Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1605 E. 2020/4199 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1605
KARAR NO: 2020/4199
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2018
NUMARASI: 2016/649 Esas – 2018/81 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (TTK. 1472)
KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ZMMS sigortacısı, dava dışı … Ltd. Şti.’nin maliki ve …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, 21/10/2011 tarihinde, … Caddesi … yönünde seyir halindeyken, … Caddesi Kavşağında, davalı kurum tarafından açık bırakılan rögar kapağına çarpmamak için manevra yapması nedeniyle gerçekleşen kaza neticesinde hasar gördüğünü, kazayla ilgili olarak Kocaeli 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/56 Değişik İş numarasıyla hasar ve kusur tespiti yapıldığını, bu dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda “Yol unsurlarının ve buna bağlı olarak yol inşaatından sorumlu kişi ya da kurumların olayda %20 oranında kusurlu olduğunun tespitinin yapıldığını, Kocaeli 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/153 Esas Sayılı dosyasında verilen kararda da, İSU Genel Müdürlüğü’nün, kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olduğu” tespit edildiğini, yapılan yargılama neticesinde verilen kararın, alacaklı tarafından Gölcük İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu ve müvekkili şirket tarafından, Gölcük İcra Müdürlüğü vasıtasıyla ilgililere 32.676,00 TL ödeme yapıldığını, yargılama sonucunda sigortalıya ödenen 32.676,00 TL’nin, davalının %20 oranındaki kusuruna isabet eden 6.535,00 TL’sinin TTK hükümleri gereğince rücuen tahsili için Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun borca itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu, hiçbir hukuki gerekçe ileri sürülmeksizin sadece borcun olmadığına dair verilen itiraz dilekçesinin, icra takibini geciktirme amacı taşıdığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu ve itirazın iptali için işbu davanın açılması zaruriyetinin doğduğunu iddia ederek, davanın kabulü ile, davalının Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaya yaptığı itirazın iptali ile icra takibinin devamına, borca itiraz eden davalı %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarını tekrar ettiklerini, Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin hasar ve kusur tespitini kabul etmediklerini, bilirkişinin %20 oranındaki kusuru, yol ve yol üzerindeki rögar kapağından verdiğini, yolların, müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, yol inşaatının, Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olduğunu, rögar düzenlemesinin de yol kotuna bağlı olduğu için büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olduğunu, ayrıca bilirkişi raporunda ve tutanakta, rögar kapağının sabitlenmediğine ilişkin hiçbir ibarenin bulunmadığını, hatta “rögar kapağı yerindedir.” ibaresinin mevcut olduğunu, beton boşluğun, kazaya sebebiyet olamayacağını, ayrıca sabitlenen beton kapaklarının açılmasının mümkün olmadığını, sürücünün kusurlu olduğunu, %7 eğilimli bir yolda yukarı istikamette 12 metre uzunluğundaki fren izinin dahi, aracın durmasına yeterli gelmemesinin, nasıl bir sürat neticesinde oluşabileceğinin açık olduğunu, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, istenen hasar miktarını da kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine Kocaeli … İcra Müd. … Esas sayılı dosyasından yapılan takipteki davalı itirazının iptali ile takibin 6.535,00 TL asıl alacak, 430,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.965,44 TL üzerinden devamına, 6.535,00 TL asıl alacak için takipten itibaren yasal faiz uyğulanmasına, 6.535,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 446,40 TL harçtan peşin harç olarak alınan 118,95,00 TL’nin mahsubu ile 327,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yolların, yol inşaatının ve rögar düzenlemesi de yol kotuna bağlı olduğundan, olayın Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olduğunu, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava ve uyuşmazlık, TTK’nın 1472. maddesi kapsamında rücuen tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı nezdinde ZMMS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın 21/10/2011 tarihinde, davalı kurumun sorumluluğunda ve açık bırakılan rögara çarpmamak için manevra yapması nedeniyle maddi hasarlı kazanın meydana geldiği ve sigortalı aracın hasar gördüğü, davacı tarafça sigortalısına toplamda 32.676,00 TL ödeme yapıldığı, kazanın meydana gelmesinde, davalı kurumun %20 oranında kusurlu olduğu ve davacı tarafça bu kusura tekabül eden 6.535,00 TL’nin TTK’nın 1472. maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı ve Mahkemece, yukarıda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Kocaeli 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/153 Esas-2014/89 Karar sayılı dosyasında kesinleşen kusur bilirkişisi raporuna göre, davalı kurumun kazanın meydana gelmesinde %20 kusurlu ve meydana gelen zarardan %20 kusur oranında sorumlu olduğu kesinlik kazandığından, davalı vekilinin husumete yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin, davalı İzmit Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nün harçtan muaf olduğu yönündeki istinaf iddia ve itirazına gelince ise, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12/05/2016 tarihli, 2016/1413 Esas-2016/6605 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere İSU Genel Müdürlüğü tacir sıfatına haiz olduğundan yargı harçlarından muhafiyeti bulunmamaktadır. Başka bir deyişle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı da yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 446,40 TL harçtan peşin alınan 111,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 337,5 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.19/11/2020