Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1641 E. 2021/389 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO 2019/1641
KARAR NO 2021/389
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2018
NUMARASI : 2014/809 (E) 2018/101 (K)
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/271 Esas sayılı dosyası üzerinden açılıp İstanbul 11. Asliye Ticarete devredilen ve 2014/809 Esasa kaydedilen dosyada verilen dava dilekçesinde özetle; davalılardan … San. ve Tic. AŞ hakkında alacağın tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe geçtiklerini, takibin kesinleştiğini, icra takibinin sonuçsuz kaldığını, yapılan araştırmada davalı borçlunun maliki bulunduğu “…” isimli marka ve bu marka ile bağlantılı diğer markalar olmak üzere toplam 12 adet markayı takipten birkaç gün önce Beşiktaş …. Noterliğinin 21/09/2007 tarih ve … yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle davalılardan … AŞ’ye devretmiş olduğunun tespit ettiklerini belirterek İİK’nın 277. ve devamı maddeleri gereğince marka devir işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. ve Tic. AŞ vekili davanın reddini talep etmiştir.Davalı … AŞ vekili davanın reddini talep etmiştir. Davaya konu markaların, yargılama sırasında, davalı … AŞ tarafından 31/07/2008 tarihinde … Şirketine, ondan da 13/11/2008 tarihinde … , ondan da … Şirketine …. devredilmesi üzerine adı geçen şirketler davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.Dahil davalılar vekilleri davanın reddini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının elinde İİK’nın 105.maddesi kapsamında aciz vesikasının bulunduğu, dolayısıyla dava şartının gerçekleştiği, dava konusu markanın borçlu tarafça borcun doğumundan sonra ancak, hacizden önceki 2 yıllık süre içerisinde 3. kişiye, daha sonra 4.kişilere devrinin, temlik tarihlerindeki değerleri üzerinden gerçekleştiği ve bedellerinin ödendiği, dolayısıyla İİK’nın 278.maddesi kapsamında iptal koşullarının bulunmadığı, markayı davalı borçludan satın alan 3.kişi ile 3.kişiden devir alan diğer davalıların, tasarrufun alacaklıya zarar verme kastıyla yapıldığını bildikleri veya bilebilecek durumda oldukları olgusunun ispatlanamadığı, bu konuda ileri sürülen hemşehrilik ilişkisinin tek başına yeterli olmadığı, bu durumda İİK’nın 280.maddesi kapsamında da iptal koşullarının bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davanın dayanağını teşkil eden alacağı temlik alıp davacı yerine davaya katılan Hayat Varlık Yönetim Şirketi vekilinin verdiği istinaf dilekçesinde özetle, dosya alacağının tahsil kabiliyetinin bulunmadığını, davaya konu bankaların Türkiye çapında tanınan ve yüksek pazar payı olan markalar olduğunu, devir bedeli 100.000,00 TL olarak gösterilmiş ise de pazar değerinin 4.000.000,00 TL civarında olduğunu, davalı borçlu şirketin Binbirçiçek markasıyla üne kavuştuğunu, borçlu şirketin bu marka ve diğer değerli markalarını icra takibinden 5-6 gün önce muvazaalı bir şekilde devrettiğini, bu devir işlemi ile davalı borçlunun alacağın tahsilini engellemeye çalıştığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, İİK 277 maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davanın dayanağı olan İstanbul …. İcra Dairesinin yenileme sonucu … Esas (eski …- yenileme sonucu…) sayılı dosyasında 03/06/2014 tarihinde geçici aciz vesikası düzenlendiği, faiz ve masraflar hariç 695.000,00 TL kesinleşmiş ve tahsil edilememiş alacak miktarının bulunduğu, icra dosyası kapsamındaki diğer bilgi ve belgelere göre de aciz halinin gerçekleştiği, yapılan hacizlerin dosya borcunu karşılamaktan uzak olduğu, araç kaydı üzerinde 32 adet haciz şerhi bulunduğu, dolayısıyla dava ön şartının mevcut olduğu ve mahkemenin buna ilişkin kabulünde isabetsizlik bulunmadığı görülmektedir.Dosya içerisindeki diğer bilgi ve belgelere göre alacağını temlik eden bankanın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında davalı … hakkında takibe geçtiği, takibin kesinleştiği, davalı borçlunun maliki bulunduğu “…” isimli marka ve bu marka ile bağlantılı diğer markalar olmak üzere toplam 12 adet markayı takipten 4 gün önce Beşiktaş …. Noterliğinin 21/09/2007 tarih ve … yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle davalılardan …. Şirketine devrettiği, eldeki davanın açılmasından sonra da adı geçen 3. kişi konumundaki davalı şirketin devraldığı bu markaları Beyoğlu …. Noterliğinin 31/07/2008 tarih ve… yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle … Limited Şirketine devrettiği, bu şirketin de devraldığı markaları bu kere Beyoğlu …Noterliğinin 