Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1617 E. 2020/4444 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1617
KARAR NO: 2020/4444
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2018
NUMARASI: 2014/471 Esas – 2018/58 Karar
DAVANIN KONUSU:Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.08.2008 günü, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı, davalı bankaya ait zırhlı aracı ile Taksim … Bankası ATM önünde geri manevra yaparken …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, kaza nedeniyle İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/604 esas sayılı dosyasına verilen rapor ile sürücünün asli kusurlu bulunduğunu, davacı anne için 75.000,00 TL ve çocuk için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 125.000,00 TL manevi, davacılar için hesap edilecek destekten yoksun kalma tazminatlarını işleten ve sürücü bakımından olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden ise sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; davacı … için bilirkişi raporu ile tespit edilen ve ıslah edilen 45.343,45 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 28/08/2018 tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, muris- davacı …’in yargılama esnasında vefat ettiğinden yasal mirasçısı … tarafından davaya devamla 75.000,00 TL manevi tazminatın tamamının kaza tarihi olan 28/08/2018 tarihinden işleyecek faizleri ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, babasının ölümü nedeniyle büyük ruhsal çöküntüye uğrayan davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın tamamının kaza tarihi olan 28/08/2018 tarihinden işleyecek faizleri ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde sürücünün %100 kusurlu olduğunu, kazanın oluş şekli itibariyle müvekkili bankanın araç maliki olarak kusurlu kabul edilemeyeceğini, olayın bir trafik kazası olmadığını, olayda vefat eden …’in olay yerinde fenalaştığını, daha sonra hastaneye kaldırıldığını ve orada vefat ettiğini, maktule ait raporda kaza olduğuna dair herhangi bir ibareye rastlanmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; destekten yoksun kalma tazminatının 67.267,00-TL olarak tespit edildiğini ve 03.07.2013 tarihinde …’in hesabına ödeme yapıldığını, müvekkili şirketinin yasa ve poliçe gereği sorumluluğunu yerine getirdiğini ve başkaca yükümlülüğü kalmadığını, diğer davacı … için kaza tarihi itibariyle 18 yaşından büyük olması nedeniyle mevzuat gereği hakkında destekten yoksun kalma tazminat hesabı yapılmadığını, zarar görene uğradığı gerçek zararın miktarını ödeyen müvekkili şirketinin sorumluluğunun sona erdiğini, davacıların gerçek zarar miktarını aşan taleplerinin reddinin gerektiğini beyan etmiş, sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “davacılardan … dava sırasında vefat ettiğinden, mirasçılarıda davayı takip etmediklerinden, Zaten alması gereken tazminatıda sağ iken aldığı belirlenmiş olmakla bu şahsın açtığı maddi ve manevi tazminat davasında hüküm verilmesine yer olmadığına, iş bu asıl ve ıslahla açılan davanın … yönünden Kabulü ile 45.343,45-TL nin davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden, diğer davalılar … Bankası A.Ş. ile … yönünden ise kaza tarihi olan 28.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, davacının talep ettiği manevi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile 10.000,00 TL nin davalılar … Bankası A.Ş. ile …’den kaza tarihi olan 28.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınıp davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ile davalı … AŞ vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasında vefat eden davacı …’in mirasçısı sıfatı ile davaya devam edecekleri yönünde dilekçe sunmalarına rağmen bu davacı yönünden karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazada babasını kaybeden davacı … için takdir edilen manevi tazminatın yetersiz olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince kusur yönünden yapılan incelemelerin yeterli olmadığını, maddi tazminata yönelik bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazın dikkate alınmadığını, vefat eden davacıya ödenen fazla tazminatın davacı …’in terekesine dahil olması sebebiyle davacı … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ömür boyu destek ihtiyacında olduğu iddia edilen davacı …’e Sosyal Güvenlik Kurumu veya başka bir kurum tarafından yapılan yardım veya maaş olup olmadığının sorulması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, İstanbul 18.Asliye Ceza Mahkemesince alınan 02/11/2012 tarihli kusur bilirkişisi raporu ile ilk derece mahkemesince alınan 16/09/2014 tarihli kusur bilirkişisi raporuna göre davalı sürücünün trafik kazasının meydana gelmesinde hatalı geri manevrasının neden olduğu, olayın yaya trafiğinin çok yoğun olduğu bir bölgede gerçekleştiği, sürücünün muavin yardımı almaksızın ya da geri görüş kamerası kullanmaksızın manevrada bulunduğu değerlendirilerek, olaya ilişkin her iki kusur raporu vaka denetimi ve kusur paylaştırması yönünden birbiri ile uyumlu, ayrıntılı gerekçeli taraf ve mahkeme denetimine uygun nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Durum böyle olunca, davalı işleten … Bankası AŞ vekilinin kusur oranının belirlenmesine yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davacılardan …’e yargılama sırasında 13/07/2013 tarihinde davalı … Şirketince maddi tazminata ilişkin bir ödeme yapıldığı, bu ödemeden sonra davacı …’in yargılama sırasında 13/08/2015 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. İstinafa gelen davalı … AŞ davacı …’in ödemeden sonra vefatı sebebiyle davacının muhtemel yaşına göre hesaplanan tazminatın sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği ve diğer davacı … yönünden hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi gerektiği yönünde talepte bulunmuşsa da, vefat eden davacıya yapıldığı iddia edilen fazlaca ödemenin davacı … yönünden tazminattan mahsubu olanağı yoktur. Bunun yanında, vefat eden davacıya yapılan ödeme ve davacıdan alınan herhangi bir ibraname ve ödeme açıklaması dosya kapsamında mevcut bulunmadığından ödemenin diğer davacıya teşmil ettirilmesinin hukuki dayanağı yoktur. Davacı …’in özür durumuna ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumlarınca yapılacak yardımlar maddi tazminat hesabında dikkate alınabilecek rücuya tabi ödemeler niteliğinde olmadığı için davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Davacı vekili 15/07/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile vefat eden davacıya ait veraset ilamını da dosyaya sunarak vefat eden davacı bakımından davaya devam ettiklerini ve maddi tazminat yönünden de 45.343,45 TL üzerinden davalarını ıslah ettikleri yönünde beyanda bulunmuşlardır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/7255 2013/5874 karar numaralı ilamında da belirtildiği üzere, manevi tazminat talep hakkı kural olarak zarar görene ait olan bir hak olmasına karşın zarar gören ölmeden önce manevi tazminat hakkında dava açmış veya dava açma iradesini belli etmiş ise mirasçılar açılmış davaya devam edebilirler veya henüz ikame edilmemiş bir davayı bizzat açabilirler. Somut olayda, vefat eden davacının açmış olduğu manevi tazminat davası mevcut iken ve yasal tek mirasçısı davacı … davaya devam etme yönünde beyanda bulunmuş iken ilk derece mahkemesince vefat eden davacının manevi tazminat talebi yönünde hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı bulunarak, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüştür. İstinaf yasa yoluna başvuran tüm tarafların manevi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları bakımından; TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56.maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında davacı … için takdir edilen tazminatın yukarıda açıklanan ilkelere uymadığı değerlendirilerek, davacı … için 30.000,00 TL, vefat eden davacı … için manevi tazminat hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediği değerlendirilerek 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür. Bu nedenle; davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince Esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat yönünden kabulü ile … için 45.343,45 TL maddi tazminatın, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden, diğer davalılar … Bankası A.Ş. ile … yönünden ise kaza tarihi olan 28.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 2-Davacının manevi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile davacı anne … mirasçısı sıfatıyla 40.000,00 TL, davacının kendisi için 30.000,00 TL’nin davalılar … Bankası A.Ş. ile …’den kaza tarihi olan 28.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınıp davacı …’e verilmesine, 3-Karar ve ilam harcı 7.879,11 TL’nin peşin alınan 588,36 TL’den mahsubu ile kalan 7.290,75 TL bakiye ilam harcının (maddi tazminat yönünden 3.097,41 TL’nin bütün davalılardan, manevi tazminat yönünden 4.781,70 TL’ nin davalılar … Bankası A.Ş. ile …’den alınarak) hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 616,41-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 2.103,50 TL yargılama giderinin, maddi tazminat yönünden 1.723,10 TL’sinin davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen, manevi tazminat yönünden 380,10 TL’sinin de davalılar … Bankası A.Ş. ile …’den alınarak davacıya verilmesine, 6-Maddi tazminat yönünden; İlk derece mahkemesi kararı uyarınca, davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.377,78 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Manevi tazminat yönünden; Davacı tarafın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Bankası A.Ş. ile …’den alınarak davacıya verilmesine, 8-Reddedilen manevi tazminat yönünden; Davalı … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 7.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 9-Davalı … tarafından yapılan 316,00 TL yargılama giderinin reddedilen miktar oranlanarak takdiren 102,03 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 10- Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden açılan maddi tazminatın kabulüne karar verilmesi nedeniyle bu davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 11-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 76,30 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davalı … AŞ tarafından yatırılması gereken 3.780,51 TL harcın, peşin yatırılan 948,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.832,51 TL harcın davalı … AŞ’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2020