Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1695 E. 2021/10 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1695
KARAR NO: 2021/10
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2018
NUMARASI: 2014/1226 Esas – 2018/193 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’in maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın, 21/02/2012 tarihinde, müvekkilinin kullandığı … plakalı motosiklete çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, müvekkilinin yaralandığını ve sürekli sakat kaldığını, motosikletin pert olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla, maluliyet ve bakıcı gideri tazminatına karşılık şimdilik sonucunda 15.000,00 TL maddi zararın 21/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı Sigorta Şirketi’nin poliçe limitiyle sorumlu olması kaydıyla); 20.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatların teminat dışı olduğunu, dava öncesinde müvekkiline başvuru yapılmadığından müvekkilinin temerrüdünden söz edilemeyeceğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazası nedeniyle Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1004 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, bu dosyada bulunan 21/02/2012 tarihli kaza tutanağında davacının asli kusurlu ve müvekkilinin kusursuz olduğunun açık ve net belirtildiğini, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, tam ve asli kusurlu olan davacının maddi ve manevi tazminat talep etmeye hakkının bulunmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalılar … ile … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne, davacının 21/12/2012 tarihinde, davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu yaralanması nedeniyle davacı için tespit ve takdir olunan 12.499,86 TL maddi tazminatın adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, tespit ve takdir olunan maddi tazminata davalılar … yönünden kazanın vuku bulduğu 21/12/2012 gününden, diğer davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın açıldığı (temerrüdün gerçekleştiği) 12/06/2013 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı için tespit ve takdir olunan 8.000,00 TL manevi tazminatın adı geçen davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, tespit ve takdir olunan manevi tazminata kazanın vuku bulduğu 21/12/2012 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, keşif incelemesi yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, ATK tarafından belirlenen 9 aylık iyileşme (geçici iş göremezlik) süresini kabul etmediklerini, bakıcıya muhtaç olmadığı halde, 22/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda 9 aylık bakıcı tazminatı hesaplandığını, bu rapora itiraz ettiklerini, bakıcı tazminatının hükmedilmesinin haksız kazanç oluşturduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve adeta haksız kazanç ile zenginleşmenin yolunu açtığını belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’in maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın, 21/02/2012 tarihinde, davacının sürücüsü olduğu … plakalı motosiklete çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, işbu davada, davacının, maluliyet ve bakıcı gideri tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 30/11/2015 tarihli kusur bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı …’in % 85, davacı sürücü …’in %15 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Raporun yapılan incelemesinde, raporun, kesinleşen ceza dosyasındaki kusur raporlarıyla örtüştüğü, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmemiştir. Yine karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 19/11/2015 tarihli raporunda; davacının yaralanması nedeniyle maluliyet tayinine mahal olmadığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği oy birliğiyle mütalaa edilmiştir. Rapor, kaza tarihindeki Yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazında isabet bulunmamıştır. 22/05/2017 tarihli tazminat bilirkişi raporunda; davacının 9 aylık geçici iş göremezlik tazminatının 5.511,59 TL ve bakıcı tazminatının 6.988,27 TL olduğu mütalaa edilmiş ve Mahkemece de, davacı vekilinin ıslahı da dikkate alınarak bu miktarların toplamı üzerinden davacı lehine maddi tazminata hükmedilmiştir. Başka bir deyişle davacının bakıcıya muhtaç olduğu ispatlanmadığı halde, ATK Genel Kurulunun raporunda belirtilen 9 aylık iyileşme süresi yönünden hem geçici iş göremezlik tazminatı hem de bakıcı tazminatına hükmedilmiştir. Bu durumda, ATK Genel Kurulunun raporu doğrultusunda, aktüerya raporu ile belirlenen geçici iş göremezlik tazminatının kabulüne, bakıcı tazminatının ise reddine karar verilmesi gerekirken, bakıcı tazminatının kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerindedir. Kazanın oluş şekli, kaza tarihi, kusur oranları, davacının yaralanmasının niteliği, maluliyet raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı ve hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmadığı ve fazla olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. Bu minvalde, davacı lehine takdiren 4.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.511,59 TL geçici güç kaybı tazminatının davalı … yönünden kaza tarihi olan 21/12/2012 tarihinden, davalı … Sigorta AŞ. yönünden dava tarihi olan 12/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin ve bakıcı tazminatı talebinin reddine, 2-)Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 649,73 TL harçtan peşin yatırılan 143,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 505,88 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-)Davacı tarafından peşin yatırılan 143,85 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-)Maddi tazminat davası nedeniyle, davacı tarafından yapılan (1.100,00 TL bilirkişi ücreti + 903.80,00 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 2.003,80 TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 885,39 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-)Kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7-)Reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 8-)Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, 9-)Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden, davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, 10-)HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansınnı kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
B-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-)İstinaf aşamasında davalı Mehmet Vedat Çelikel tarafından yapılan 109,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, 3-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/01/2021