13/11/2008 tarih ve … yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle … … devrettiği, gerçek kişi tacir …. aynı zamanda … Firmasının hakim ortağı olduğu ve bu markaları devraldıktan sonra … Limited Şirketine kiraladığı, hal böyle iken adı geçen şirketler ve … dahili davalı kılınmasına karar verildiği, dahili davalı kılınma ara kararına ilişkin 19/04/2010 tarihli duruşmadan sonra da markaları en son devralan…, 22/04/2010 tarihinde bu markaları … Şirketine devrettiği, bu şirket de dahili davalı kılınmak suretiyle yargılamaya dahil edildiği, Binbirçiçek markasının piyasada bilinen bir marka olduğu, marka hukuku bakımından tanınmış marka statüsünde olduğu, devir işleminin yapılmasından önce 2005 yılında çıkan sahte bal haberleri ile itibar kaybına uğradığı, haberlere göre Türkiye’de faaliyet gösteren tüm süpermarket zincirlerinde satışa sunulmakta olduğu, hayat tecrübelerine göre ancak bilinen ve itibarı olan bir markanın çıkan haberlerle olumsuz etkilenmesinin söz konusu olabileceği, davalı tarafın dayandığı ölçüm şirketi olan GFK tarafından düzenlenen raporda 2004 yılı itibarıyla … markasının bilinirliğinin, … markasından sonra … markasından ise önce geldiği, markaların asıl maliki olan … Şirketinin 01/01/2007 tarihi itibarıyla şirket mevcut ve alacak toplamının 12.398.735,06 TL tutarında olduğu, dolayısıyla şirketin bal üretim piyasasında önemli bir şirket olduğu, delil olarak dosya kapsamında bulunan aynı sebebe dayalı … tarafından açılan tasarrufun iptali davasında tanık olarak dinlenen davalı tanığın … , bal üretim ve pazarlama alanında faaliyet gösteren davalı borçlu … Şirketi ile … Şirketinin rakip şirketler olduğu yönündeki beyanı ile davalı tarafın dayandığı marka ölçüm raporlarına göre paketli balda piyasanın %25 ile %30 arasında değişen oranlarda piyasayı elinde tutan davalı 4. kişi … Şirketinin piyasanın önemli bal üretim ve pazarlama firmalarından oldukları, …Firması tarafından markalar devralındıktan sonra 2009 yılında … markalı kavanoz ürünlerinin 6.175.700,81 TL’lik satış yapıldığı, yine 2010 yılında 4.471.840,94 TL’lik satış yapıldığı, dava dışı … açtığı diğer bir dava dosyası üzerinden hazırlanan ve eldeki dosyaya da ibraz edilen bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere …Şirketinin battığına ilişkin haberlerin basında yer aldığı anlaşılmaktadır. İşbu delil durumuna göre yapılan değerlendirmede; İİK 280/3. maddesi uyarınca ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan alan şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul edilmekte olduğu karşısında, aciz halinde bulunduğu anlaşılan davalı borçlu şirketin, piyasa değeri olan “tanınmış” marka statüsündeki markasını ve bu marka ile bağlantısı bulunan diğer markaları davalı … Şirketine devretmesinin işbu madde yönünden iptale tabi olduğu, gerekçenin devamında açıklanacağı üzere 4. kişi durumundaki dahili davalı şirketlerin de bu durumu bilmesi gereken konumda oldukları, İİK 280/1. madde yönünden yapılan değerlendirmede ise icra dosyası kapsamında bulunan geçici aciz vesikasına göre aciz halinde bulunan davalı borçlu şirketin, aleyhine başlatılan dava konusu takipten 4 gün önce ve dava dışı diğer takiplerden kısa bir süre önce tanınmış markasını ve bu markaya irtibatlı diğer markalarını devretmiş olmasının, mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini göstermekte olduğu, davalı 3. kişi … Şirketinin, davacının dava dilekçesinde dayandığı bir başka alacaklı tarafından açılıp feragatle sonuçlanan (dosya arasında bulunan) İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/899 Esas sayılı dosyasında verdiği 07/03/2008 havale tarihli dilekçesinin son sayfasında, borçlu şirketin malvarlıklarının bir kısımını nakde çevirmek suretiyle borçlarını ödemeye ve ticari faaliyetlerini sürdürmeye çalıştığı şeklindeki beyanları kapsamında şirketin ekonomik durumunun bozulduğunu bilmekte olduğu, keza markayı daha sonradan devralan ve ekonomik bütünlük içerisinde yer aldığı savunulan dahili davalı şirketlerin de bal üretim piyasasında yer alıyor oluşları, davalı borçlu şirket ile … Şirketinin rakip şirketler olması, ara malik konumundaki şirketlerin … Şirketinin tedarikçisi konumunda olması, … Şirketinin paketli bal piyasasını %25 ile %30’u arasında değişen oranlarda elinde tutması nedeniyle, borçlu şirketin bilinen ve yatırım yapılabilir en önemli markasını mal kaçırma kastıyla devrettiğini bilebilecek durumda oldukları, kaldı ki ekonomik durumuna dair basında çıkan haberler ve markanın devredildiği tarih itibarıyla davalı oluşu nedeniyle basiretli bir tacir