Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/167 E. 2019/637 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/167
KARAR NO : 2019/637
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2015/367 Esas – 2017/395 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait …. plakalı aracın çalınması sebebiyle davalı kasko sigorta poliçesini düzenleyen ….. Sigorta’ya başvurduklarını, tazminatın ödenmemesi üzerine sigorta şirketine karşı icra takibi yapmak durumunda kaldıklarını, takip açıldığı zaman iyi niyet çerçevesinde aynı gün takip talebi ve ödeme emrini mail yoluyla davalıya gönderdiklerini, ancak davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyasına, davacının açmış olduğu takip dosyasındaki alacak miktarı kadar ödeme yaptığını, bu sebeple gönderilmiş olan ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcu olmadığı yönünde icra dosyasına beyanda bulunduğunu, takibe yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ödenmesi gereken sigorta tazminatının itiraza konu takip dosyasına ödenmemiş olduğu için davacının icra vekalet ücreti ve icra masrafına hak kazanamadığını, takibin ödeme ile değil itiraz ile durduğunu, müvekkili sigorta şirketince yapılan ödemenin davaya konu icra takibine ait ödeme emrinin tebliğinden önce ve iyi niyetle yapılmış olup icra inkar tazminat talebinin yerinde olmadığını, davacının da her iki tarafın vekilliğini yürüterek kötü niyetle hareket ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.İlk derece mahkemesince; davalı borçlu … Sigorta’nın sigortalı aracın üzerinde rehin olduğu, bu rehin yüzünden sigorta tazminatını ödemediklerini, rehnin kaldırıldığının kendilerine bildirildiği tarihten 1 gün sonra davacı ile mutabık kalınan 166.000,00 TL hasar tazminatını davacının borçlu olduğu İstanbul …. İcra Müdürlüğü dosyasına ödediğini, bu noktada davalının itirazında haklı olduğu sigorta şirketinin rehin alacaklısının muvafakati olmaksızın ödeme yapmasının yasal olarak da mümkün olmadığı, bu nedenle sigortalıya tazminat ödenmesi şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek, icra takibine sebebiyet vermemiş olan sigorta şirketinin icra takip giderlerinden ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar vererek kötüniyet tazminatının da reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının gerçeğe aykırı beyanda bulunarak sigortalısını ve alacaklıları yanıltarak hasar tazminatını yedinde tuttuğunu, ilk derece mahkemesince usule aykırı olarak bilirkişi raporu alındığını ve bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, hatalı ve yanlış bilirkişi raporunun tüm unsurlarının gerekçeye yansıtıldığını, sigortalı şirketin haciz müzekkeresi kendisine geldiği tarihte mal üzerindeki takyidatların varlığı halinde TTK 1457. maddesine göre hareket etmesi gerekirken buna göre davranmayıp hem haciz alacaklısını, hem de borçluyu zarara uğrattığını, sigorta şirketinin kötü niyetli hareket ettiğini, itirazında haksız olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı tazminat istemiyle yürütülen takibe itirazın iptali istemlidir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davacı tarafça aracının çalınması sebebiyle davalıya karşı sigorta poliçesinden kaynaklı alacaklarının tazmini talebiyle icra takibi yapılmış, ödeme emri tebligatının davalıya 28/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Takip borçlusu davalı şirketin ödeme emri tebliğinden 1 gün önce 27/11/2014 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına takip miktarı kadar ödeme yaparak davacının açmış olduğu takip dosyasına bu yönde beyanda bulunduğu, bu yönüyle davalının itirazının haksız kabul edilemeyeceği, takipten önce aracın çalındığı sigorta şirketine bildirildiği zaman; davalı … şirketince araç üzerindeki haciz ve rehinlerin kaldırılması halinde hasar tazminatının ödeneceği bildirilmesine rağmen, sigorta şirketinin talep etmiş olduğu bu bilginin kendisine ulaştırılmadığı, yine davacı şirketin borçlu konumda bulunduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü dosyasından davalı … şirketine üçüncü şahıs sıfatıyla gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin … olduğu, bu tarih itibariyle sigorta şirketinin rehinli alacakların muvafakatinin mevcut olmaması sebebiyle haciz ihbarnamesinde istenilen miktarı ödeyemeyeceği yönünde beyanda bulunduğu, sigorta şirketinin bu beyanının 6102 sayılı TTK’nın 1456/1 ve 2. maddesi uyarınca ve kasko sigortası genel şartları uyarınca yerinde olduğu, zaten sigorta şirketinin rehnin kaldırıldığının kendisine bildirildiği tarihten 1 gün sonra haciz ihbarnamesi uyarınca istenilen meblağı ödediği değerlendirilerek; davalı … şirketinin ödeme ve itirazda haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşılmıştır. Yine davalının rehin alacaklısına muvafakati olmadan önce ödeme yapabilme imkanı TTK m.1456/1 ve kasko genel şartları uyarınca mümkün olmadığından, davalının daha önceki bir tarihte temerrüde düşmüş olduğunun da kabulünün mümkün olmadığı değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.05/12/2019