Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/163 E. 2019/643 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/163
KARAR NO : 2019/643
KARAR TARİHİ : 09/12/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2016
NUMARASI : 2015/1036 Esas – 2016/826 Karar
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine 29/11/2011 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu …’ın ödeme emri tebliğ edildikten sonra üzerine kayıtlı olan … ada … parselde kain 4 nolu bağımsız bölümü kayınvalidesi …’a devrettiğini belirterek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı davalılar vekili tarafından aciz vesikası bulunmadığı, Muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, müvekkilinin zarar verme kastı içerisinde olmadığı, devir işleminin satış bedeli ödenerek yapıldığı ve gerçek satış ilişkisine dayandığı, asıl borçlu hakkında icra takibi kesinleştirilmeden kefil olan borçlu … a dava açıldığı, asıl borçlunun takip edilmesi durumunda borcun tahsil edilebilecek olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava, İİK’nın 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.1-Aciz vesikasına ilişkin dava ön şartına dair değerlendirme;İİK’nın 105. maddesi “Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası hükmündedir. İcraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277 nci maddede yazılı hakları verir.” hükmünü havidir.Aciz vesikasının amacı, borçlunun borç ödemekten aciz içinde olduğunun belgelenmesidir. Yapılan hacizlerde borca yeter mal ve alacağının bulunamaması halinde borçlunun aciz içinde olduğunun kabulü gerekir. Bu hali açıklayan haciz zaptı ve belgeler geçici aciz belgesi niteliğinde sayılır.Somut olayda, borçlu …ın adresinde 3 adet 750 TL değerindeki menkul mal haricinde borcu karşılamaya yeterli haczedilebilir malı bulunamadığı hususunun 15.05.2012 ve 07.08.2012 tarihli haciz tutanak içerikleri ile sabit olduğu ve icra dosyası kapsamında başkaca adına kayıtlı haczi kabil mal da tespit edilemediği karşısında, borçlunun aciz halinde olduğunu belgeleyen işbu belgelerin geçici aciz vesikası hükmünde olduğu görülmektedir. (Yargıtay 17. H.D. 2014/11059-12811 E.K. Sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararları)2-Esasa ilişkin değerlendirme;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı aleyhine avalisti olduğu (kefil) 31.12.2010 tanzim tarihli kambiyo senedine istinaden 29/11/2011 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, ödeme emrinin …’a 02.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği, takibin itirazsız kesinleştiği, davalı …’ın takipten hemen sonra adına kayıtlı bulunan … Ada .. parsel kayıtlı 4 nolu taşınmazı 06.12.2011 tarihinde kayınvalidesi olan diğer davalıya satış suretiyle devrettiği ve İİK’nın 278. maddesinde öngörülen tasarruf işleminin haciz tarihinden geriye doğru iki yıllık süre içerisinde yapılmış olduğu karşında İİK’nun 278/3-1 maddesine göre damat-kayınvalide arasındaki tasarruf bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine ve tasarrufun İİK’nun 280/1. maddesi gereğince dahi iptale tabi olduğu anlaşılmış olmakla davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Ne var ki, dava konusu taşınmazın devir tarihindeki rayiç piyasa değeri 76.000 Türk Lirası olarak belirlenmiş olması ve takip konusu alacağın bu miktardan daha yüksek olması nedeniyle harcın rayiç bedel üzerinden tahakkuk ettirilmesi gerekirken eksik harç alınması doğru değildir.Bu nedenle davalılar vekilinin esas yönelik istinaf itirazlarının reddine ancak kamu düzenine ilişkin olan bir husus olan eksik harç bakımından düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A- 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca davalılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin harca hasren KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının REDDİNE,2- İlk Derece Mahkemesi KARARININ BÜTÜNÜYLE KALDIRILMASINA,3- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,C) 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla;Davacı vekilinin davasının kabulüne, … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada -… parsel sayılı yerde bulunan 108,00metre kare miktarlı arsa üzerindeki binadaki 1’inci normal kat 4 nolu bağımsız bölüm taşınmazın satışına ilişkin 06/12/2011 tarihli davalılar arasında satış devir işlemine yönelik tasarrufun iptaline,B.Köy ….İcra Müd’nün … esas sayılı takip dosyasında verilmiş ihtiyati haciz kararının devamına, gerekli işlemlerin bu dosya üzerinden sürdürülmesine,Gayrimenkul üzerinde cebri icra yolu ile alacağın tahsil hakkının davacıya tanınmasına,3-Alınması gereken 5.191,56-TL karar ve ilam harcından peşin yatan 475,20-TL peşin harcın mahsup edilerek 4.716,36 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 475,20-TL peşin harcın ve 21,15-TL başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen 415,25-TL bilirkişi ücreti ve 329,30-TL posta masrafı olmak üzere toplam 744,55-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.840,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Dosya kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,Dair, gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.10/12/2019