gibi hareket edilmesi durumunda ilk devir işleminde ızrar kastıyla hareket edildiğine vakıf olunabilecek durumda olunduğu ve bu nedenle iyi niyetli sayılamayacakları, yine ekonomik bütünlük içerisinde yer aldığı savunulan dahili davalı şirketlerin kuruluş ve markayı devralış ve en son devrettikleri tarih itibarıyla devir işlemlerinin yakın ara gerçekleştirilmiş olması, aralarındaki organik bağ ve en son yapılan devir işleminin dahili davalı kılınma ara kararından hemen sonrasında gerçekleştirilmiş olmasının, markanın, mal kaçırmak amacıyla ara malik kullanılarak en nihayetinde rakip firma olan … Gıda… Şirketine devredilmesini hedefleyen işlemler yapıldığına dar fiili karine teşkil ettiği, dolayısıyla tüm bu sebeplerle yapılan tasarruf işlemlerinin, İİK 280. maddesi bakımından iptale tabi olduğu, her ne kadar bilirkişi raporlarında markanın değeri usulüne uygun bir şekilde belirlenmemiş ise de, rayiç piyasa değeri karşılığında devralınmış olsa bile bunun İİK 280. maddesi yönünden sonuca etkili olmadığı karşısında davanın kabulüne karar verilecek yerde bir başka dava dosyasındaki bilirkişi raporu ve davalı tarafından sunulan özel amaçlı raporu referans alan 25/02/2013 bilirkişi raporu ile “bir markanın değerinin tespiti işinin bilirkişilik görevinin kapsamını fazlasıyla aşan, verilen süre içerisinde ikmal edilmesi son derece güç olan, çok uzun ve zahmetli bir araştırma silsilesini gerektirdiği” yönünde beyanda bulunulup, bu konuda bir değerlendirme yapmaktan kaçınan …/10/2017 tarihli ek rapor hükme esas tutulmak suretiyle devir bedelleri arasında nispetsizlik olmadığı kabul edilip, az yukarıda sayılan İİK280/3. madesindeki iptal nedeninin varlığı ile mal kaçırma kastıyla hareket edildiğine dair bilgi ve belgelerin mevcudiyetine rağmen İİK 280. madde koşullarının da oluşmadığı kabul ve gerekçesiyle ret kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu markaların ilk devir tarihindeki değerinin 90.000,00 TL olarak belirlendiği, 21/09/2007 tarihli devir sözleşmesinde ise bedelin 100.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı karşısında aciz vesikasına bağlanan alacak miktarının daha çok olması nedeniyle harç ve vekalet ücretine bu değer esas tutularak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin ESASTAN KABULÜNE,2-İlk Derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,3-İstinafa başvuran tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,4-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 120,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davalı ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, B)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla; Davanın KABULÜ ile davalı … San. ve Tic. AŞ ile … arasında Beşiktaş …. Noterliğinin 21/09/2007 tarih ve … yevmiye numaralı marka devir sözleşmesiyle yapılan …marka tescil numaralı “…” isimli marka, … marka tescil numaralı “… ” isimli marka, … marka tescil numaralı “…” isimli marka, … marka tescil numaralı “…” isimli marka, 05/28407 marka tescil numaralı “…” isimli marka, … marka tescil numaralı “…” isimli marka, 02/27498 marka tescil numaralı “…” isimli marka, … marka tescil numaralı “…” isimli marka, … marka tescil numaralı “…” isimli marka, … marka tescil numaralı “orbal arıcılık balcılık” isimli marka, … marka tescil numaralı “…” isimli marka, 03/10082 marka tescil numaralı “poliflora” isimli markaların devrine ilişkin tasarrufun İPTALİNE, Davacı tarafa İstanbul …. İcra Dairesinin yenileme sonucu … Esas (eski …- yenileme sonucu …) sayılı dosyasındaki alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla sözü geçen markalar üzerinde cebri icra yetkisi TANINMASINA, 2-Dava konusu markaların devir bedelinin alacak miktarından daha az olması nedeniyle 100.000,00 TL dava değeri üzerinden hesaplanan 6.831,00 TL karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 9.382,50 TL’den mahsubu ile 2.551,50 TL harcın davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 6.831,00 TL harcın davalılar ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 4-Davacı taraf vekille temsil ettirdiğinden 2 nolu hüküm fıkrasında belirtilen dava değeri üzerinden hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalılar ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen toplam 4.587,20 TL yargılama giderinin davalılar ve dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 6-Davalılar ve dahili davalılar tarafından yatırılan vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansının taraflara ilgilisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 18/03/2021