1462. maddesi gereğince rücuen sigortalısına ödediği tedavi giderlerini davalı SGK’dan 23/07/2012 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş’den 20/08/2012 tarihinden itibaren, davalı … 22/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek reskont faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunmuş, davacının 2918 sayılı yasa kapsamında rücu hakkı bulunmadığını, kurumun tedavi, tıbbi malzeme, ilaç ve refakatçi giderlerini karşıladığını, bunun dışında kalan talepler sebebiyle sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … A. Ş. cevap dilekçesinde özetle; taraflarından talep edilen tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa uyarınca SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, müvekkillerine dava yöneltilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, 2918 sayılı KYTK md. 91, 6111 sayılı yasa md. 59 gereği sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan yükümlülüğünün tedavi giderleri bakımından sona erdiği, bu bakımdan davalı sigorta şirketi yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine, davalı SGK ve sürücü … hakkında davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkeme kararını davalı SGK vekili; davacı kurumun rücu hakkı olmadığı ve husumetin müvekkil kuruma yöneltilemeyeceği, hükme alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı; davalı Mustafa, talep edilen tedavi kalemlerinden SGK’nın sorumlu olduğu, mahkemenin talebi aşar şekilde faize hükmettiği, kendileri için vekalet ücretine hükmedilmediği; davacı sigorta şirketi ise; davalı … A.Ş.’ye sorumluluk yüklenmemesinin hukuka aykırı olduğu, sigortalı … kusur atfedilemeyeceği, faiz olarak reskont faizi uygulanması gerektiği gerekçeleriyle istinaf etmişlerdir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında grup sağlık sigortası ilişkisi mevcut olup sigortalının 16/03/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesi sigortalının sağlık ve tedavi giderlerinden dolayı davacı sigorta şirketi tarafından SGK ve zorunlu trafik sigortacısı şirkete karşı rücuen tazminat davası açılmıştır. Davalı olarak gösterilen … araç sürücüsü, … A. Ş. ise aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketidir. Yargılama sırasında mahkeme kusura ve diğer taleplere ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırmış, davalı araç sürücüsü … asli ve % 85 oranında kusurlu olduğu, davacı şirket sigortalısı … % 15 tali oranda kusurlu olduğu, … uğradığı bedeni zararın % 85’inden … plakalı araç sürücüsü … ve işleten sıfatıyla … haksız fiil kapsamında sorumlu olduğu, davacı … A.Ş.’nin grup sağlık sigorta poliçesi kapsamında yapmış olduğu ödemeleri talep edebileceği, davacının kendi sigortalısının kusuru dışında kalan 9.767,52 TL tutarındaki tedavi giderinin tamamını SGK’dan talep edebileceği yönünde rapor verilmiş, ilk derece mahkemesince rapor benimsenerek karar verilmiştir. Davacının talebi 11.491,20 TL, mahkemece kabul edilen miktar ise 9.762,52 TL olup aradaki fark 1.728,68 TL olduğundan, davacının SGK’ya ve işletene karşı talebinin reddedilen bu miktar için istinafa gelmiş olduğu değerlendirilerek davacının bu davalılara karşı istinaf talepleri istinaf edilebilir miktarın altında kaldığı için davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davacının …A.Ş. yönünden mahkemenin husumet yokluğu sebebiyle ret kararına karşı istinaf yönünden yapılan değerlendirmede; 2918 sayılı Yasanın 98/1.maddesinde “motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın ZMSS’nı yapan sigortacısının ZMSS sınırları kapsamında ödeyeceği öngörülmüş iken 25.2.2011 tarihli RG’de yayımlarak yürürlüğe giren 6111 Sayılı Yasanın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 98/1.maddesinde yapılan değişiklikle “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ile diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı” hükmü getirilmek suretiyle ZMSS’nın tedavi giderlerinden doğan sorumluluğu yasa ile SGK’ya nakledilmiştir. Yasanın 98/2.maddesinde sigorta şirketlerince alınan primlerin ve güvence hesabınca tahsil edilen katkı paylarının SGK’ya aktarılacağı, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının, bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği belirtilmiştir. 6111 Sayılı Yasanın geçici 1.maddesi ile de yasanın yürürlüğünden önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için kanunun 59.maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirleyecek tutarın 3 yıl süre ile ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketi ve güvence hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği düzenlenmiştir.Dava, 26/12/2013 tarihinde, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde yapılan değişiklikten sonra açılmış olup, yasada öngörülen tedavi giderleri yönünden sorumluluk artık SGK’ya geçmiştir.Somut uyuşmazlıkta talep edilen tedavi giderleri de 2918 Sayılı Yasanın değişik 98. maddesinde sayılan tedavi giderlerinden olup davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyeceğinden mahkemenin bu yöndeki kararı yerinde olup davacının istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının kusur raporuna ilişkin istinaf talepleri mevcut ise de bilirkişi raporlarının olaya, dosya kapsamına ve usule uygun alındığı değerlendirilerek davacı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Yine, davacı ile davalı SGK arasında ticari bir ilişki mevcut olmadığından, mahkemenin yasal faize hükmetmesi yerinde olup davacının bu yöndeki istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Mahkeme gerekçesinde de açıklandığı üzere, 6111 sayılı yasa kapsamında davacı kurumun SGK’dan tedavi giderlerini talep etme hakkı mevcuttur. Bilirkişi raporu ile söz konusu meblağın tamamen SGK tarafından karşılanması gereken tedavi, tıbbi malzeme ve ilaç kalemlerine ilişkin olduğu, kapsam dışında kalan iş göremezlik, maddi manevi tazminat ve bakıcı giderlerine ilişkin bir kalem olmadığı belirlenmiş olduğundan, 6111 sayılı yasa kapsamında bu giderlerden tüm sorumluluk SGK’ya yüklenmiş olduğundan, davalı SGK vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı …’ın istinaf talebi bakımından yapılan değerlendirmede; 6111 sayılı kanunun geçici 1. maddesi ile bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmetlerinin SGK tarafından karşılanacağı düzenlenmiş olmakla, ilgili dönem için işletenin ve sigorta şirketenin yükümlülüklerinin sona ereceği anlaşılmış olup davalı işletenin bu yöndeki istinaf taleplerinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 md gereğince mahkeme kararının kaldırılarak davalı işleten yönünden de davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE,2-Davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE, B-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre;1-Davalı SGK yönünden davanın KISMEN KABULÜNE; 9.767,52 TL’nin SGK’dan 23.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine;2- Davanın … ve … yönünden husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE;3-Davalı SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan 28,05 TL ilk masraf, 196,25 TL peşin harç, 398,00 TL posta-tebligat masrafı, 2000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.622,30 TL yargılama giderinin davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı SGK’dan tahsili ile davacıya verilmesine,6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … AŞ ‘ye ve davalı Mustafa Kurban’a verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,C-İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN;1-Alınması gerekli olan 44,40 TL istinaf karar harcının davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’den mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 2-Davalı … vekilinin yatırdığı istinaf karar harcının, talep halinde mahkemesince iadesine,3-Davacı ve Davalı SGK’nın istinaf masraflarının kendileri üzerinde bırakılmasına ve davalı … istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı 85,70 TL istinaf yasa yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalı … verilmesine,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,4-İstinaf talep edenler tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/10/2019