Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1620 E. 2021/511 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1620
KARAR NO: 2021/511
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2018
NUMARASI: 2016/205 (E) 2018/130 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dilekçesinde özetle;davalıya ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın 29.05.2013 günü karıştığı tek taraflı kaza sonucunda araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği olan …’in vefat ettiğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı taraf cevap dilekçesinde müvekkili sigorta şirketi tarafından 04/11/2013 tarihinde 75.946,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, kusur durumunun belirlenmesi ve hatır taşıması varsa bu indirimin uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile … için 44.477,19 TL, … için ise 14.477,19 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili; KTK’nın 111. maddesi uyarınca ibra tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra açılan eldeki davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken esasa girilmesinin doğru olmadığını, raporda anne baba yönünden destek payları ayrılmadan hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, anne babanın bu konuda tahkim komisyonuna başvurduklarını, istiap haddinin üzerinde yolcu taşınması ve emniyet kemeri takılmamasının müterafik kusur teşkil ettiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 356. maddesinde yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanamayacak nitelikte ise incelemenin duruşmalı yapılacağı öngörülmüştür. Bu kapsamda, davalı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilebilmesi için duruşma açılmasına karar verilerek, resen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti yapılan istinaf incelemesi neticesinde; Dava, dava dışı …’in, davalı … şirketine trafik sigortasıyla sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle müteveffanın eşi ve kızı tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Rizikonun, poliçenin yürürlük tarihi içerisinde gerçekleştiği ve ayrıca teminat kapsamında olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı tarafın dayandığı ibranamede fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması nedeniyle, işbu belge makbuz hükmünde olup somut olayda KTK’nın 111. maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü süre söz konusu değildir. Öte yandan müteveffanın biber toplamak amacıyla yolcu olarak tarlaya gittiği esnada kaza meydana gelmiş olup istiap haddi aşılmasının davacı bakımından müterafik kusur teşkil etmediği, aracın emniyet kemeri tertibatının bulunduğu ve davacıların takmadığına dair de ispatın ortaya konulamadığı, dolayısıyla bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffa …’in hayatta olan anne ve babasına pay ayrılmadan hesaplama yapılmış olması doğru değildir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı doğrultusunda dosyada daha önceden görev yapan bilirkişilere dosya tevdi edilerek, asıl rapordaki veriler üzerinden gerek ödeme tarihi ve gerekse asıl rapor tarihi itibarıyla seçenekli hesaplama yapılmasının istenilmesi üzerine düzenlenen 03/02/2021 tarihli ek raporda, ödeme tarihi itibarıyla davacı koca bakımından 73.019,24 TL zararın hesaplandığı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin 73.058 TL; diğer davacı bakımından ise hesaplanan zararın 8.758,79 TL; sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ise 2.888 TL olduğu, asıl rapor tarihi itibarıyla desteğin kızı olan davacı bakımından 13.055,16 TL zarar hesaplanarak yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 3.793,09 TL’nin mahsubundan sonra 9.262,07 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı görülmüştür.
İşbu bilirkişi raporuna göre ödeme tarihindeki verilere göre davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme ile sigorta sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğun davacı eş bakımından yerine getirilerek borcun sona erdiği, ancak diğer davacı bakımından yapılan ödemenin yetersiz oluşu nedeniyle hesap edilen miktarın hüküm altına alınması gerektiği sonucuna varılmış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüştür. O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 356/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında kararla davacı … yönünden davanın esastan reddine, diğer davacı bakımından ise kısmen kabulüne; mahkemece fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmek suretiyle reddettiği cenaze giderleri yönünden istinaf başvurusu bulunmadığından, bu yönde bir değerlendirme yapılmasına yer olmadığına ve yine ilk derece mahkemesince dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği, bu yöne ilişkin davacı tarafça istinaf başvurusunun bulunmadığı, dolayısıyla bu hususun da kesinleştiği göz önüne alınarak sair kesinleşen hususlar aynen tekrar edilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A-1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 356/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, Buna göre; 2-a)Davacı …’in davasının reddine, b)Davacı …’in davasının kısmen kabulü ile, 9.262,07 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 26/02/2016 tarihi itibarıyla işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Karar ve ilam harcı 632,69 TL’nin peşin alınan 31,40-TL’den mahsubu ile 601,29 TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 62,80-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacılar tarafından ortaklaşa yapılan 1.054 TL yargılama giderinin yarısına tekabül eden kısmın davacı … üzerinde bırakılmasına; bakiye kısımı olan 527 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre (9262/ 14477) 337,16 TL’nin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, 6-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince, 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, 7-Davacı … tarafından açılan tazminat davasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar olan 5.215,19 TL üzerinden AAÜT gereğince 4.080 TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davacı … tarafından açılan tazminat davasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 13/4 maddesi gereğince 4.080 TL maktu vekalet ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, İstinaf yargılama giderleri; 10-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının iadesine, 11-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvurma harcı ile 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 129,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 727,10 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan yarı yarıya olacak şekilde tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine, 12-2021 yılı AAÜT gereği (hüküm duruşması hariç) yapılan tek bir tahkikat duruşması nedeniyle 2.040 TL vekalet ücretinin davacılardan yarı yarıya olacak şekilde tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine, 13-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2021