Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1668 E. 2020/4344 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1668
KARAR NO: 2020/4344
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2018
NUMARASI: 2016/502 Esas – 2018/65 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan maluliyet sebebiyle bakıcı gideri talebi
KARAR TARİHİ: 09/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 28.10.2008 tarihinde … plaka sayılı aracın içinde yolcu olarak bulunduğu sırada dava dışı araç sürücüsünün kusuru nedeniyle meydana gelen kazada ağır yaralandığını, %92 oranlı ve sürekli olarak özürlü kaldığını, … plakalı aracın davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hak ve taleplerinin saklı kalması kaydıyla bakıcı ücretinin belirlenerek olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa uğradığı gerçek zarar miktarı ödendiğini, davanın reddi gerektiğini, davacının yaralanması sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından herhangi bir ödenek alıp almadığının araştırılmasını, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; açılan davanın hak düşürücü süre nedeni ile HMK 114/2 maddesi delaletiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca “tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilebilir” hükmü bulunduğunu, dava konusu bakıcı giderinin taraflar arasında imzalanan ibranameye konu olmadığını, dolayısıyla ibranamelerin geçerliliği ya da iptali için geçerli olan zamanaşımı süresinin huzurdaki dava için gerekli olan bir şart olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet sebebiyle bakıcı gideri istemine ilişkindir. Dosya kapsamında mevcut 01/07/2008- 01/07/2019 tarihlerini kapsayan … poliçe nolu davalı … tarafından düzenlenen …plakalı araca ait poliçe bilgileri incelendiğinde poliçe içerisinde sakatlık ve ölüm teminatı ile tedavi masrafları teminatının ayrı ayrı 125.000,00 TL’ye kadar düzenlendiği, davacı tarafından imzalanan ibranamede davaya konu kaza ve poliçe kapsamında sadece sakatlık teminatı kapsamında 125.000,00 TL’nin alındığı ve sakatlık teminatı bakımından davalı … şirketinin ibra edildiği, söz konusu ibranamede tedavi gideri içerisinde kabul edilen bakıcı giderinden bahsedilmediği, dolayısıyla bakıcı giderine ilişkin düzenlenen bir ibraname bulunmadığı görülmüştür. Kazanın gerçekleştiği tarih itibari ile bakıcı gideri, tedavi gideri limiti kapsamında karşılanması gereken bir zarar kalemidir. Davacı tarafından imzalanan tarihsiz ibraname içeriğinde bahsedilen ödemenin yapıldığı 25/12/2019 tarihli dekont ile sabit olduğu üzere davalı tarafından davacıya 125.000,00 TL ödenmiş, bunun karşılığında davacı, maluliyet tazminatına ilişkin olan alacağından dolayı davalı … şirketini gayri kabili rücu ibra etmiştir. Bu itibarla, dava konusu talep bakımından verilmiş bir ibraname bulunmadığından, KTK’nın 111.maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanma olanağı yoktur. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararı yerinde değildir. O halde davacı vekilinin talebi bakımından, bakıcı giderine ihtiyacı olup olmadığı bilirkişi marifetiyle tespit edilerek bakıcı ihtiyacı olduğu belirlendiğinde, hesap bilirkişisi marifetiyle bakıcı ücretinin hesaplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2020