Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/1590 E. 2020/4291 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/1590
KARAR NO: 2020/4291
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2018
NUMARASI: 2015/231 Esas – 2018/131 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/08/2014 tarihinde, davalı … Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı, davalı …’ın maliki ve davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpışması nedeniyle, karşı yönde bekleyen müvekkiline ait … plakalı aracın hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, kazadan sonra müvekkilinin aracıyla ilgili olarak … Sigorta AŞ. nezdinde hasar dosyası açıldığını ve eksper tarafından aracın kullanılamaz hale geldiğinin rapor edilmesi üzerine, pert olgusu gözetilerek 37.125,00 TL tutarında hasar bedelinin makul ödeme süresi aşılarak müvekkiline ödendiğini, müvekkiline ait aracın kazadan önce … Ltd. Şti., … AŞ. bünyesinde servis taşımacılığında çalıştırıldığını, kaza nedeniyle aracın hasarlanması ve çalıştırılamamasından dolayı gelir kaybının söz konusu olduğunu, aracın çalıştırılamaması nedeniyle 2014 Mart ayı servis hizmeti için 4.078,91 TL, Nisan için 5.438,99 TL, Mayıs için 5.209,39 TL, Haziran için 5.090,08 TL’lik fatura kesildiğini, bu faturalarda yer alan bedel ile ilgili olarak piyasa şartları ve işin olağan koşulları gereğince, fatura tutarının %30’unun yakıt harcaması, %25’inin masraf gideri olarak ayrılabileceğini ve böylece her fatura tutarının %45’inin net araç ve aracı kullanan davacı kazancı olduğunun aşikar olduğunu; hasar tazminatı olarak ödenen 37.125,00 TL’lik tutarın rayiç değerin altında olduğunu ve müvekkilinin karşılanamayan araç zararı bulunduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla karşılanamayan bakiye araç hasar tazminatı için 2.800,00 TL’nin makul ödeme süresinin sonu olan 20/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tüm davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline; kazanç kaybı için 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … Sigorta Şirketi ve davalı … Sigorta AŞ. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun, poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin azami poliçe teminat limitinin 26.800,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından 2.875,00 TL ödendiğinden, müvekkilinin sorumluluğunun doğması halinde, sorumluluk limitinin 23.925,00 TL olarak dikkate alınması gerektiğini, kusur tespitinin bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, davacının avans faiz ve 20/08/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin haksız olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğunu, davacı tarafın başvurusu üzerine 04/12/2014 tarihinde banka aracılığıyla 5.750,00 TL ödendiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, avans faiz talebinin haksız olduğunu ve müvekkilinin temerrüde düşmediğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; maliki bulunduğu … plakalı aracı, davalı …’ya hastasını hastaneye götürmesi için emaneten verdiğini, …’nın kazaya sebebiyet verdiğini, kazadan haberinin olmadığını, hastane dönüşünde aracın tamponunun kırık olduğunu ve nedenini sorduğunda, davalının, kendisine, kaldırım taşına vurduğunu söylediğini, davalı …’nın aracın tamponunu yaptırarak getirip kendisine teslim ettiğini, kazanın kendisinden saklandığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın maliki ve kaza anındaki sürücüsü olduğunu, maliki olduğu aracın sigortacısı tarafından davacının zararının karşılandığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …’ya, dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap hakkını kullanmamıştır. İlk Derece mahkemesince; “2.800,00 TL hasar tazminatı alacağının, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 23/08/2014 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 07/04/2015 tarihinden itibaren ve diğer davalılar …, … ve … yönünden 20/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6.750,00 TL gelir kaybı alacağının kabulü ile, iş bu alacağın 5.000,00 TL’sine 11/08/2014 tarihinden itibaren ıslah edilen 1.750,00 TL’sine ıslah tarihi olan 05/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar …, … ve … ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maliki bulunduğu … plakala aracı, 11/08/2014 tarihinde davalı …’ya hastaneye gitmesi için emaneten verdiğini ve olayda kendisinin bir kusurunun bulunmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan bakiye araç hasar tazminatı ve kazanç kaybı tazminatı istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, 11/08/2014 tarihinde, davalı … Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı, davalı …’ın maliki ve davalı …’nın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpışması neticesinde, karşı yönde kendi şeridinde bekleyen … plakalı aracın bu çarpışma nedeniyle hasarlandığı ve pert-total işlemi gördüğü, … Sigorta Şirketi tarafından davacıya 37.500,00 TL araç hasar tazminatı ödendiği ancak davacı tarafça bu miktarın yetersiz görülerek, işbu davada, bakiye hasar tazminatı ile kazanç kaybı tazminatı talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Davacıya ait aracın hasarlanması ile sonuçlanan olaya karışan … plakalı aracın davalı …’a ait olduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. İstinaf yoluyla incelenecek olan uyuşmazlık, araç maliki/işleteni olan bu davalının, kısa süre için davalı sürücü …’nın haksız fiilinden sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davalı … istinaf başvurusunda, maliki/işleteni olduğu aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu değil, kendi kusursuzluğunu ve dolayısıyla zarardan sorumlu olmadığını ileri sürmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Kanun’un 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.Öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edildiği üzere; motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenlemeler ile öngörülen sorumluluk, bir kusur sorumluluğu değil sebep sorumluluğu olup araç işletenin sorumluluğu sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkindir. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’un 86. maddesinde de, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecektir. Bu bağlamda somut olayda davalı …, işleten sıfatıyla sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarının oluşmadığını ileri sürmediğine, 2918 sayılı Kanun’un 85/1. ve 85/son maddeleri uyarınca zarardan sorumlu olduğuna göre itirazlarının yerinde olmadığı sonucuna ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 652,00 TL harçtan peşin alınan 163,1 TL harcın mahsubu ile bakiye 486,36 TL harcın davalı …’dan tahsiline, 3-Davalı …’ın istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.03/12/2020