Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1656
KARAR NO: 2020/4403
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2018
NUMARASI: 2016/248 Esas – 2018/66 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile; 41.011,72-TL tazminatın dava tarihi olan 07/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,” karar vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kaza 15/01/2016 tarihinde meydana geldiğinden, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giden ZMSS Genel Şartları’na göre, davacının maluliyet raporunun, 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e uygun hazırlanması ve tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre hesaplanması gerektiğini, PMF Yaşam Tablosu’na göre tazminat hesaplamasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davalı Sigorta Şirketi nezdinde 31/08/2015 başlangıç tarihli ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı motosikletin 15/01/2016 tarihinde kaza yapması neticesinde davacının yaralandığı, davacının bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 03/05/2017 tarihli raporunda; kaza nedeniyle davacının, %20.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Raporun yapılan incelemesinde, raporun, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yine karara dayanak yapılan ve PMF Yaşam Tablosu, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %25 kusur oranı, %20.2 oranındaki kalıcı maluliyet ve 9 aylık geçici maluliyet süresi dikkate alınarak düzenlenen 21/08/2017 tarihli aktüerya raporunda; davacının, davalı taraftan talep edebileceği maddi zararının 41.011,72 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Davalı tarafça, her ne kadar tazminat hesaplamasının, 01/06/2015 yürürlük tarihli ZMSS Genel Şartları gereğince, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1.8 teknik faize göre hesaplaması gerektiği iddia edilmiş ise de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Genel Şartlar’a atıf yapan ilgili hükümleri, Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf iddia ve itirazı da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.801,51 TL harçtan peşin alınan 700,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.101,01 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/12/2020