Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1640 E. 2020/4326 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1640
KARAR NO : 2020/4326
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI : 2014/155 (E) 2017/1399 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminatı
KARAR TARİHİ: 09/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … adındaki kişinin sevk ve idaresindeki … San.ve Tic.Ltd.Şti.’ne ait … plaka sayılı aracın, 09/05/2012 tarihinde %100 kusurlu biçimde,…’in yönetimindeki müvekkili şirkete ait … plaka sayılı araca çarparak zarar görmesine neden olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları ve ıslah talebi saklı kalmak kaydıyla 11.956,98 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, 2.987,95 TL’nin davalı … 12/04/2014, diğer davalı …San. Tic. Ltd. Şti yönünden 09/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunmuştur.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı …San. Tic. Ltd. Şti. dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin kabul edilen kısmı yönünden istinaf incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, müvekkili şirkete ait aracın davaya konu trafik kazasından %25 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığına ilişkin talep ve itirazlarının dinlenmediğini, sebepsiz zenginleşme kastıyla açılan davada, davacının yetkili servislerden aldığı fiyat tekliflerinin sanki fatura gibi dile getirilerek dosyaya kanıt olarak sunulduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönündeki yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:HMK’nin 341/2’nci maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4’üncü maddesi uyarınca alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca anılan Kanunun ek 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; “200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’nci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2’nci fıkrasında; “200’üncü ve 201’inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341’inci, 362’nci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” biçiminde düzenlemeler bulunmaktadır.İlk Derece Mahkemesinin hükmünü verdiği 2017 yılı için HMK’nin 341/2’nci maddesinde öngörülen istinaf başvuru sınırı, aynı Kanunun ek 1/1-2’nci maddesi uyarınca her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle hesaplandığında 3.440,00 TL olacaktır.Yukarıda da belirtildiği üzere davacı vekili dava dilekçesinde, talep edilen tutarın 11.956,98 TL olarak bildirmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek 2.987,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur.Bu durumda, hükmolunan alacak miktarına göre istinafa konu olan hükmün 2017 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığının anlaşılması ve HMK’nin 341/2’nci maddesi karşısında istinaf başvurusuna konu hükmün incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin aynı Kanunun 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer yandan, Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf dilekçesinin, HMK’nin 352/1-b maddesi gereğince REDDİNE,2-İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/09/2020